18.02.2013 Views

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

BUKET UZUNER (1955, Ankara), Hikâye, gezi ve roman yazarıdır ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Nilsu'yla Teoman da çok meraklanm��lard�. Bulu�tular, birbirlerini s�navlardan geçirdiler, bilerek,<br />

isteyerek; bilmeden, istemeden ... Her �ey uyumluydu ki, iki ay sonra ayn� evi y�llard�r ba�ar�yla<br />

payla�an insanlar�n rahatl���yla, yan yana, iç içe <strong>ve</strong> kol kola ya�amaya ba�lad�lar.<br />

Mike'la birlikte ayd�nl��a ç�kan cinsel kimli�i, sonraki y�llarda geli�tikçe, asla bir ba�kas�yla ayn�<br />

yatakta uyuyamayan Nilsu, sanki y�llard�r rahatl�kla yap�yormu� gibi, huzurlu <strong>ve</strong> keyifli bir<br />

gev�eklikle, ayn� yata�� payla��yordu Teoman'la.<br />

Payla�mak! Karde�siz büyüyen, tek çocuklar�n problemi olarak görülse de, on dört ya��ndayken<br />

kaybetti�i payla�mak duygusunu yeniden edini<strong>ve</strong>rmi�ti Nilsu.<br />

Sanki, eksiklendi�i birçok duygu, tarz <strong>ve</strong> biçim hemen önünde duruyordu da, Teoman gelip<br />

göstermi�ti ona. Uzan�p, bir bir topluyordu �imdi, zevkle, keyifle, mutlulukla...<br />

Teoman'�n heyecamysa, ilk kez kendi kendine pi�mi�, a�ac�nda olgunla���� bir mey<strong>ve</strong> bulman�n<br />

albenisinde gizliydi. Bu, kendisinin de bir �eyler ö�renebilece�i, edinece�i <strong>ve</strong> ya�ayaca�� bir<br />

ili�kinin mu�tusuydu. Çünkü kendini de art�k 'olmu�', 'pi�mi�' görüyordu; yeniden bir 'ham' insanla<br />

��ra��p didinmek yerine, art�k, birlikte 'gidilecek' yollara ç�kabilece�ini seziyordu.<br />

Ama onlar� birbirlerine kenetleyen ASIL nokta, bunlardan biri de�ildi. Bunlar, birbirlerine<br />

yönelmeleri için güçlü ivmeler olu�turmu�tu; do�ru! Fakat i�in s�rr� ba�kayd�. Usul usul<br />

ke�fettikleri öyle önemli bir ortak zaaflar�, öyle derin <strong>ve</strong> onulmaz bir yaralan vard� ki, birbirlerine<br />

böylesine kenetlenmeleri, ancak iki yaral� susamuru-nun, yaralar��� sa��ltma içgüdüsüyle<br />

birbirlerine yakla�mas�yla aç�klanabilirdi. Bu yara; 'intihar' <strong>ve</strong> 'terk'ti.<br />

��llard�r annesinin intihar��� sorgulay�p, kendi ki�ili�inde bu intihar�n açt��� yaralan iyile�tirmeye<br />

çabalayan, ama her çabas�nda yeniden kanatan Teoman.<br />

Annesinin intihar etti�ine bazen gerçekten inanan, babas���n bu renksiz, s�radan <strong>ve</strong> çaps�z yeni<br />

ya�ant���yla, asl�nda yava� yava� kendisini öldürdü�ünü dü�ünen <strong>ve</strong> Mike'm intihar��� bile, bir<br />

anlamda bir 'terk edili�' olarak gören Nilsu. Nilsu <strong>ve</strong> Teoman.<br />

, Nil<strong>ve</strong>Teo! v^.^^^w'^ , . ,<<br />

Birbirlerini anlad�klar�na inan�yor, anla��ld�klar��� san�yorlard�. 2OO Buna, daha önce<br />

ba�kalar�yla da inanm��lard�, ama bu kez ikisinin ya�ant���na ayr� ayr� damgas��� vurmu�, çok<br />

rastlanmayan bir eylemin, bir derin yaran�n sanc����� payla�abilmek umudu vard�.<br />

Belki de, ilk kez 'intihar' eylemi bir umudu ya�at�yor, sa�lam bir birlikteli�i yüreklendiriyordu.<br />

Sa���kl� m�? Bunu kimse bilemiyor.<br />

"Annem bir Apaçi'ydi benim!"<br />

"Efendim?"<br />

"Benim annem diyorum, bir Apaçi'ydi o."<br />

"iyi ya, benimki de bir Mohawk!"<br />

Beklemedi�i bir yan�t daha alm���� Teoman.<br />

"Kimdi bu?" diye dönüp, dikkatle bak�nca, yine ayn� k��� gördü.<br />

"Güzel mi?" diye sordu kendi kendine.<br />

"Ho�!" diye yan�tlad�.<br />

"Çok ho�!"<br />

Bal rengi, koyudan aç��a, düz, gür, sa���kl� saçlar� yumu�ac�k iniyordu omuzlar�na. Küçük burnu,<br />

sevimli bir sürprizle kalk�k bir sona ula��p, çocuksu bir lezzet kat�yordu yüzüne. Etli dudaklar���n<br />

alt�nda unutulmu� bir çukur da, çenesine karakteristik bir iz kondurmu�tu. Gözleri ye�il miydi,<br />

yoksa ona m� öyle geliyordu, hâlâ karar <strong>ve</strong>rememi�ti. Bedeni, kafa tutan bir dirilikle ince, ufak<br />

tefek <strong>ve</strong> çok gençti.<br />

"On be� olmal�, en az on be� ya� genç olmal���n benden." Sesi<br />

biraz umutsuzdu.<br />

"On üç!" dedi Nilsu bir kerede.<br />

"On üç, u�ur getirir," diye ekledi. Sonra,<br />

"Amerikal�lar, binalar�na on üçüncü kat yapm�yorlar, asansör on ikiden on dörde ç���yor, çünkü on<br />

üçüncü kat yok, kap�larda on üç numaras� yok: Kay�p!"

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!