öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
haline geliverdiler. Bu söylemlerle halk her gün zehirlendi, her gün halk nezdinde
bizim güvenilirliğimiz aşındırıldı. Bunu günlerce, yıllarca yaşadık ve son aşamada da
o hazırlık hareketlerinin sonunda artık belki de son darbeydi bu anayasa değişiklikleri.
O yüzden inanın 40 şehir gezdim, kasaba, şehir, köy belki gezmedim, ama anlatmaya
çalıştım insanlara, “Çok ağır bir tehlike altındasınız, bir diktatörlük tehdidi altındasınız”
diye. Sanıyorum biz bunu başaramadık, bundan ötürü üzgünüm. O öngörülerin her gün
gerçekleşmesinden ötürü inanın çok üzgünüm.
Ne yazık ki dünyanın belki en güzel, ama en talihsiz coğrafyasında yaşama şanssızlığına
sahibiz; belki de talihine, şansına sahibiz, Anadolu’da yaşıyoruz. Anadolu, dünyanın en
zengin enerji kaynaklarının Batıya köprüsü olan bir yer, biliyorsunuz. Belki Türkiye’nin
36 parçaya bölünerek bağnaz coğrafyalara tabii kılınmasını, yönünü o tarafa dönmesini
isteyen, daha kolay yönetilebileceğini isteyen güçler var, bunu hepimiz biliyoruz,
duyularımızla bunu hissediyoruz. Yönünü demokrasiye, insan haklarına ve evrensel
hukuka değil, o bağnaz coğrafyalara çevirmiş birisi tarafından yönetilmemiz isteniyor,
o açık, onu görüyoruz. Bu tek kişinin işi olamaz, bunun total bir proje olduğunu ben de
düşünüyorum, muhakkak öyle, ama emperyalizme karşı şanlı bir direniş gerçekleştirmiş
bu halk, örnek bir direniş gerçekleştirmiş. Ben, bu ulusun faşizme karşı da, emperyalizme
karşı da ikinci bir şanlı direniş gerçekleştireceğinden eminim, bundan eminim ve bunun
için çalışmaya, bu mücadelenin bir parçası olmaya sonuna kadar kararlıyım.
Çok teşekkür ediyorum.
OTURUM BAŞKANI- Buyurun.
Prof. Dr. METİN FEYZİOĞLU- Bu kadar güzel sözlerin üstüne, çok fazla uzatmadan,
Hatice Hanıma cevap vermek istiyorum.
Demiştim ki size değerli dostlar, 12 Eylül Anayasası Kenan Evren için yazılmıştır. 12
Eylül Anayasasında, aslında parlamenter demokrasilerde olmayan, başkanlık sistemine
yakın hükümler vardır.
Şöyle bir düşünün, YÖK başkanını Cumhurbaşkanı tayin eder, rektörleri Cumhurbaşkanı
atar, yüksek bürokratlar Cumhurbaşkanının imzasıyla atanır falan… Bugün doğrudan
HSYK’ya, Anayasa Mahkemesine üye seçiyor, o zaman da seçiyordu.
Size bir sorum var: Referandum sürecinde bu ülkenin üniversitelerinin öyle ya da böyle
değerlendirme yaptığını hatırlayanınız var mı Öyle ya da böyle, “Evet” dese de saygı
duyacağım, “Hayır” dese de saygı duyacağım, çünkü üniversitedir, bir bilimsel veriye
dayanarak çıkıp bir değerlendirme yapıyordur. Ama bu ülkenin üniversiteleri konuşmadı.
Sanki Türk toplumunun önündeki tercih, öyle Mera Kanununun ek 3. maddesinin B
fıkrasının değişikliğiymiş gibi kayıtsız kaldılar. Oysa gelecek 100 senemizi, 150 senemizi,
daha doğmamış torunlarımızın çocuklarını etkileyecek bir düzenleme yapılırken, ülkemin
üniversiteleri sessiz kaldı.
Acaba bu sessizliğin sebeplerinden biri, rektörlerin demokratik usullerle seçilmeyip, siyasi
iktidarın elinde şekillenen YÖK Genel Kurulunun belirlediği listeden Cumhurbaşkanının
72
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
THBTK