Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
atmak isteyecekti. Dışarda, rutubetli caddede, kendisini masa<br />
lambasının yuvarlak ışığı altında olduğundan daha iyi hissedecekti.<br />
Dağınık ve düşüncelere uzak bir huzursuzlukla sokakları<br />
dolaşacaktı. Ama gene de karşı konulmaz bir güç onu istasyona<br />
doğru sürükleyecekti. Orada, elindeki mektubu istasyon meydanındaki<br />
kutuya değil, perondaki posta kutusuna atmak aklına<br />
gelecekti. Bir posta kartı alacak, mektubu kutuya atacak ve olduğu<br />
yerde kalacaktı. Ekspres birazdan gelecekti. Trenler bu<br />
küçük kentte hep birkaç dakika kadar kalırdı, inen ve binen az<br />
olurdu. Peron hemen hemen boş olacak, hep aynı yerde çalışan<br />
hamal birkaç bavulu üstüste koyacaktı. Dört beş kişi aceleyle<br />
oraya buraya koşuşacak, trene binmenin ya da istasyondan yolcularını<br />
almaya gelmenin bekleyişi içinde dolaşacaklardı. Her<br />
şey öyle görünmekle kalmayacak, çevresindeki insanların sinirliliği<br />
ona da geçecekti. Gelecek trenden inecek birisini bekliyormuş<br />
gibi o da heyecanlanacaktı. O da herkesin baktığı yöne bakacaktı.<br />
İlerdeki tünelin içinde dumanın beyaz bir top gibi yoğunlaştığını<br />
görecekti. Çocukluğunda olduğıu gibi çevresindekilerin<br />
rahatsız edici bakışlarla kendisine baktklannı hissedecekti. Sonra<br />
lokomotifin ince ıslığı duyulur olacakti. Lokomotifin ıslığı!<br />
Yüreğinin kilitlerinden birisi zayıflamış olsa, bu ıslıkla açılacak,<br />
bütün lifleri bir noktaya aynı istekle çekileceklerdi: buradan gitmek!<br />
Sonra biraz öncesine kadar sessiz duran peronu lokomotifin<br />
gürültüsü dolduracaktı. Kondüktör vagonların kapılarını,<br />
dükkânının kapısını yabancılara açar gibi açacaktı. Steiner<br />
dalgın bir şekilde olduğu yerde kalacak, onun da önünde bir kapı<br />
açılacaktı. Steiner'in kafasında şu son yıllarda düşündüklerinin<br />
hepsinden daha başka bir düşünce doğacaktı: Hemen gidebilirdi,<br />
onu engelleyen hiçbir şey yoktu. Bu düşünce aklına gelir gelmez,<br />
insanın önce kurşunu sonra onun acısını duyması gibi, anlatıl<br />
maz ve çaresiz bir yurt özlemi yüreğini dolduracaktı. Bir zamanlar<br />
istemiye istemiye içine girdiği, yabancı insan kokusuyla dolu<br />
bütün bu odalardan, geçtiği bütün sokaklardan, tartışma dolu<br />
gecelerden geriye basit bir yurt özleminden başka hiçbir şey kalmayacaktı.<br />
Böyle bir yurt özleminin yanında her şey ona zavallı<br />
ve anlamsız görünecekti. Hiçbir şey ona engel olamayacaktı, ne<br />
zorunlu olarak birkaç yılını geçirmek için yaptığı işler, ne de<br />
<strong>Yoldaşlar</strong> F: 12/177