Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sert, ciddi ve sağlıklı, hepsi birarada.<br />
Müşteriler gelip gidiyordu lokantada. Sonunda lokantacı yanlarına<br />
gelip alçak sesle artık gitmeleri gerektiğini söyledi. Londra'daki<br />
Ma'ya hiç benzemiyordu bu adam, Ma olsa onları şimdi<br />
yukarı alırdı. "Nereye gideceğiz?" -"İstasyona gidelim, yer önemli<br />
değil nasılsa."<br />
Bir araca binip istasyona gittiler. Liau-Han-çi burada kalmasının<br />
mutlaka gerekli olup olmadığım düşünüyor, ama bunu<br />
sormaya utanıyordu. Bekleme salonuna oturup konuşmaya<br />
başladılar. Uykulu ve sıkıntılı yolcular sabah kalkacak ilk trene<br />
binmek için hazırlanıyorlar, iki kardeşe yabancı gözlerle bakıyorlardı.<br />
Nihayet bütün önemli şeyleri konuşup bitirdiler. Buluştukları<br />
iyi olmuştu, şimdi artık birbirlerinden ayrılabilirlerdi.<br />
Öğleden sonra üstlerinden başlarından doğuya gidecekleri<br />
belli olan ilk yolcular bekleme salonunu doldurmaya başladılar.<br />
Renkli giysileriyle Polonya köylüleriydi bunlar. Zaman gelmişti,<br />
yerlerinden kalkıp perona doğru yürüdüler. "Dinle bak, şu Doktor<br />
Tsen'e rahatlıkla görüşmeye gidebilirsin arasına. Kupkuru<br />
bir adam olmasına karşm epey şey bilir." Beyaz bir levha kalktı:<br />
Negoreloye. Bu peron daha önce de Han-çi için eşik olmuştu. Liau<br />
Han-çi'yi kardeşiyle vedalaşmak pek sarsmadı. Kente dönerken<br />
içinde hâlâ ağabeyinin kendisini ısıtan ve çevikleştiren varlığını<br />
hissediyordu.<br />
IV<br />
Yolun yansını ders üzerinde konuşarak geçirdi. Pastahanenin<br />
önünde durup pastalara baktılar.<br />
Steiner birden: "Haydi girelim!" dedi. Elisabeth şaşkınlıkla<br />
ona baktı. Bir an, Steiner'in hiç aklına getirmediği kadar güzel<br />
görünmüştü gözüne. Önünden içeriye girerken ilk olarak kızın<br />
vücudunun farkına varıyordu; Elisabeth iki kez başını omuzlarının<br />
üzerinden geriye doğru çevirdi, Steiner'in bu daveti geri<br />
alacağından korkuyormuş gibi. Steiner kızın güzelliğini daha yeni<br />
keşfediyordu, yirmi yaşının gençliğini, her sevinci incelikle