öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
okutacaklarını söyledikleri, “Yorgun Savaşçı”yı yakan 12 Eylül’e, henüz yayınlanmamış
bir kitabı yakarak, gerçekten de rahmet okutmuşlardır ve yarattıkları bu yeni 12 Eylülden,
aslında çok korkmaktadırlar.
Tüm muhalifleri sahte davalara seçim öncesi taktikleriyle bulaştırmaya cüret edenler, artık
kendi yarattıkları terör ortamını kontrol edemez hale gelmekten korkmaktadırlar. Yaptıkları,
o kitapta yazılanlardan da, tüm yazılmayanlardan da, aslında korkmaktadırlar.
Denetlenemez bir istihbarat iştahları, dinleme-izleme iştahları var bu insanların. Bu iştahın,
bir gün gelip kendilerini de vuracağından bence korkmaktadırlar. Yargıçları ve savcıları
hukuksuzca dinleyip şantaj veri bankaları oluşturanların, bir gün gelip kendilerine de
şantaj yapacağından aslında korkmaktadırlar.
Yapılanlara “Yargı tasarrufu” diyorlar. Evet, sabahın şafağı, gecenin yarısı demeden
muhalif olduğunu varsaydığı herkesin üzerine hışımla giden, evini basan, duruşma
salonunda kaçma tehlikesi olmayanlar hakkında tutuklama kararı verdiren, susturmak
istediği herkesi aynı çuvalın içine atıp yakmaya çalışan irade, aslında bir yargı tasarrufudur,
ama sizin yargınızın tasarrufudur ve asla yaklaşan seçimlerle de bir ilgisi yoktur.
Evet, bunların hepsi hiç gitmemek üzere yapıldı değerli konuklar. Anayasa böyle
değiştiriliyorsa, aslında hiç gitmemek üzeredir, çünkü gitmeye niyeti olanlar, yargıyı
yürütmeye bağlamazlar. Bilirler ki bir sonraki iktidara da hizmet edebilir. Ama niyetiniz
hiç gitmemek üzereyse, yargıyı kendinize bağlarsınız. Bunu Türk halkı istedi mi, yani
bu insanları seçerken Türk halkı böyle bir sonucu öngördü mü, onlara ruhsat verirken
bunu mu düşlemişti Ben zannetmiyorum. Referandum sürecinde şehir şehir gezerek, bu
tehlikeye işaret etmeye çalıştık. Ben, o ufalanması kolay olmayan o demir leblebi, yüzde
42’nin temsilcisi olarak görüyorum kendimi, gerçekten öyle görüyorum ve demir leblebi
bu dayatmaya “Hayır” dedi. Bence çok değerli bir “Hayır”dı bu. Eline geçen her şeyi
parçalamakta, çıkarları için dönüştürüp kullanmakta usta olanların, bu işte usta olanların
Türk halkına sanki saygı gösteriyor gibi yaparak sürekli iki seçenekten birini ya da çoğu
zaman aslında hiçbirini sunan AKP’ye “Hayır’dı aslında bu “Hayır”ın anlamı.
İşte biz, AKP’nin gerçek yüzünü teşhir etmeliyiz diye düşünüyorum. İşte bunun için ben
sizleri, kendini bizim efendimiz zanneden, kendini halkın efendisi olarak gösteren kişilerin
dayattığı hayatı aslında yaşamamaya davet ediyorum. Onun için bu tür toplantılara koşarak
geliyorum ve anlatmaya çalışıyorum. Kendi hayatımızı yapmaya davet ediyorum sizleri;
birilerinin dayattığı hayatı değil, kendi hayatımızı yaşamaya davet ediyorum. Ben, bize
özgürlük illüzyonlarını satmaya çalışanlara gerçek özgürlüklerin ne olduğunu anlatmaya
çalışmalıyız diye düşünüyorum. Gittiğim yerlerde saygın basın mensuplarını gizli ya
da açık hapishaneleri, yargılamadan yapılan infazları, otosansür gibi aslında yokmuş
gibi yapılan baskıları onurlu haberlerle vermeye davet ediyorum, onları korkmamaya
davet ediyorum. Tarihe bir not düşmek için ve körü körüne teslimiyetin olduğu yerde
derebeylerinin üreyeceğinin, türeyeceğinin açık olduğunu bildiğim için davet ediyorum
onları, o onurlu gazetecileri mesleğin onuruna uygun davranmaya davet ediyorum.
THBTK
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
61