You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Benim gaynım Selif‟imin yoldaşı<br />
Bağına vardım da eğrilmiş dallar<br />
Sekiz ay yatmış da incinmiş kollar<br />
Bana gelin gel gaynına var dirler<br />
Gaynım da oğlumun arkadaşı (Türkiye Türkçesinde Ağıtlar 96)<br />
Görüldüğü gibi gelin, yaktığı ağıtta kayınbiraderinin eşinin yoldaşı, oğlunun arkadaşı<br />
olduğunu söylemektedir. Ensestin kapsamı, kişinin karşısındaki kişiye hangi<br />
akrabalık terimiyle hitap ettiğiyle ilişkilidir. Her ne kadar kayınbirader ile gelinin<br />
evliliği levirat geleneği ile meşruiyet kazansa da gelin eşinin yoldaşı, oğlunun<br />
arkadaşı olarak gördüğü kayınbiraderiyle yapacağı evliliği ensest olarak görmektedir.<br />
Kuyu ile gölün koşut simgeler (birbirlerinin yerine kullanılan sözcükler)<br />
olduğunu belirten Karabaş, bunların budun bilgisinde kadın ve erkeğin cinsel yanı<br />
olarak değerlendirildiğini dile getirir (173). “Evimizin önü guyunun başı” ifadesi<br />
ensest bir çağrışım uyandırmaktadır. Kadının, evimiz diyerek “biz”den söz ettiği<br />
oğlu ve kendisidir. Evin önünün de evin sınırları içerisinde ya da eve yakınlığı<br />
ölçüsünde değerlendirildiği düşünülürse kadının, evlendirileceği kayınbiraderiyle<br />
arasında nasıl bir yakınlık olduğu da görülecektir. Bununla birlikte kadın, ikinci<br />
dizede bağ ve bahçe çitlerinde kullanılan ve süven adı verilen uzun kazıkların taşına<br />
başının değdiğini söyleyerek evin belirlenmiş sınırlarının dışına çıkmadığını da<br />
söylemiş olur. İkinci dörtlükte olumsuz çağrışımlar yapan “eğilmek” ve “incinmek”<br />
fiilleri de ensestin ya da levirat geleneğinin olumsuzlandığı düşüncesini<br />
pekiştirmektedir. Böylelikle bu dizelerde olumsuz ensest imajı, yakınlık bağlamında<br />
simgeleştirilmiştir.<br />
97