Anna Seghers Yoldaşlar Sosyalist Yayınları (1)

More documents

Recommendations

Info

Onbirinci Kısım I Köylü Tien Şi-li bir gece tepeden tırnağa Şanghay'daün haberli gelen adamın artık oraya varmasının zamanının geldiğini duyarak uyandı. Birkaç gün önce torunu, Şanghay'dan gelecek olanla buluşmak için güneyden gönderilen iki adamın Hou ırmağı kıyısında askerler tarafından yakalandıkları ve büyük bir olasılıkla da kurşuna dizildikleri haberini getirmişti. Tien ve torunu hesaplıyorlardı: Şanghay'dan gelecek olan önce bir iki gün bekleyecek, ama ondan sonra görevi önemli olduğu ve saldırı başlamazdan önce buralarda olması gerektiği için tek başına yola çıkacak ve kararlaştırıldığı gibi köyden köye giderek üç dört gün içinde burada olacaktı. Tien Şi-li öksürükler ve inlemelerle yerinden doğrulan ağır vücuduyla birlikte bütün aileyi uyandırdı. Yukarıya çıkıp odanın içinde dolaşmaya başladıklarında yeni günün ağırlığı konuşmalarda çoktan duyulur olmuştu. Geçirdikleri gece içinde yüzlerce askerin akıntıyı geçtiğini bilmiyorlardı. Yaşlılar hiçbir şey yemiyorlardı, konuşmuyorlardı da. Duyulan sadece çocukların gürültüsü patırtısı, incecik sesleriydi.
Sonra kulübe inişli çıkışlı esmer bir toprağa açıldı, insanlar çalışmağa gittiler. En önde Tien, arkada oğlu ve büyük torunu üçü de aynı boydaydılar, üç kardeş gibiydiler, sonra kadınlar çapaları, sepetleri ve çocuklarıyla. Hep birlikte iki tepeyi aştılar. Sulama hendeklerinden gelen su, küçük bir göl gibi birikmişti. Suyun biriktirdiği yer merminin açtığı bir çukurun hemen kıyısında boş kulübeleri toprağın içine iyice gömülmüş, sefil, ölmek üzere olan bir köy duruyordu; çukur suvu içmek istiyormuş gibi ağzına kadar doluydu. Aile askerler gelmeden topraklarını biraz daha işleyebilmek için hırsla işe koyuldular. Tien Şi-li ancak öğleyin üzerine eğildiği topraktan doğruldu. Kendi köyüne doğru bir düzine kadar köylü, sopa ve sepetleriyle birlikte geliyorlardı. Hou ırmağından, geminin yanaştığı yer olan bir iki saatlik bir yoldan geliyorlardı. Tien görünüşlerine hiç de yabancı olmadığı bu insanlara baktı. Ona yabancı gelen hiçbir çizgi göremedi. İlk kez boşuna beklemiş ve belki de artık yitirilmiş bir yaşantı için içini çekti. Ama yeniden toprağın üzerine eğilmiş olan oğlu: "Gelmesi için daha zaman var", dedi. Akşam Tien konuğu için bir'çorba tası hazırladı, eliyle sinekleri kovdu ve yolu dinlemeye koyuldu. Gecenin içinden son gemiyi kaçırmış olan insanların ayak sesleri geliyordu. Daha Liau kapıyı vurmadan kapı içerden açıldı. Liau bir köşeye oturdu ve verilen yemeği yedi; Tien ailesinin çeneleri de onun çeneleri ile birlikte oynuyordu. Açlığa ve yorgunluğa rağmen her soluk alıp verişinde kendini biraz daha güvence altında hissediyordu. Tien Şi-li: "Burada güvence altında sayılırsın", dedi. "Çevredeki bütün kulübeler bizden. Oğlum seni Tsi-İ’ye götürecek. Birinci seferden önce orası bizim bölge Sovyet'inin merkeziydi. En kuzeydeki köy şimdi senin geldiğin iskelenin bulunduğu köydü. Ama şimdi Kuzey Ordusu her yere kendi yöneticilerini ve casuslarını koydu. Hou ırmağının arkasında asker kalmayınca bizim buraların yönetimi gene eskisi gibi olacak." Sabah olunca Liau, Tien'in oğluyla birlikte çıktı. Adımlan birbirlerine iyi uyuyordu. Sadece bir iki saatlik bir yol boyunca birlikte olabildiklerine hayıflanıyorlardı. Liau Rusya'yı anlattı.
Page 1 and 2:
A n n a S egh ers Yoldaşlar
Page 3 and 4:
Anna Seghers, sosyalist gerçekçi
Page 5 and 6:
SOSYALİST YAYINLAR: 32 EDEBİYAT S
Page 7 and 8:
Anna Seghers'in 'Yoldaşlar" adlı
Page 10 and 11:
Birinci Kısım i Her şey bitmişt
Page 12 and 13:
Başına vurdular, düşmedi, asıl
Page 14 and 15:
"Hey, kızıllar, bu giysilerle...!
Page 16 and 17:
ca köşesinde büyük bir kalabal
Page 18 and 19:
Pal'ın emrinde miydin?" -"Evet" -"
Page 20 and 21:
anlam verebiliyor musunuz? Ben bir
Page 22 and 23:
uyanmıştı. Steiner Faludi'nin om
Page 24 and 25:
".....sosyal demokrasinin bütün k
Page 26 and 27:
) İkinci Kısım I Artık ayakta d
Page 28 and 29:
üyük bil' savaş kazandı. Kiev'i
Page 30 and 31:
san vardı ki. Ama Morvani'nin yapt
Page 32 and 33:
nuşma söndü gitti. Faludi ikinci
Page 34 and 35:
Başımdan ne kadar büyük ve kork
Page 36 and 37:
duğu bir yermiş gibi bakıyordu.
Page 38 and 39:
hep. Gene de onların yanına oturd
Page 40 and 41:
yere vurup geri döndüler. Sımsı
Page 42 and 43:
talarda bir adam bir sandığın ü
Page 44 and 45:
şeyi, dinleyenlerin bekledikleri
Page 46 and 47:
gibi baştan aşağı bir süzdü,
Page 48 and 49:
ten sonra, herşeyi ama herşeyi bo
Page 50 and 51:
Sonra peron boşaldı. Marie, çocu
Page 52:
ir gerçeklik...Her şeyi anlattır
Page 56 and 57:
Dördüncü Kısım i 1924 kışı.
Page 58 and 59:
yor, ona bakmıyor sadece bir şark
Page 60 and 61:
o paketçikle birlikte ilk postaya
Page 62 and 63:
gömlekler kurutuluyordu. Pali göm
Page 64 and 65:
•Jozsi yanıtladı: "Ne zaman gö
Page 66 and 67:
karşılaştılar. Örgüt o akşam
Page 68 and 69:
insanı yerinden oynatan bir acı -
Page 70 and 71:
günden beri bütün arkadaşlarım
Page 72 and 73:
yattı ve hemen gözlerini yumdu. K
Page 74 and 75:
Küçük bir istasyonda durdular.
Page 76 and 77:
yakındaki köye giderler. Gidiş t
Page 78 and 79:
hem tam dört hafta geçti bu olay
Page 80 and 81:
eas, seni alıp benim yanıma getir
Page 82 and 83:
Steiner. Korktuğu tek bir şey var
Page 84 and 85:
sayfa, bu da bir şeydi. Steiner ok
Page 86 and 87:
yorlardı arkada, duvarda Sun-Yat-s
Page 88 and 89:
öğrendiğimin hepsini, daha başk
Page 90 and 91:
vardı. Bayan Melnyk bildirileri te
Page 92 and 93:
larının ellerinde teneke bardakla
Page 94 and 95:
yasi’er, demir kemirir gene de va
Page 96 and 97:
kentin, ayrılıp geldiği kentten
Page 98 and 99:
vam edeyim mi?" "Oku, oku." "Eskide
Page 100 and 101:
köşede ilk kez bir araya gelen Ru
Page 102 and 103:
du. Annesine benziyordu, kısa boyl
Page 104 and 105:
"Yedi yüz adam savaşır akşamlan
Page 106 and 107:
düşünüyor, Stoyanofun bütün b
Page 108 and 109:
grup insanın üzerine sıva dökec
Page 110 and 111:
da kesiştiler: "Rakosi'nin mahkeme
Page 112 and 113:
daha var." Marie alçak sesle: "Biz
Page 114 and 115:
sadı, korktu birden, sonra gülere
Page 116 and 117:
asma ait olduğu aklıma geldi. Cep
Page 118 and 119:
klarına inandırdığını düşü
Page 120 and 121:
duydukları sevinci belli ediyorlar
Page 122 and 123:
du. Düzenli olarak mektup yazmış
Page 124 and 125:
"Çok söylendi mi?" "Sen ne yapaca
Page 126 and 127:
ödüllendirmeye hazır halini keş
Page 128 and 129:
"Yani..." "Görüyorsunuz işte, ci
Page 130 and 131:
sütü içine döktü. Kadın hamur
Page 132 and 133:
sonra ne olduğunu bilmiyorum. Ben
Page 134 and 135:
memişti hâlâ. Stoyanofun kollar
Page 136 and 137:
Sekizinci Kısım i Paris'de, Rue S
Page 138 and 139:
çağırdılar; kendisine çoğu ke
Page 140 and 141:
madı beni. Yüzümün artık bir d
Page 142 and 143: diye sordu. Arasıra, ne bulursam.
Page 144 and 145: Epeydir gene eski çiftlikte yaşı
Page 146 and 147: du. Liau Yen-kay karısı ve birka
Page 148 and 149: cuklarla nasıl konuşulur onu da b
Page 150 and 151: Grev ya da miting olduğu zaman ken
Page 152 and 153: Lahana ve soğan kokan yoksul odan
Page 154 and 155: durmuşlar bağırıyorlardı: "Tam
Page 156 and 157: her şeye egemen olmaya başlamış
Page 158 and 159: Şezlonglarını yanyana koydular.
Page 160 and 161: süre Tsen'i öne doğru eğilip Li
Page 162 and 163: monte edilmiş gibi duruyordu. Odan
Page 164 and 165: Bordoni, son zamanlarda ailesi ile
Page 166 and 167: yordu. Şimdiki yaşantısının ba
Page 168 and 169: "Belki de senin haberin yoktur." "A
Page 170 and 171: mişten, duman tüten bacalar şimd
Page 172 and 173: İki üç hafta daha geçti. Evde d
Page 174 and 175: Geçen zaman içinde Mautner'in o i
Page 176 and 177: öğretim üyesi yapan o açık sö
Page 178 and 179: atmak isteyecekti. Dışarda, rutub
Page 180 and 181: kentin içine doğru yürümeye ba
Page 182 and 183: ir şeyler daha söylemeye başlad
Page 184 and 185: Bayan Bordoni patates çuvalların
Page 186 and 187: zamanlar. Şimdi içine bu anlamsı
Page 188 and 189: yerine geldikçe, görünmez duvarl
Page 190 and 191: yüreğini hafifletiyordu. Gemiye b
Page 194 and 195: Yanındaki anlattıklarını merakl
Page 196 and 197: tirmişti ama, şimdi geriye hiçbi
Page 198 and 199: yok ama, başka bir ırmağı buray
Page 200 and 201: Yolun üzerinde kesilmiş ağaçlar
Page 202 and 203: "Şu papaz Malikof. İp canbazı Al
Page 204 and 205: Janek St. Miclıael hapisanesine g
Page 206: duklarmı bildirmişlerdi. Grev gö
show all

Anna Seghers Yoldaşlar Sosyalist Yayınları (1)

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?