öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TMMOB<br />
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
Başta ABD olmak üzere, Çin, Hindistan, Avrupa ülkeleri, ucuz <strong>ve</strong> temiz enerji kaynağı<br />
olarak seçtikleri nükleer santrallerin yarattığı tehlikeli atıklarla uğraşıyorlar. Fakat nükleer<br />
atıkları yok etmek mümkün değil. Tek yol, çok korunaklı radyoaktivite sızdırmayan<br />
ortamlarda radyoaktiviteleri canlılara zarar <strong>ve</strong>rmeyecek düzeye düşünceye kadar 10<br />
binlerce yıl bekletmek. Örneğin yarı ömrü 24 bin yıl olan plütonyumun tehlikesiz hale<br />
gelmesi için 250 bin yıldan daha uzun bir zaman geçmesi gerekmektedir. Ancak nükleer<br />
atıkların bu kadar uzun süre depolanmasını sağlayacak saklama kapları pek mümkün<br />
görünmüyor. Depremler oluyor, yanardağlar patlıyor, kara parçaları hareket ediyor,<br />
küresel ısınmayla deniz seviyeleri yükseliyor. Coğrafi anlamda bu kadar hareketli olan<br />
dünyada atıkları onbinlerce, hatta yüzbinlerce yıl gü<strong>ve</strong>nli saklamak mümkün mü<br />
Atıklardan kurtulmanın bir diğer yolu, nükleer atıklarını gelişmekte olan ülkelere yasal<br />
olmayan yollarla göndermek. 1993 yılında Çin, 1980’li yıllarda Tibet Platosuna nükleer<br />
atıkları depoladığını açıkladı. Haziran ayında Çanakkale’nin Ezine İlçesi Geyikli Halk<br />
Plajında tespit edilen yüksek radyasyon oranları, nükleer atıkların kontrolsüz <strong>ve</strong> serbestçe<br />
taşınıp keyfi olarak herhangi bir ülkenin sularına <strong>ve</strong>ya kıyılarına bırakılabileceği şüphesini<br />
desteklemektedir.<br />
Nükleer atıkların uzaya gönderilmesi bile düşünülüyor. Bu yöntem teknik olarak bugün<br />
pek mümkün gözükmüyor <strong>ve</strong> çok pahalı. Buna rağmen dünyada saklanması çok riskli<br />
olduğundan, ciddi olarak değerlendiriliyor.<br />
Dünyada <strong>ve</strong> Türkiye’de enerji politikaları: 1950’lerde en ucuz enerji kaynağı olarak bilinen,<br />
dünyanın kurtarıcısı olarak düşünülen nükleer enerjiden bugün gelişmiş ülkeler hızla<br />
kaçmaktadırlar. Yapımı planlanan nükleer santrallerin inşası durdurulmaktadır. Bunun<br />
birçok sebebi vardır. Daha önce belirttiğimiz gibi, zehirli atıkların depolanması sorunu,<br />
santrallerin doğal afet durumlarında tehlike arz etmesi, uranyum yakıtı işletmeciliğinin<br />
sorunları, nükleer enerjiye karşı vatandaşların bilinçli tutumları, yenilenebilir temiz<br />
alternatif enerjilerin geliştirilmesi <strong>ve</strong> nükleer santrallerin ilk askeri hedef, ulusal risk<br />
kaynağı olarak kabul edilmesi, ülkeleri caydırıcı etkenlerdir.<br />
ABD, Kanada <strong>ve</strong> Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Belçika gibi gelişmiş<br />
Avrupa ülkelerinde nükleer santraller kapatılıp yerine rüzgâr enerjisi santralleri<br />
kurulmaktadır. Buna karşın gelişmekte olan ülkelerde ise nükleer santrallerin yapımında<br />
artış gözlenmektedir. Nükleer lobiler, artık gelişmiş ülkelerin enerji ihtiyacı olmadığından<br />
değil, bu ülkeler alternatif enerji arayışına girdiği için, sadece gelişmemiş ülkelerde pazar<br />
arayışına girmişlerdir. Ayrıca kâğıt üzerinde en ekonomik enerji kaynağı diye gösterilen<br />
nükleer santraller, bakım, onarım, atık, depolama masrafları, santrallerin sıkça devre dışı<br />
kalması, kazaların meydana gelmesi nedeniyle çok pahalıya mal olmaktadır.<br />
Yıllardır enerji krizinde olan Türkiye için ise tek çarenin nükleer enerji olduğu<br />
düşünülmekteydi. Türkiye’nin nükleer santral öyküsü 1950’lere dayanıyor. Türkiye<br />
Atom Enerjisi Kurumunun kurulması, soğuk savaş döneminde ABD destekli Kuruçeşme<br />
Nükleer Araştırma Reaktörünün kurulması, 1967-1970 yılları arasında nükleer santral<br />
kurulması için araştırma çabaları, 1970’lerde Mersin Akkuyu, Sinop İnceburun <strong>ve</strong><br />
THBTK<br />
13. Türkiye <strong>Harita</strong> Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011<br />
PANELLER<br />
105