öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TMMOB<br />
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
Ben bu aşınma sürecinin 80’de başladığını, bu konuda özellikle Türkiye’nin sol<br />
çevrelerinde geniş bir fikir birliği olduğunu tahmin ediyorum. Bazı iddiaların aksine, 12<br />
Eylül rejimi sadece demokrasiye, insan haklarına <strong>ve</strong> siyasi haklara yapılan bir saldırı<br />
değildir, arkasında çok kapsamlı, bilinçli, bölüşüm ilişkilerinde sermayenin ön plana<br />
çıkmasını hedefleyen dönüşüm vardır.<br />
Bu dönüşümün birkaç aşamadan geçtiğini düşünüyorum. Emeğin kazanımlarına indirilen<br />
en sert darbe ilk 8 yılda, yani 12 Eylül askeri rejiminin de katkısıyla 80-88 yılları içinde<br />
oldu. Parlamenter rejime dönüş, bu operasyona kısıtlar getirdi <strong>ve</strong> Türkiye’nin tabanından,<br />
emekçi sınıflardan başlayan bir direnme <strong>ve</strong> âdeta bir anlamda bir karşı saldırının kısmi<br />
başarılar kazandığı bir ikinci dönem geldi. Bunu 89’u izleyen 3-4 yılda kesinlikle, ama<br />
belli ölçülerde 1997’ye kadar gelen dönemde de gözlüyoruz. Yani âdeta emeğe karşı<br />
girişilen büyük saldırının kısmen rövanşı alındı. Önce tabandan gelen dalga dalga<br />
direnmeler, bunun ekonomik mücadele alanına taşınması, kitle mücadeleleriyle, daha<br />
sonra da 90’lı yılların hemen hemen büyük bir bölümünü oluşturan siyasi istikrarsızlık<br />
ortamının emeğin kazanımlarının aşınıp gitmesini önleyen mekanizmalar taşıdığını da<br />
görüyoruz.<br />
98 yılına gelindiğinde, Türkiye’nin egemen sınıflarında bir özlem, bir beklenti oluştu;<br />
“Bu iş böyle devam edemez.” Yani 80’de başlayan o büyük dönüşümün kalıcı olması<br />
gerekiyordu. “Anayasa değiştirildi, sosyal mevzuatta değişiklikler oldu, kurumsal<br />
değişmeler oldu, ama yine eski hale mi dönüyoruz Bu işin çözülmesi lazım” diye<br />
burjuvazinin egemen öğelerinden, etkili çevrelerinden gelen talep siyasi iktidara da<br />
taşındı <strong>ve</strong> kestirme yol, Türkiye’yi kalıcı bir şekilde IMF <strong>ve</strong> Dünya Bankasının gözetimi<br />
altına sokmakta bulundu. 1998’li yılları izleyen 10 yıl, 2008’in Mayıs ayına kadar<br />
-konuyla ilgilenmeyen arkadaşlarımız çok fazla bunu bilmiyor olabilirler- kesintisiz<br />
IMF programları egemen olmuştur. 98’in Haziranında başlamıştır, 2008’in Mayısında<br />
bitmiştir. Son anlaşmayı da AKP iktidarı yapmıştır.<br />
Bu dönemin ana sloganı şuydu: “Devlet, ekonomiden elini çeksin, yani ekonomi, esas<br />
olarak piyasaların çözeceği bir alandır.” Bunların kastettiği aslında ekonomi değildir,<br />
bölüşümdür, yani devletin bölüşüm süreçlerini düzeltecek müdahalelerle, popülizm<br />
denilen o bozuk ilişkileri külliyen <strong>ve</strong> kalıcı bir şekilde tasfiye etmesi istendi. “Piyasaya<br />
teslim edilince bölüşüm, bölüşümden nemalanmayan, dışta kalan, çaresiz kalan çevreler<br />
ne olacak” sorusunu da Dünya Bankasının yeni yeni geliştirmeye başladığı yoksullukla<br />
mücadele programları, yani önce yoksullaştırıyor, sonra da çeşitli mekanizmalarla,<br />
“Garibanları da gözetelim” mekanizmasıyla marjinalleri, sistem dışı kalanları, çaresiz<br />
kalanları da gözetme <strong>ve</strong> yardım etme programlarıyla hallediyor meseleyi, halletmeyi<br />
bekliyor. Yani devletin temel işlevleri de böylece elini çekmekten ibaret oluyor.<br />
Bu dönemin ikiye ayrıldığını söyleyebiliyoruz. Birincisi, buna İkinci Ecevit dönemi<br />
diyelim, çünkü Ecevit’in birinci döneminden radikal bir farklılık taşır. İlk dönemdeki<br />
Ecevit’le ikinci dönemdeki Ecevit, âdeta birbirinin bir ayna karşıtı denilebilecek kadar<br />
karşıttır. İlk Ecevit dönemi, 2001 krizinin de katkısıyla bölüşüm ilişkilerinde önemli bir<br />
emek karşıtı dönüşüm yarattı. Kriz de Dünya Bankasından ithal edilen Kemal Derviş<br />
THBTK<br />
13. Türkiye <strong>Harita</strong> Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011<br />
PANELLER<br />
171