öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
Kafkasların üçüncü ülkesi Ermenistan’da çok kolay olmadı. Biliyorsunuz, “Esas oğlan”
diye niteledikleri Ter Petrosyan’ı getirdi Amerika. Ter Petrosyan da Türkiye’yle iyi ilişkiler
kuracaktı ki, arkasından Rus yanlısı olan ve Taşnak Hükümetinin önde gelenlerinden
Rober Koçaryan’ı getirdi hemen Rusya ve onu da yine bir darbeyle, hatırlarsınız, meclisi
basmışlardı orada da, birkaç tane milletvekili de ölmüştü, Koçaryan da o şekilde geldi.
Orada da biraz direnmeyle, dikkat ederseniz Amerika ile Rusya Federasyonu arasında bir
dirençle karşılaşılan, gidip gelinen bir renkli devrim görülüyor.
En çok rengi tartışılan, bu sivil itaatsizlik sonucu çıkan yer, “Turuncu devrim” dediğimiz
Ukrayna oldu. Ukrayna da gerçekten Rusya’yla Amerika arasında böyle çok dengelerde
bulunan bir ülkeydi. Amerika, Victor Yuşçenko’yu destekliyordu. O arada bunlar da parti
propagandası yaparken turuncu kaşkol takmışlardı boyunlarına, oradan o adı aldı. Fakat
Ukrayna’yı Rusya da rahat bırakmadı, çünkü Kırım biliyorsunuz onlarda. Fatih’in dediği
gibi, “Mora Yarımadası, İstanbul ve Kırım’ı elinizde tutarsanız, dünyaya hâkim olursunuz”
der. Tarih boyunca da Avrupalılar da, Ruslar da, Osmanlı da hep bu 3 merkezi ellerinde
tutmak istemiştir. Bu bakımdan Hatırlarsınız, Yuşçenko’ya ilaç verilmişti, zehirlenmişti,
suratı falan şişmişti, ama daha sonra orada bunu başardılar.
Ben Ukrayna’ya gitmiştim; devrim olmuş, onu kutluyorlar. Eski komünistler Kiev Gününü
kutluyorlar. Gençlere bakıyorsunuz, ne Soros’tan haberi var, ne turuncu devrimden haberi
var, içki içip eğleniyorlar, orada Batı müziği çalıyor. Komünistler de daha böyle yan bir
semte gitmiş, onlar daha folklorik müzik dinliyor. Nasıl iki kuşak birbirlerinden bölünmüş,
böyle bir Ukrayna doğmuş diye, orada o devrimin toplumu nasıl yozlaştırdığına bizzat
tanık oldum.
Sonra Kırgızistan’da sarı devrim gerçekleşti. Bu devrime “Lale devri” de denildi
üstüne üstlük ve burada sivil halk hareketi, Sovyet cumhuriyetlerinden burada kalan
ve Amerika’nın özellikle üstünde durduğu bir yerdi Kırgızistan. Orta Asya’daki
diktatörlükleri yıkmak istiyorlardı, onun için Kırgızistan çok önemli oldu ve burada da
Kırgızistan en zayıf halka olarak görünüyordu. Onu da yıkmayı ve orada çatışmalar olsa
da en sonunda sivil itaatsizlik gösteren halkın başarılı olduğu ortaya çıktı.
Konuşmamdan sanki halk hareketlerine, demokrasiye, sivil toplum örgütlerine, insan
haklarına karşıymışım gibi bir izlenim edinebilir, aranızda yabancı birisi olsa. Hayır,
mesela toplumun dinamiklerinden oluşan bir sivil toplum, her zaman demokrasiye katkısı
olmuştur, ama toplumun kendi içinden çıkan. Mesela Reagan zamanında bir enstitü
kuruldu, onun bütçesi 50 milyar dolardı, 2 katına çıkarıldı, 6 bin adamıyla çalıştı ve tek
amacı, Sovyetleri çökertmek için plan yapmaktı. Eleştirilen STK’lar toplum içerisinden
çıkan değil, Batı toplumundan, Amerika’dan gelip, size sızıp sizin dış politikanızı
belirlemeye çalışan STK’lar olarak eleştiriye maruz kalıyor, bu bakımdan da haklı gibi
geliyor bana. Burada o şeylerin elimde adları vardı, ama zaman kalmadığı için size onu
okumayacağım; Avrupa’da olanlar da var, özellikle bu STK’lar kanalıyla Türkiye’yi
federasyona dönüştürmek isteyen. Ama dediğim gibi, zaman kalmadı. Daha sonra “Merak
ediyorum” diye soranınız olursa, onları anlatırım.
THBTK
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
183