18.02.2013 Views

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zaman arkada�lar�mla birlikteydim. Sinemaya gitmi�tik, pastanelerde at����rm��, parklarda iri<br />

kahkahalar atm��, otobüs duraklar�nda kikirdemi�tik. �imdi, yaln�z ba��na okul 'k�rman�n' nas�l bir<br />

�ey oldu�unu merak ediyordum do�rusu. Ne yapabilirdim bir ba��ma?<br />

önce bir pastanede peynirli po�açayla çay içip kahvalt� ettim. Sonra ani bir kararla - belki de çok<br />

önceden <strong>ve</strong>rilmi� sakl� bir karard� - Selen'e gitmek üzere Te�vikiye'ye do�ru yola koyuldum.<br />

Çal������ mimarl�k bürosuna babamla bir kez gitmi�tik, ama elimle koymu�ças�na kolay buldum<br />

binay�. Yol boyunca onunla konu�acaklar��� dü�ünüp, keyifleniyordum.<br />

Bir kere, önceki gecenin kâbusunu payla�acakt�m onunla. Sonra asl�nda onu çok sevdi�imi<br />

anlad����� itiraf edip, arad���m gü<strong>ve</strong>ni <strong>ve</strong> s�cakl��� onda bulacakt�m. Nas�l da sevinecekti, kim<br />

bilir? Gözleri parlayacak, asl�nda bir k��� olsa, mutlaka benim gibi birisi olmas��� istedi�i s�rr���<br />

açacakt� bana. ikimiz de ayn� adam� ne çok seviyoruz diye dü�ünecektik.<br />

iyi ama nas�l anlat�rd�m ona? Babam�n annemle, kendisini aldatm�� oldu�una dair ku�kular��� nas�l<br />

açabilirdim ona? Belki de asl� yoktu endi�elerimin? Sonra, �u cinsellik üzerine meraklar���,<br />

heyecanlar���, babamla onun ya�ant���na dokunmadan nas�l aktarabilecektim? Ya annemi, annemin<br />

intihar etti�i yalan��� nas�l aç�klayacakt�m?<br />

Selen'in bürosu önünde dolan�p, durdum. Belki bir saat, belki iki saat, tam kestiremiyorum. Sabah<br />

rüzgâr���n ci�erlerime i�lemesi bile, içeriye girmemi kolayla���ramad�. Hemen orac�kta, o<br />

pencerenin <strong>ve</strong> kap���n ard�nda, elinde babam�nkine benzer iri bir fincanla, bulursa kah<strong>ve</strong> - ailesi<br />

Amerika'dan yolluyordu - bulamazsa çay içerek bilgiç bilgiç konu�uyor ya da dü�ünceli bak��larla<br />

çal���yordu. O kadar yak�mmdayd� ama gidemedim, ona ula�amad�m. Cesaretim, benzin deposu hiç<br />

beklenmedik biçimde bo�alan bir araba gibi yolun ortas�nda b�rakm���� beni. Tutulup kald�m: ufak<br />

<strong>ve</strong> aptal hissettim kendimi.<br />

Bugün, bu sat�rlar� yazarken, "e�er o gün, o kap�dan girebilmi� olsayd�m..." diye dü�ünüyorum da;<br />

insan ya�am���n ne çok 'e�er', '.. .sayd�m/seydim'lere ba��� oldu�unu, tesadüf <strong>ve</strong> rastlant�lar�n<br />

ya�ant����� nas�l yönlendirdi�ini görüyorum. Bir de o ufak tefek, kü-<br />

IYS8<br />

113<br />

çük kararlar�����n, hayat ak������� nas�l irice etkiledi�ini... Görüyorum ama, bu görü�, hâlâ<br />

kontrolü tamamen elimde tutamay���m-114 dan ötürü biraz öfkelendiriyor beni.<br />

O gün Selen'le konu�abilseydim, belki de aram�zdaki benim geli�tirdi�im duvar kalkacak,<br />

gereksindi�im gü<strong>ve</strong>n <strong>ve</strong> sevgiye kavu�acakt�m. Bilmiyorum, bilemiyorum. Kim bilebilir ki ?..<br />

O serin ilkyaz sabah�, uzunca bir süre Selen'in bürosunun önünde dola���ktan sonra, aylak aylak<br />

<strong>gezi</strong>nerek istanbul'u dola���m. Sonunda so�uktan donmu�, müthi� çi�im gelmi� olarak, Soley<br />

Apartman� ikinci katta buldum kendimi. Zili hiç tereddüt etmeden çald�m. Okuldan henüz dönmü�<br />

Mike, kap��� açt���nda ����rd�.<br />

"Nilsu, gel içeri, ne bu halin?" Kolumdan tutup içeri çekti beni.<br />

Evi, her an yolculu�a ç�kacak bir insan�n paketleme <strong>ve</strong> bavul haz�rlama hummas� izlenimini<br />

<strong>ve</strong>riyordu. Sonradan onun böyle da����k bir dekorla kendini gü<strong>ve</strong>nli hissetti�ini, gezgin ruhunu<br />

besledi�ini ö�renecektim.<br />

��cak bir fincan kah<strong>ve</strong>yle, konyak ikram etti bana. Ellerim, burnum, kulaklar�m <strong>ve</strong> ayak<br />

parmaklar�m hissizle�mi�ti. Kesik kesik öksürüyor, �iddetli ba�������yla sallan�yordum.<br />

"Açl�ktand�r!" te�hisini koyup, bana f�st�k ezmeli sandviçler haz�rlad�.<br />

"Peanut butter is good for e<strong>ve</strong>rything!" Sonra bir 'country' plak yerle�tirdi pikab�na. Daha iyiydim.<br />

Tuvalete gittim. Rahatlam�� <strong>ve</strong> temizlenmi�tim.<br />

Mike'�n evindeydim. Ona delice hayran de�ildim, onu k�skanm�yor, ondan korkmuyordum. O ne<br />

babamd�, ne de babam�n sevgilisi, ne de annem, ama galiba hepsiydi!<br />

"Ne oldu Nilsu? Evde bir �eyler mi ya�ad�n, yoksa erkek arkada��ndan m� ayr�ld�n? Okula da<br />

gelmedin bugün?" Sustum. Hiç konu�mad�m. Yorgundum. Art�k konu�mak, sormak, yan�tlamak,<br />

yarg�lamak <strong>ve</strong> savunmak istemiyordum. Bir limana s���nmak, k�vr���p uyumak istiyordum. Hiç<br />

kimseyi, hiçbirini istemiyordum. Uyuklar gibi konu�tu�umda duyduklar�ma inanamad�m.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!