Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
malıydılar, geriye kalan yolu yalnız yürümesi gerekiyordu. Durdu,<br />
soluklandı, Steiner'e yanma gelmesini işaret etti. Steiner adımlarını<br />
yaşlı adamın yavaş adımlarına uydurdu. Mautner onun<br />
koluna girdi, sürükleniyor gibiydi: "Hep bizimle kalmayı<br />
düşünüyor musunuz?"<br />
"Hayır, ilk trenle buradan ayrılıyorum."<br />
Mautner'in evinin önüne gelmişlerdi. Bir eliyle Steiner’in elini<br />
öbür eliyle kapının pirinç tutamağını sıktı. "Gideceksiniz demek!<br />
Oysa ben bu yaşlı kafamla gitmekten başka planlarınız olduğunu<br />
düşünmüştüm."<br />
Steiner düşünceli eve döndü. Karmakarışık duygularla<br />
yazısını ancak bitirebildi. Sanki arkasında birisi durmuş, yazdıklarını<br />
gözden geçiriyordu, yazıyı öğleyin düşündüğünden başka<br />
cümlelerle bitirdi. Sanki ondan başka birisi Mautner üzerine neyin<br />
yazılacağını, neyin yazılamayacağını daha iyi biliyormuş gibi,<br />
yazıdan bazı yerler çıktı yerlerine başka sözler girdi.<br />
Gece yarısına doğru mektubu atmak için yeniden evden çıktı.<br />
Küçük kentin istasyon binasına girdiğinde gecenin karanlığına<br />
gömülü boş peron, günün silik, cılız yaşanmışlığı üzerine kalın<br />
bir perde çekti. Artık trene binip gideceğinden emindi. Gidişin getirdiği<br />
görkemli sevinç bütün vücudunu sarıyordu. Öylesine<br />
büyüktü ki içindeki sevinç demir sütuna yaslanıp, işaret fenerlerinin<br />
ortasından uzayıp giden raylara baktığında içi geçer gibi oldu,<br />
her şeyden temizlenmiş, kurtulmuştu yüreği, dosdoğru, demir<br />
gibi gecenin içine uzandı.<br />
III<br />
Londra'da Limehouse. Liau Han-çi hızla içeri girdi ve rüzgârın<br />
zorladığı kapıyı kapadı. Naylon yağmurluğundan yere sular<br />
damlıyordu. Oda her zamankinden daha boş, daha çıplaktı, gerçek<br />
olmanın sınırında gibiydi. Küçük odun sobası kediyi ve süt<br />
kabını ancak ısıtıyordu. Boş masalardan birinde sadece iki sevgili<br />
kalmıştı. Birbirinden ayrılmış ayrı ayrı kendi uykularını uyu