Ã¶Ärenci oturumu - Harita ve Kadastro MÃ¼hendisleri OdasÄ±

More documents

Recommendations

Info

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI OTURUM BAŞKANI- Sayın Genç’e teşekkür ediyoruz. Konuşmaları yeterince soru alacağa benziyor. İkinci bölümde de o sorulara yanıtlarınızı bekleyeceğiz sizden. “Yurttaşların ‘Yeni’ Yargı Sistemiyle Kaybettikleri Yargı Örgütleri, Yargının Demokratikleştirilmesi Sorunu” konusunda Emine Ülker Tarhan Hanıma sözü veriyorum. Buyurun. EMİNE ÜLKER TARHAN (YARSAV Başkanı)- Teşekkür ederim. Demokratik kitlenin siz aydınlık temsilcileriyle birlikte olmaktan duyduğum onurla, saygılar sunuyorum efendim, geldiğiniz için teşekkür ediyorum, sağ olun. Aslında konumuz başkanlık sistemi üzerineydi, ama bu arada yargı örgütleriyle ilgili kısa bilgiler verebilirim. Özellikle yargı örgütlerinin tarihi Avrupa’da 1907’ye dayanıyor değerli konuklar ve Türkiye’de biz YARSAV’ı, ilk yargı örgütünü 2006 yılında, yaklaşık 100 yıl geçtikten sonra kurabildik. Kuruluş sürecinde, kuruluşundan son aşamasına kadar içinde bulunduğum, artık benim çocuğum gibi olan, benim için çok değerli YARSAV’ın kuruluşunda inanılmaz bir engelleme süreciyle karşılaştık. Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında, Dernekler Yasasında yapılan bir değişiklikle YARSAV kurulma olanağı buldu ve bu süreçte siyasal iktidar, Avrupa’ya dönüp şunu söylüyordu: Diyordu ki, “Biz Türkiye’de özgürlüklere, sivil toplumun güçlenmesine, önem veriyoruz. Hatta yargıçların dernek kurmasına bile izin verdik, örgütlenmesine bile izin verdik.” Oysa içeriye dönüp baktığımızda şunu görüyorduk: İnanılmaz bir baskı; defalarca açılan fesih davaları, kurucu üyelerin veto edilmesi ve ardından yasama organına gösterilen yasayla YARSAV’ın kapatılmasını öngören bir yasa tasarısı. Aynen darbe dönemlerinde sivil toplum örgütlerinin kapatılması, siyasi partilerin kapatılmasında nasıl yasama organı kullanılıyor idiyse, bu süreçte YARSAV’ın kapatılması için de biz bu tür girişimlerle karşılaştık. Aslında yapılmak istenenin ne olduğunu biliyorduk. Aslında yıllar, bu siyasal iktidarla birlikte bir sivil örgütlenmeyi gerçekleştirmeye çalışan bizlere, şunu öğretti: Söylenen her şeyi tersinden okumayı öğrendik biz. Sivilleşme derken, sivil örgütlenme derken, aslında bir yalnızlaştırmadan, saldırıyla karşılaştığımız için, ondan bahsettiklerini anladık. Aslında yargılama derken, biliyorsunuz hep birlikte infazlarla karşılaştık ve aslında “Demokratikleşme ve özgürleşme” dediklerinde, bir korku imparatorluğuyla karşılaştık. Bunu hep birlikte yaşıyoruz. Yargının çok büyük sorunları var bu ülkede, bunu hepimiz biliyoruz, çünkü, halkın yargıya erişimiyle ilgili çok ciddi sıkıntılar var. Bir davanın, 1936 esaslı bir davanın çözümünü yapmış bir yargıç olarak bulunuyorum karşınızda. 1936’da açılmıştı o dava ve tutanaklar, duruşma tutanakları parmaklarınızın arasında tozlaşıyordu dokunduğunuzda. Fersude olmak denilir buna, biliyorsunuz, eskiler bilirler bu deyimi, fersude oluyordu, parçalanıyordu ve okunamaz haldeydi. O davayı bir yargıç olarak ben 1997 yılında THBTK 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011 PANELLER 55
TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI çözdüğümü hatırlıyorum. Yani bu ülkede halkın yargıya ilişkin inanılmaz sorunları var ve bunların çözülmesi gerekiyordu. Bugün bakıyoruz, önümüzde demokrasi şampiyonu olduğunu iddia eden bir siyasal iktidar var ve onlar neleri yapıyorlar, yargı adına nelerle karşılaşmışız, onu şimdi değerlendirmeye çalışalım. Değiştirmek iddiasında oldukları bir darbe anayasası var, “Bunu değiştireceğiz” dediler. Darbe anayasasının, yargı bölümünde yapılan tek değişiklik, son anayasa değişikliklerine kadar tek değişiklik, DGM’lerin kaldırılması oldu biliyorsunuz. Ancak onun yerine gizli tanıkla güçlendirilmiş özel yetkili mahkemeler, başka bir elbise giydirilerek yine DGM’ler bizim önümüze konuldu ve üstelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, gizli tanığın adil yargılanma hakkının ihlalini yarattığı, bu süreçlerin tehlikeli olduğu konusundaki ikazlarına rağmen, gizli muhbirlerle güçlendirilmiş bu tür mahkemelerle karşı karşıya kaldık. Böylece bu yöntemle infaz kuramlarında yapılan yargılamaların yolu açılmış oldu. Sonra anayasa değişikliği yapıldı biliyorsunuz. Anayasa değişikliğiyle, eskiden darbenin ürünü olan HSYK’da, müsteşarın ve bakanın bulunmasını biz uygun bulmuyorduk ve pek çok Avrupa ülkesi, istişari raporlar, bunun yargıyı siyasallaştıracağı yolunda endişelerini dile getiriyor ve ikazlar yapıyorlardı. Şimdi bakıyoruz, darbe anayasasını değiştirdiler ve HSYK’yı da değiştirdiler. Neyle karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya çalışacağım size. Müsteşar, müsteşar yardımcısı, personel genel müdürü kurulda. Personel genel müdür yardımcısı Genel Sekreterlikte ve onun yardımcıları da bu Genel Sekreterlikte konuşlanmış durumdalar. Yani HSYK’da, bakan ve müsteşarın handikaplarını biz anlatmaya çalışırken, bugün bakıyoruz ki Adalet Bakanlığı bürokratları neredeyse Adalet Bakanlığı binasını HSYK binasına taşımışlar, orada konuşlanmışlar. Ardından olan gelişmeler çok can sıkıcı. HSYK kararnameleriyle, özellikle hassas saydıkları dava dosyalarının yargıçları, birden bire değiştiriliverdi; onlara, açık müdahaleler yapıldı bu davalara. Bununla da yetinilmedi; neredeyse sadece dosya numarası yazılmadan, bir davadan duyulan rahatsızlık nedeniyle yargıçlara bir kalem oynatmasıyla da HSYK ve adalet müfettişlerine tazminat bağışıklığı getirildi bu ülkede. Bunun çok iyi ağır sonuçları olmuştur, onu biraz sonra ayrıntılarıyla anlatmaya çalışacağım. Ardından anayasa değişikliğiyle, Anayasa Mahkemesinin yapısı değiştirildi. Yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı, üstelik artık tarafsız da değil Cumhurbaşkanı. Aslında darbe anayasası, tarafsız cumhurbaşkanı düzlemine uygun yapılandırılmış bir anayasadır. Ancak bugün biliyoruz ki, Cumhurbaşkanı tarafsız değildir, bundan hiç kimsenin kuşkusu olduğunu düşünmüyorum. Bu tarafsız olmayan Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin 14 üyesini seçiyor ve siyasal iktidarın başı olan kişi de, yani Parlamento deniliyor buna, Parlamentoda çoğunluğu bulunan partinin başı da diğer 3’ünü seçiyor. Yani 17 kişilik Anayasa Mahkemesinin tamamı yürütme organı tarafından seçiliyor. Bir gün gelip kendisini yargılayacak yargıçları o yürütme organı seçiyor. 56 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011 PANELLER THBTK
Page 2 and 3:
TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİ
Page 4 and 5:
Page 6 and 7: TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİ
Page 8 and 9: 13.05 - 14.00 Ara TMMOB HARİTA VE
Page 10 and 11: 20 Nisan 2011 - Çarşamba TMMOB HA
Page 12 and 13: 21 Nisan 2011 - Perşembe TMMOB HAR
Page 14 and 15: 16.00 - 16.20 Ara Neoliberal Politi
Page 106 and 107:
Page 108 and 109:
Page 110 and 111:
Page 112 and 113:
Page 114 and 115:
Page 116 and 117:
Page 118 and 119:
Page 120 and 121:
Page 122 and 123:
Page 124 and 125:
Page 126 and 127:
Page 128 and 129:
Page 130 and 131:
Page 132 and 133:
Page 134 and 135:
Page 136 and 137:
Page 138 and 139:
Page 140 and 141:
Page 142 and 143:
HÜSEYİN ÜLKÜ (37, 38, 39. Döne
Page 144 and 145:
Page 146 and 147:
Page 148 and 149:
Page 150 and 151:
Page 152 and 153:
Page 154 and 155:
Page 156 and 157:
Page 158 and 159:
Page 160 and 161:
Page 162 and 163:
Page 164 and 165:
Page 166 and 167:
Page 168 and 169:
Page 170 and 171:
Page 172 and 173:
Page 174 and 175:
Page 176 and 177:
Page 178 and 179:
Page 180 and 181:
Page 182 and 183:
Page 184 and 185:
Page 186 and 187:
Page 188 and 189:
Page 190 and 191:
Page 192 and 193:
Page 194 and 195:
Page 196 and 197:
Page 198 and 199:
Page 200 and 201:
Page 202 and 203:
Page 204 and 205:
Page 206 and 207:
Page 208 and 209:
Page 210 and 211:
Page 212 and 213:
Page 214 and 215:
Page 216 and 217:
show all

Ã¶Ärenci oturumu - Harita ve Kadastro MÃ¼hendisleri OdasÄ±

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?

Ã¶Ärenci oturumu - Harita ve Kadastro MÃ¼hendisleri OdasÄ±