maddelerden uzak durmal�!" Anneannemin uzun <strong>ve</strong> sa���kl� ya�am� belki dinç <strong>ve</strong> 'kimseye muhtaç olmadan' geçti ama, onu bir kez bile kahkahadan gözleri ya�arm�� bir keyifle, hiddetten köpürmü� bir öfkeyle ya da zevkten dört kö�e olmu� bir bayg�nl�kta görmedim. Babam�n anneannemle anla����� ikinci konuysa annemdi! Her ikisi de annemin ne istedi�ini bilmeyen <strong>ve</strong> sorumsuz bir kad�n oldu�unu dü�ünürlerdi. Ne tuhaf, y�llar sonra babam�n da benzer bir suçlamayla ya�am���n en önemli f�rsat��� kaç�raca���� kim tahmin edebilirdi?... Do�rusu, anneannemle babam�n zeytinya��, �eker, tuz <strong>ve</strong> et üzerine anla���klar� tarih, 'annem' üzerine anla�malar�ndan çok daha sonraya denk dü�er. Belki aralar�nda konu�madan, bak��arak, hatta bak��madan, sezilerek var�lm�� bu antla�ma, babamla annemin evliliklerinin birinci y���nda ben do�du�umda kar�� dairemize yerle�en anneannemle babam aras�nda aniden olu�mu�tu. Ama k�sa, kesik cümlelerle k����� ele�tiren, homurdanan anneannemin bunu bizim önümüzde babam�n sabr��� desteklemek için ortaya koyusu, hep birlikte ya�ad�����z son y�llara denk dü�er. "NilgüPün evcilik oynamad����� anlamas� gerekir!" "Onu büyütürken çok ��martm���m efendim!" "Birinin k���ma, çok ileri gitti�ini söylemesi vaktidir art�k!" Onun iki kez evlendi�ini söylemi�ti annem. Ama ilk evlili�i de, ikincisi kadar gölgede kalm����r benim için. ilgisizli�imden de�il, bu tamamen hiç kimseyle yak�n dost olmaya yana�mam�� anneannemin mesafeli tutumundand�r. Anneannem 'Nilgün Han�m'a kimse 'Nilgün teyze' diye hitap edememi�tir, öyle ki, onu genç <strong>ve</strong> güzel bir kad�n olarak dü�ünmekte bugün bile zorlan���m. Dura�an, düzenli ya�ant�����n çizgisi o denli düzdür ki, onun da bir serü<strong>ve</strong>nin parças�, bir a���n heyecan� ya da bir dostlu�un öbür ucu olabilece�ine inanmak için zorlanmam bile yetersiz kal�r. Bazen, onun bir zamanlar annemi yapmak için sevi�ti�ine, gebe kal�p do�urdu�una da inanas�m gelmez. Annemle anneannemin kumral dalgal� saçlar�, ince dudaklar�, tiz ses tonlar� <strong>ve</strong> uzun parmakl� elleriyle, k���lacakm�� gibi incecik ayak bilekleri birbirlerinin t�pat�p ayn� olmasa, bu tensel eylemden kesinlikle ku�kulan�rd�m. Belki, en yaln�z <strong>ve</strong> f�rt�nal� ilk gençlik günlerimde s�cac�k kuca���� bana açan bir anneannem olmad� ama, sonuna dek evini karde�ime <strong>ve</strong> bana bütün olanaklar�yla sunan, 'gidilecek bir yer" kalmamas�na olanak b�rakmayan 'aileden biri" olarak, sapasa�lam kald� <strong>ve</strong> direndi. "Anneniz Nilgül Hamm'la, baban�z beyefendi be�enmese de buras� hâlâ evinizdir <strong>ve</strong> bir evde geçerli bütün kurallar sürecektir efendim!" Sürdü de. Annem <strong>ve</strong> babam�n bir daha e<strong>ve</strong> dönmeyeceklerini, dönseler bile art�k bir aile olamayaca������, onlar�n ayr� ayr� gidi�inden bir ay sonra fark etmi� olmal� ki, bize böyle bir �ey söylemeye gereksinmi�ti. Babam s�k s�k telefon ediyor, bizi yeme�e ç�kart�yor, biz de onu laboratuvar�nda ziyaret ediyorduk. Art�k laboratuvardaki küçük odas�nda yat�p kalk�yordu. Ne zaman e<strong>ve</strong> gelece�ini sormaya çekiniyorduk. Bize eskiden oldu�u kadar yak�n, s�cak <strong>ve</strong> se<strong>ve</strong>cen davran�yor, haftal�k harçl�klar����� <strong>ve</strong>riyor, anneanneme de bir zarf içinde ev masraflar� yolluyordu. Anneannem üzerinde 'Nilgün Han�m' yazan uzun zarf�, postac���n b�rakt��� telefon faturas� gibi tepkisiz al�p, odas�na götürüyordu. Yaz bitmek üzereydi ama ne annem, ne de babam e<strong>ve</strong> dönecek gibi görünüyordu. Dondurman�n, ak�am saatleri binilen bisikletin, basketbol oyununun, yeni yeni bak������m o�lan çocuklar���n heyecan� da, yakla�an güzle birlikte albenisini yitiriyordu. Ha�lanm�� m���r, k�zarm�� kestane, s�rta al�nan kazak <strong>ve</strong> art�k giyilen çorapla birlikte, okul, ev <strong>ve</strong> 'ne olaca��z?' tedirginlikleri ba�lam����. Annem hâlâ güneydeydi <strong>ve</strong> telefon ediyordu. Ama babam� art�k geceleri laboratuvarda bulam�yorduk. "Geç dönüyorum," diyordu. O ilk haftalarda yüzüne yap��an, �����n, tokat yemi� ifadesi de de���mi�, aradan geçen üç ay sanki onu gençle�tirmi�ti. S�k s�k att��� kahkahalar�n rengi daha canl�yd� art�k. Sanki bulutlar�n üzerindeymi� gibi, 'uçuyor' duygusu <strong>ve</strong>riyordu bana. Zaman zaman dalg�nla-��yor, etraf�ndaki herkes �effafm�� gibi bak�yor, sonra kalabal�ktan uzakla��p, bir
süre sonra aram�za dönüyor gibi ayr���yordu benli�i yan���zdan. Tuhaf tuhaf gülümsüyordu o ��ralar... �imdi dü�ününce hülyal�, çapk�n <strong>ve</strong> heyecanl� diyece�im gülümsemeler... Bir �eyler olmu�tu babama. Ona ne olmu�sa olmu� ama iyi olmu�tu! "Acaba annemle mi bar����?" diye heyecanlan�yordum. Ama öyle olmad�����, annemle telefonda konu�an anneannemden duydum tesadüfen. Yeti�kinler, çocuklar�n <strong>ve</strong> gençlerin yan�nda nas�l da tedbirsiz, fütursuz <strong>ve</strong> kendilerini be�enmi� davran�rlar. "Nilgül k���m, b�rak bu inad�. Yaz bitti, e�lenceye son! Evine dön!" "C�rc�rböce�i gibisin! Ama kocan da bir peygamber de�il, o da bir erkektir sonunda..." "Senin de�il, çocuklar���n hat���na sustu bugüne kadar. Her defas�nda bunu umma!..." "Zalimlik ediyorsun Nilgül. i�ini çok seviyor olmas�, gözü d��ar-da olmas�ndan daha iyi de�il midir? Bak, 'birini buldu' diyorlar. Elâlem senin evine dönmeni beklemez k���m..." "Teessüf ederim sana! Benimle bu çe�it konu�tu�un için. Bir kad�nla, bir erkek yaln�zca o dedi�in sebeple ili�ki kurmazlar efendim. Evine dön, vakit varken kocana, çocuklar�na sahip ç�k! "Aaa e<strong>ve</strong>t, rahat bat�yor sana! Bir kere geliyorsun hayata, ama 'bu adamla evlen' diye ben zorlamad�m seni. A���ndan okulu bira- 37 k�p> evi terk etmeye kalkan sendin!" "Elbette senin taraf�m tutuyorum, ama art�k bir genç k�z de�il, bir genç k�z annesisin. Sorumluluklar�n var Nilgül!"
- Page 1 and 2: BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikây
- Page 3 and 4: Annem ve babam ayr� ayr� evi te
- Page 5 and 6: Baz�lar�, dünyan�n tekdüze,
- Page 7 and 8: Oysa �iddetten, zorbal�ktan ve
- Page 9 and 10: "Böylece, gereksindi�inizden ve
- Page 11: ��yas�ya ele�tirdi�i, ann
- Page 15 and 16: annesinin kendisine nas�l bakt�
- Page 17 and 18: ���klar�n varl���ndan
- Page 19 and 20: îriyan, yak���kl�, dürüs
- Page 21 and 22: Ne kadar gençmi� intihar� konu
- Page 23 and 24: anarak yiyor, Selen yemekleri birli
- Page 25 and 26: $»< ta��mda. Anneanneme sar�
- Page 27 and 28: mü-hendislik i�leri al�yor, k
- Page 29 and 30: "Sol yana��ndaki gizli gamzenin
- Page 31 and 32: özde�le�tiriyorlard�. Bir te
- Page 33 and 34: Derinlerde, gölgelerde kalm��
- Page 35 and 36: Erdal Amca'y� evinde ziyaret edip
- Page 37 and 38: kaçt��� kap���n arkas
- Page 39 and 40: 24 Tamamen iyile�mi�ti Teoman.
- Page 41 and 42: 'Hay�r, kal�yorum!' dedim. Sesi
- Page 43 and 44: "Buraya ilk geli�iniz mi?" Sesim
- Page 45 and 46: Ben, babamla beraber oldu�um sür
- Page 47 and 48: Dersleri müthi� e�lenceli geç
- Page 49 and 50: anneannem, ne ö�le uykusundan uy
- Page 51 and 52: ya��ndayken gördü�üm gibi
- Page 53 and 54: "Annem, geçen y�l bugün intihar
- Page 55 and 56: Böylece babam ve sevgilim, kendile
- Page 57 and 58: Yüzüne dikkatle bak�p, benimle
- Page 59 and 60: "Hepimizin içinde farkl� ki�il
- Page 61 and 62: "Deneysel edebiyat yapm��lar de
- Page 63 and 64:
irlikte ya�ad�����z evi
- Page 65 and 66:
en yirmi ya��nda, birkaç ili
- Page 67 and 68:
"2 Ocak, 1984. Sao Paulo 142 Merhab
- Page 69 and 70:
Selen e�yalar��� topluyordu
- Page 71 and 72:
tan������. Ama Nergis,
- Page 73 and 74:
karde�imlermi� gibi, geliyor ba
- Page 75 and 76:
��imden ayr�lma özgürlü�
- Page 77 and 78:
Bu, kazand���n ikinci konkur,
- Page 79 and 80:
Kasaba kasaba, ülkeleri ve dünyay
- Page 81 and 82:
P.S. Bir bilimsel dergide 'organik
- Page 83 and 84:
Fakat seni Josephina'dan ay�ran,
- Page 85 and 86:
Pasaport alabilseydi gidecekti. Ama
- Page 87 and 88:
Resmen Amerika'ya ayak bast�ktan
- Page 89 and 90:
Daha fazla bekleyemezdim, daha fazl
- Page 91 and 92:
sundu�una dair uzun bilimsel konu
- Page 93 and 94:
ahatlatt��� söylenebilirdi,
- Page 95 and 96:
Nilsu'yla Teoman da çok meraklanm
- Page 97 and 98:
Kalk�p gitmek istedi. Çabucak ka
- Page 99 and 100:
j "Adlar, yaln�zca sembollerdir.
- Page 101 and 102:
Seval'e döndü yeniden. "i�te t
- Page 103 and 104:
"Kad�nlar, ba�ar��� erkek
- Page 105 and 106:
Terden �slanm��, heyecanl�
- Page 107 and 108:
Havadan sudan konu�arak yemek yed
- Page 109 and 110:
ho�lanmad����� hemen an
- Page 111 and 112:
13 Eylül on iki, 1950 istanbul, Pe
- Page 113 and 114:
Kendini çekmek istedi Nilsu. Çok
- Page 115 and 116:
"B�rak intihar�, ben do�al ö
- Page 117 and 118:
"Sahi Nil, bir kedi alal�m m�?
- Page 119 and 120:
"iyi yürekli, çekingen, iri yar
- Page 121 and 122:
Kendi s���rlar�na dayand�
- Page 123 and 124:
Ya�am�n kimi yerlerinde, bir i
- Page 125 and 126:
"Okuyor ve dü�ünüyor! Onun ya
- Page 127 and 128:
"Ayr� evlerde ya�ay�p da, bir
- Page 129 and 130:
Ad��� ve amac��� aç�
- Page 131 and 132:
Neyyire Gömüç'ü ziyaretimden on
- Page 133 and 134:
Teoman A�abey, bir zamanlar Demok