You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
gerekiyordu; Maryakoy'la Banya arasında gidip geliyordu. Üç<br />
kızkardeş Dağları'nın derin vadilerinde partinin temelini atıyordu.<br />
Eğer Dudofun o gözleri olmasaydı, belki de Kolarof bu avdan<br />
vazgeçer, geri dönerdi. Ama bu kanlı yığının gözleri, etkin ve<br />
parıltılı bakışları vardı. Aşağıdan ona doğru bakıyorlardı. Dudofun<br />
pis bir et yığınından başka bir şey olmadığını anlamak için<br />
Kolarof a bir saniyelik bir zaman yetmişti. Dudof hakkında anlatılanların<br />
hepsi, gerçek olan, ya da olmayan, onunla ilgili söylenenlerin<br />
hepsi bu yığının, sahanlıkta yatan bu vücudun içindeydi.<br />
Kolarof, "Getirin şunu içeriye" diye bağırdı.<br />
Demiryolu bekçisini ailesiyle birlikte sahanlığa çıkardılar.<br />
"Ayakkabılarını çıkarın" dedi Kolarof. Bağlarını kopardılar,<br />
ayakkabılarını ve pantalonunu çekip çıkardılar. Dudof sıcak odada<br />
kendine geldi, zorlukla soluk alabiliyordu. Birdenbire, camın<br />
dışında korkulu yüzlerle içeriye bakan demiryolu bekçisi ailesini<br />
gördü. Ne yapılacağını ondan daha önce anlamışlardı.<br />
"Bu sefer kaçamayacaksın!" Dört kişi alttan kaldırıp sobanın<br />
üstüne getirdiler, ayaklarını sobanın içine soktular. Dudofun<br />
başı arkaya düştü. Kolarof küçük bir tahta kaşığı masanın<br />
üstünde tıkırdatıyordu.<br />
Kendine geldiğinde bir vagonun içinde yerde yatıyordu.<br />
Boşuna ayaklarını sobanın içinden çekmeye çalışmıştı. İnliyordu,<br />
ama inleyenin kendisi olduğunun farkında değildi, inilti<br />
uzaklardan bir yerden geliyordu sanki. Askerler sessizce onun<br />
nasıl kendine geldiğini seyrediyorlardı. Titremeye başladığında,<br />
genç köylü yüzlerindeki merak daha da arttı. Ayağa kalkamazdı,<br />
ama bir şeyler yapmasını bekliyorlardı; Dudof kıvrıldı, yeniden<br />
kaskatı oldu, ağzı açık kalakaldı. Biran öldü sandılar. Yeniden<br />
inlemeye başlayınca, askerlerden biri kapıyı açtı dışardan bir<br />
avuç dolusu kar aldı. Birisi onun kolundan yakaladı ve "Deli misin,<br />
buna yağ lazım" dedi. Asker ayaklarını karla oğmaya<br />
başladı. Dudofun başucunda oturan asker parmaklarını Dudofun<br />
ağzına soktu, dişlerine dokundu. Birisi "Asarlar mı dersin?"<br />
diye sordu. -"Bunun asılacak yeri mi kalmış ki? Celladın ipi<br />
elinde kalır."