öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
genel programını uygulatabiileceğini ortaya koydu; tabandan bir muhalefet, kendisini
tehdit eden bir muhalefete yol açmadan sürdürebileceğini kanıtladı ve emperyalizmle de
uzlaşabileceğini kanıtladı. İşte bunlar, “O yapabiliyorsa, biz de yapabiliriz” zihniyetini
oluşturdu.
Tabii Arap dünyasındaki İslamcı akımların başarı sağlayıp sağlamayacağı konusunda
bir öngörü yapamıyorum. Benim temennim o yönde değildir, ama şunu söylemekle
son vereyim: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu âlemdeki hareketlere karşı tavrında
âdeta Müslüman Kardeşler’in temsil ettiği akımın bir uluslararası lideri olma özlemi de
var, o yüzden biraz böyle oynuyor. Gerek Mısır’da -Tunus’a pek karışamadı- şu anda
Libya’da ve Suriye’deki hareketlerin sonunda şöyle bir beklenti içinde: Yakın Ortadoğu
coğrafyasında bir siyasi hareketin, âdeta sınırları aşan bir siyasi hareketin manevi lideri
olma rolünü üstlendi ve bunda başarı sağlayıp sağlamayacağını bilemem. Böyle bir
gözlem de yapmakla bitireyim.
OTURUM BAŞKANI- Çok teşekkür ediyoruz Hocam.
Buyurun.
AHMET ABAKAY- Bana soru yok, ama ben zamanın kısa olduğunu da bilerek çok hızlı
bir iki cümle söyleyeyim.
Önümüzde seçim var ve artık partilerden, hele ki iktidar partisinden artık kalıcı, yani
halk yararına bir şey beklemek mümkün değil. Çünkü seçimlere kadar artık demokrasi,
insan hakları, temel hak ve özgürlükler filan askıdadır. “Tek parti, tek lider, tek din, tek
bayrak, tek vatan” çok duyduğumuz kelimeler. “Vatan, millet, Sakarya; Kur’an, kitap;
Allah, Muhammed” o 2 ay boyunca bunları dinleyeceğiz. “Tek Recep, Tek Tayyip, tek
Erdoğan” bu 2 ay böyle geçecek. Bu süreç içerisinde Avrupa Birliği de yok, çünkü oy
lazım, insanların kandırılmasının tam zamanıdır.
Katar’da konuştu Başbakan, dedi ki, “Biz bize yeteriz, Avrupa Birliği nereden çıktı”
Gerici Arap rejimleri, petrol şeyhlerinin, diktatörlerin, yani örnek aldığı, kendisine liderlik
olarak gördüğü Avrupa Birliği ya da Avrupa ya da demokratik ülkelerin altını çizmeden,
tam tersi, gerici Arap rejimlerini falan örnek gösterdi. Oralarda zaten demokrasi yok,
insan hakları yok, kadın hakları yok, Başbakanımızın düşüncesine de uygun. Kısa zamana
kadar iktidarlar döneminde iktidarın valileri vardı, kaymakamları vardı. Ne yazık ki şimdi
ben de bu meslekten utanarak bunu söylüyorum; artık iktidarın valileri, kaymakamlarının
yanına iktidarın gazetecileri, yazarları eklendi. En çok dönek de bizden çıktı ne yazık ki.
Bunun kötü tarafı şu: Kadrolaşmanın, gerçekten devletin her alanında kadrolaşmanın
bugünü değil, gelecek kuşakları çok yoğun bir şekilde ve kötü geleceğe hazırlaması...
Temel işsiz kalmış, İstanbul’a iş bulmaya gitmiş. İş bulamamış, aç sefil, para yok,
lokantaların önünden yutkunarak geçiyor. Lokantanın birinin kapısında “Ye, iç, para
verme, torunun ödesin” diye bir talebe görmüş. Korkarak girmiş, demiş ki, “Ben
yiyeceğim, para vermeyeceğim, öyle mi” “Yok, ne parası; torunun ödeyecek.” Gitmiş
yemiş, içmiş, kalkarken “Bana müsaade” demiş. Önüne çok ağır bir fatura koymuşlar.
THBTK
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
191