Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Steiner. Korktuğu tek bir şey vardı, o da aylık derginin yazıyı basmaması.<br />
Saat üçe geliyordu. Işığı yaksın mı yakmasın mı karar<br />
veremedi. O ışığı yakamadan zaman geçti. Gündüzü geceye benzetecek<br />
kadar aptal değildi. Yatağa uzandı, sonra kalktı sobayı<br />
karıştırdı. Yazacağı son cümleleri düşünüyordu, ama tembelliği<br />
tutmuştu yazamıyordu. Mautner aklına geldi, seksen yıllarından<br />
kalma pis giysileriyle ufak tefek bir adam. Çevresinde hep<br />
gençlerden kurulu bir grup bulunurdu; şu son birkaç yıldır çeşitli<br />
ülke ve kentlerden öğrenciler onun derslerini dinlemek için birbirleriyle<br />
yanş ediyorlardı.<br />
Sıkıntı bastı içini. Ayağa kalktı, kâğıdını kalemini toparladı.<br />
Sıkıntı üzerine grip ya da benzeri bir hastalık gibi çökmüştü.<br />
Merdiveni inerken dizleri çözülüyordu. Böyle bir günde, böyle bir<br />
odada çalışılamazdı. "Belki de gerçekten hastayım." "Evet ama<br />
neyim eksik?" diye düşündü Üniversiteye giden şimdi artık lambaları<br />
yakılmış yolda eşit adımlarla yürüyordu. Bu kentte kaldığı<br />
o ilk üç yıl içinde duyduğu buna benzer sıkıntıyı anımsadı. O zaman<br />
bazen istasyona, oradan da trenle Ludwigshafen'a kadar giderdi.<br />
O zamanlar oradaki fabrika kapatılmak üzereydi. Anilin<br />
işinde çalışan işçiler, işletmenin kapatılmasından önce milyarlık<br />
borçlarından kurtulmak için birbirleriyle itişiyorlardı. Yüzler<br />
karanlıktı. O zamanlar küçük bir kıpırtı insanlarla dolu koskoca<br />
caddeyi uygun adımlarla yürüyen bir mitinge çevirmeye yetiyordu.<br />
Bayraklar yukarı kaldırılıyor, dalgalandırılıyordu. Steiner<br />
boğazında kendisinin de bağırdığını duyuyor, ama sesini işitemiyordu.<br />
Bir sabah küçük kenti kırmızı kâğıt parçaları doldurdu,<br />
sanki yakındaki bir kentten bulaşıcı bir hastalık buraya da<br />
sıçramış gibi: "Kim burada düzeni ve huzuru savunuyorsa, sermayeyi<br />
savunuyor demektir." Aynı kışın içinde bir başka sabah<br />
bir raslantı eseri saat altıda caddeye çıktığında hayatında son<br />
kez kelepçe takılmış götürülen bir adam gördü. Belki de buralarda<br />
saklanmış, sonra da yakalanmış birisiydi. Steiner bunun bir<br />
rüyadan arta kalmış bir parça mı, yoksa gerçek mi olduğunu çıkaramadı.<br />
Gözleri iki sivil polisin arkasında yürüyen bu genç, güçlü<br />
kuvvetli görünüşlü işçinin başka bakılacak hiçbir yanı yokmuş<br />
gibi kelepçelerine takıldı kaldı. Her şeyin sonu oldu bu. Küçük<br />
kent o zamandan bu yana, Steiner'in Viyana'ya kaçışta o yeşil gemide<br />
Faludi ile konuşurken gözünün önünde canlanan küçük Al-<br />
Yoldaşla.- F: S S1