öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
ülkede bir sorun var. Bunları kaldıracağız, düşüncenin önündeki engelleri kaldıracağız;
düşünce özgür olacak, üniversiteler özgür olacak, medya özgür olacak.
Medyayla ilgili düşüncemiz de şu, onu da söyleyelim: Hiçbir medya patronu, doğrudan
veya dolaylı hiçbir kamu ihalesine giremeyecek. İkincisi, tüm medya çalışanları sendikalı
olacak. Medya çalışanı, yazdığı haberin arkasında durabilecek, patronuna karşı da güçlü
olabilecek. Biz özgür ve bağımsız medya istiyoruz. Özgür ve bağımsız bir medya olduğu
zaman, bu ülke halkın doğru haber alma hakkı kendiliğinden oluşmuş olur.
İşsizlik var, ciddi bir işsizliğimiz var. İşsizliği doğuran olay ne Sayın Başkan,
konuşmasında ihracat-ithalattan bahsetti. Sıcak paraya teslim olan bir ülke, işsizlik
sorununu aşamaz arkadaşlar. Ekonomiyle ilgili bir örnek vermek isterim size: Biz Türk
Lirası çok değerlidir diye övündük, böbürlendik. Televizyonlara demeçler verdik, “Türk
Lirası çok değerlidir, ne kadar güzeldir” diye. “Merkez Bankasında şu kadar dolar vardır”
diye övündük. Merkez Bankasında ihtiyacın ötesinde dolar varsa nedir, biliyor musunuz;
yabancı bir ülkeye sıfır faizli kredi açmışsınız demektir. “Türk Lirası çok değerlidir”
dediğiniz zaman ne olur, biliyor musunuz; Türkiye’de üretilen malları ihraç edemezsiniz,
ithalat cazip hale gelir. Sanayi niye bu durumda, ithalatta niye bu patlama oluyor
Size bir örnek: Amerika’da kriz çıktığı zaman, Amerikan Merkez Bankası 1.1 trilyon
dolar para bastı, bütün dünyaya ihraç etti, yani krizini ihraç etti. Yetmedi, en son 650
milyar dolar daha bastı. Biz de “Paramız değerlidir” diye övünüyoruz. Amerikan malları
yabancı paralar karşılığında ucuzladı ve herkes gitti, Amerikan malı aldı, Amerika’da
fabrikalar çalıştı, işsizlik azaldı. Biz ne yaptık; “Paramız çok değerlidir” diye övündük.
Ağrıma giden, bunu söyleyen insanların bir de “Ekonomiyi ben biliyorum” demeleri.
Ekonominin “E”sini bile bilmiyorlar. Ekonominin “E”sini bilen insanlar bunu yapar mı
Çoğu yerde örnek verdim, burada da örnek vereceğim: Türkiye, otobüs üretiminde
Avrupa’nın en büyük üssüdür. Yunanistan’dakilerin yüzde 42’si Türkiye’de üretilmiştir.
Biz gittik, İstanbul’a Hollanda’dan otobüs aldık, tanesine 1 milyon 200 bin Avro ödedik.
Bu otobüslerin bir özelliği vardı; yokuş çıkamıyordu, çünkü Hollanda’da dağ yoktu. Daha
ucuzunu yapıyorsunuz, Türkiye’de yapıyorsunuz, dünyanın her tarafına ihraç ediyorsunuz.
Siz kendi ülkenizin ürününü almıyorsunuz, Hollanda’dan alıyorsunuz. İstanbul da yedi
tepeli, çıkmıyor. “Efendim, bunlar ileri teknoloji ürünüymüş, şoför olmadan da yolda
gidebilirmiş.” İyi de ona uygun yol olması lazım, o da yok.
Şu soruyu sormadık: “Benim ödediğim vergimle, kendi ürününü değil de bir teknoloji
harikası diye sunduğunuz, ama dünyanın en pahalı mezarlığı haline getirdiğiniz bu
otobüsleri, Türkiye’ye niye getirdiniz ve niye aldınız” Bu soru sorulmadı, bizim
dışımızda da sorulmadı, genç arkadaşlarım da sormadılar. O nedenle dedim, ödenen
vergilerin nereye harcandığını sorgulayabiliyorsak, bilin ki demokrasiye önemli bir adım
atmış oluruz. Olay budur, bunu yapmak zorundayız. Onun için diyoruz ki, üreten Türkiye
olması lazım. Yeni bir ekonomi politikasıyla yola çıkmamız lazım. Yeni hedefler, yeni
ilkeler belirlememiz lazım; yeni bir vergi politikası, yeni bir tarım politikası, yeni bir
sanayi politikası, yeni bir KOBİ politikası başlatmamız lazım. Bununla yola çıkacağız.
42
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
THBTK