13.01.2015 Views

öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TMMOB<br />

HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI<br />

bakıldığında da Sovyet tankları Slav ülkelerden ilerleyerek gelirken, Türkiye’nin de bir<br />

bakıma Batı Blokuna alınmasının nedeni, komünizme girmemesi için Birleşmiş Milletlere<br />

da<strong>ve</strong>t edilme süreciyle başlamıştı. Orada çeper ülke olarak Yugoslavya’ya kadar gelmişti.<br />

Yugoslavya, biliyorsunuz Doğu Blokuna girmedi. Orada çeperdeki ülkeler Macaristan’la<br />

Çekoslovakya kalmıştı. Biliyorsunuz Macaristan <strong>ve</strong> Çekoslovakya da Batı Avrupa’nın<br />

sınırında olan ülkelerdi <strong>ve</strong> bunlar Katolik ülkelerdi. Onların da 56’da Macaristan’da,<br />

68’de de Çekoslovakya’da Çek <strong>ve</strong> Slovaklar, bir bağımsızlık yürüyüşü yaparken bu<br />

bastırıldı, Çekoslovakya 1968’de Doğu Blokuna girdi. Bunun dışında kalan yerler de işte<br />

Türkiye, Yunanistan dahil olmak üzere de Batı Blokunda yer alındı. Böyle 45 yıl süren<br />

bir süreç başladı.<br />

Soğuk savaş dönemi, genelde gevşek bir sistem olduğu için de çok fazla sorunlu geçmedi.<br />

Ancak Sovyetlerin doğu çeperinden 1989’da Afganistan’a müdahale etmesiyle birlikte,<br />

Amerika’da <strong>ve</strong> Batı Avrupa’da “Sovyet gücü nasıl çökertilir” konusunda “Russian<br />

Institute” ya da Soviet Union Institute” gibi kurumlarda Sovyetler Birliğini çökertme<br />

planları yapıldı o dönemde. Tam bu planlar yapılırken, Afganistan’da da Sovyetlerin<br />

başarılı olamadığı ortaya çıkınca, bir bakıma da Sovyetler Birliğinin ekonomisinin <strong>ve</strong><br />

savunma gücünün de, saldırı gücünün de çok sınırlı olduğu Batı dünyası tarafından<br />

öğrenilmiş oldu.<br />

İşte bu bağlamda ilk hareketi yine Katolik olan bir ülke, Polonya’da gördük.<br />

Hatırlıyorsunuz, bu halk hareketleriyle başlıyor” denen örneklerin başında, Polonya’da<br />

Lech Walesa’nın başlattığı, Gdansk Şehrinde ortaya çıkan bir işçi hareketiyle başladı<br />

<strong>ve</strong> Polonya’dan sonra yine çeperdeki ülkelere sıçradı, oradan Çekoslovakya’ya geçti.<br />

Sonra bölünmüş Almanya’da Berlin Duvarı yıkıldı. Bu yıkılmalarla birlikte işte bu renkli<br />

devrimler denilen süreç de başladı.<br />

Bu süreç başlarken Amerika da, Pentagon da hazırlık yapıyordu. “Amerika’nın yeni yüzyılı”<br />

derken, 21. Yüzyılı kastediyordu <strong>ve</strong> burada kendi isteklerini şu şekilde sıralıyorlardı:<br />

Enerji kaynakları üzerinde bir gü<strong>ve</strong>nlik denetimi sağlamak; tüm bu bölgelerde, yani tekrar<br />

ulus devletlerin doğduğu Orta Avrupa’da, Ortadoğu’da, Latin Amerika’da, hatta Güney<br />

Amerika’da, bu bölgelerde Amerika’nın denetiminde demokratik görünümlü devletler<br />

kurmak, Çin <strong>ve</strong> Rus baskısını bu bölgelerden uzaklaştırmak <strong>ve</strong> bu sayılan bölgelerde<br />

Amerikan hâkimiyetini egemen kılmak için gerekli askeri üslerin kurulmasını sağlamaktı.<br />

Bu amaca ulaşmak için de iki tane yöntem buldular.<br />

Ben Amerika’da kaldığım sürede bir şey daha öğrendim: “Bilim adamı tarafsızdır, bilim<br />

evrensel değerlerle yapılır” gibi görüşlerim çok zayıfladı. Özellikle toplum bilimlerinde<br />

bu böyleydi, hatta pozitif bölümlerde de çok yanıldığımı söyleyemem. Biliyorsunuz,<br />

dünyayı en fazla kirleten ülke Amerika, ama Amerika bilim adamlarının sözleşmeye imza<br />

atmamasını kendine göre bilimsel nedenlerle de açıklıyor. Oradaki toplumbilimcileri<br />

görünce, “Demek ki her egemen güç, kendi bilim adamını da yetiştiriyor” görüşü çok hâkim<br />

oldu bende. Orada Prof. Noy diye bir profesör vardı, bu Russian Institute’te falan çalışan<br />

birisiydi. “Amerika’nın bu amaçlarını gerçekleştirmek için iki yöntem kullanılabilinir”<br />

diyordu. Bu yöntemlerden birincisini “Hard power” olarak niteledi. “Hard power”,<br />

THBTK<br />

13. Türkiye <strong>Harita</strong> Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011<br />

PANELLER<br />

179

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!