öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
Erdoğan’ın seçimi üzerine oturtmaya çalıştığı zemini oluşturacaktır hem seçim sonrasında
karşımıza gelecek olan süreci bize işaretlemektedir.
Daha önce değişik konuşmalarımda da ifade ettim; anayasalar, mevcut ekonomik
sistemin üstyapı kurumlarıdır. Hem geçenlerde olan anayasa referandumu hem de
şimdi yapacakları anayasa tartışması, işte bu deminden Korkut Hocanın anlattığı, dünya
çapında ortaya çıkan gelişmeler olarak gördüğümüz değişimin, bu neoliberal değişimin
anayasasını hazırlayacaklardır. Hazırlanmasını istedikleri şey budur. Sivil olup olmaması,
aslında bir yutturmacadan ibarettir. 12 Eylül Anayasası da aslında askerler tarafından falan
değil, askerlerin görevlendirdiği siviller tarafından yapıldı, şimdi de Tayyip Erdoğan’ın
görevlendirdiği birtakım uzmanlar tarafından yapılacak, Tayyip Erdoğan’ın seçtiği Meclis
milletvekilleri tarafından oylanacak.
12 Eylül Anayasası, sermayenin o dönemdeki ihtiyaçlarına cevap veren, o günkü
sermaye düzeninin hukuksal üstyapısını oluşturmak üzere, emeğe karşı, ezilenlere karşı
sermayenin korunduğu ve sermayenin önünü açan özellikler taşıyan bir anayasaydı.
Bu hazırlanmak istenen anayasa, bugünkü anayasa da sermayenin emeğe karşı saldırısı
demek olan bu neoliberal saldırı düzeninin, yeni düzenin, sağcı, İslamcı yeni düzenin
anayasası olacaktır.
Ben aslında sürenin kısıtlılığı dolayısıyla bunların çok ayrıntısına, gerisine gitmeden,
solun bu gelişmeler karşısında, bu değişim karşısındaki bölünmesi konusu üzerinde
durmak istiyorum.
Deniliyor ki, “Türkiye ciddi bir değişim yaşıyor. Sol içerisinde bu değişime yandaş
olanlar var, bütün bu gelişmeleri bunu bir demokratikleşme olarak görenler var.” Bütün bu
gelişmeleri askeri vesayet döneminin Türkiye’de kaldırılması, sona erdirilmesi ve yerine
liberal demokrasi ya da sivil demokrasinin ikame edilmesi, artık nihayet Türkiye’nin
darbelerden kurtulması gibi görenler var. Darbecilik ve demokratlık tartışması, polemikleri
Tayyip Erdoğan’ın dilinden düşmüyor. Her kürsüye çıktığında, “Bu darbeciler, çeteciler,
çetecilerin adamları, bir de halkın seçtikleri” diye kendisini koyuyor, bu şekilde bir
propaganda yapıyor.
Sol, bu çatışma düzleminde ikiye ayrılmış durumda ve sol içerisinde büyük çatlamalar
yaşandı. Bir kısmı gerçekten de bütün bu dünyadaki gelişmeleri, hem küreselleşmeyi,
küreselleşme sürecini olumlu bir süreç olarak değerlendiriyor hem Türkiye’deki
bunun yansıması olan gelişmeleri, devletçiliğin tasfiyesini, kamusal alanın tasfiyesini,
özelleştirmeleri ve benzeri olumluyor ve bunun bir uzantısı olarak liberal demokrasinin
gelişmesi diye ifade edilen, demokrasinin gelişmesi diye ifade edilen bu sürecin arkasında
yer alıyor. Bir kısmı biliyorsunuz, anayasa referandumunda çok açık bir şekilde “Yetmez,
ama evet” diyerek çeşitli kılıflar uydurdular, “12 Eylül cuntacılarının yargılanması
için destekliyoruz” falan gibi. Bunlar kılıfıdır esasında, tamamen AKP’nin yürüttüğü
politikaların desteklenmesi esastır, bu süreci olumlayan bir yaklaşımın ifadesidir.
Bence izninizle çok fazla üzerinde durmayacağım; Türkiye’de darbecilikle demokratlık
tartışmasının, bu yürüttükleri tartışmanın saçmalığını solun üzerine yıkmak istediler, bizim
186
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
THBTK