öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
TMMOB<br />
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
üzerimize bu darbecilik yaftasını yıkmak istediler. Solun bütün geçmişini, solun içinden<br />
çıkan kimi -yine affınıza sığınarak söyleyeceğim- dönekleri kullanarak, onların ağzından<br />
solun bütün geçmişini darbecilik <strong>ve</strong> cuntacılıkla, askeri <strong>ve</strong>sayetçilikle suçladılar. Birkaç<br />
cümleyle buna cevap <strong>ve</strong>rmek istiyorum. Türkiye’deki yaşanan bütün darbeler, 12 Mart<br />
olsun, 12 Eylül olsun, sermayeye dayanan darbelerdir; uluslararası sermayeye <strong>ve</strong> ulusal<br />
düzlemdeki sermaye, tekelci sermayeye dayanan darbelerdir, ABD’nin <strong>ve</strong> sermayenin<br />
sola karşı saldırısıdır. 12 Mart da böyledir, arkasında ABD’nin olduğu bilinir; 12 Eylül<br />
de öyledir, arkasında Türkiye’deki işadamlarının <strong>ve</strong> Amerikan emperyalizminin olduğu<br />
bilinir. İçinizde benim gibi bu süreci yaşayanlar çoktur. O kadar açıktır ki, bütün 12 Eylül<br />
döneminde, bütün 12 Mart döneminde sadece solcular ezilmiştir, emekçiler ezilmiştir,<br />
sermaye gülmüştür.<br />
12 Mart döneminin öncesinde de Türkiye’de sermaye krizdeydi, büyük bir devalüasyon<br />
yaşanmıştı. 12 Eylül öncesinde de büyük bir devalüasyon olmuştur <strong>ve</strong> hatırlarsınız,<br />
Süleyman Demirel’in “70 sente muhtaç olduğumuz bir dönemdir” diye bahsettiği bir<br />
krizin içine sürüklenmiştir. 12 Eylül darbesi, sermayenin hem politik düzlemde, hem de<br />
ekonomik düzlemde girdiği krizden kurtarılması için sola karşı <strong>ve</strong> ezilenlere, emekçilere<br />
karşı yapılmış bir saldırıydı. Sol ezildi, ama esas olarak işçi sınıfının hakları hem 12 Eylül<br />
döneminde hem 12 Mart döneminde ortadan kaldırıldı. 12 Eylül döneminde bir tek grev<br />
yoktur, bir tek toplu sözleşme yoktur. Bütün süreç içerisinde incelerseniz Türkiye’deki<br />
sermaye şirketlerinin mali şeylerini, 12 Eylülden önce bir sıkıntı içerisindeyken, 12<br />
Eylülden sonra büyük kârlar elde ettiklerini görürsünüz. Emeğin kazançları bütün o süreç<br />
boyunca hemen hemen sıfırlanmıştır.<br />
Bu darbelerin arkasındaki Amerika’nın varlığına ilişkin kanıtlar hepinizin malumudur;<br />
12 Eylül yapıldığı zaman, “Sizin çocuklar yaptı” diye Amerikan başkanına gidip<br />
haber <strong>ve</strong>rilmesi, her darbe öncesinde Genelkurmay başkanlarının Amerika’ya giderek<br />
Pentagon’dan gerekli izinleri almış olması… Kaldı ki Türkiye NATO’ya bağlı bir<br />
ülkedir, Türk Ordusu NATO’ya bağlı bir kuruluştur, NATO denetimi altındadır. ABD<br />
Ordusunun eğitim düzeni içerisine daha 1959’larda girmiştir Türkiye Ordusu. Türkiye’nin<br />
emperyalizme bağımlılığının en önemli yönlerinden bir tanesi askeri bağımlılıktır. Türk<br />
Ordusunun bütün askeri teçhizatı, yedek parçası, her şeyi ABD tarafından temin edilir.<br />
Böyle bir ordunun ABD’nin izni, icazeti olmaksızın darbe yapması hiçbir şekilde mümkün<br />
değildir.<br />
Askeri <strong>ve</strong>sayet tartışmasına birkaç cümle söyleyeyim: En çok kullanılan şeylerden bir<br />
tanesi, askeri <strong>ve</strong>sayet kavramı. Ben Marksist bir insanım, bana göre kapitalizm altında<br />
ordular, mevcut düzenin, var olan kapitalist düzenin koruyucusudur <strong>ve</strong> her kapitalist<br />
ülkede eğer düzen krize girerse, ordu müdahale eder <strong>ve</strong> düzeni korur. Bunun başka bir<br />
istisnası yoktur. Sosyalist ülkeler için de geçerlidir bu; sosyalist ülkelerdeki ordular da var<br />
olan sosyalist düzenin koruyucusu işlevini görürler, bu doğal bir şeydir. Marksist devlet<br />
teorisinin dışında bir ordu analizi yapmak da saçma bir şeydir.<br />
Maalesef darbecilik meselesini tartışanlar, Türkiye’deki sol harekete darbecilik yaftasını<br />
yapıştırmak isteyenler, darbeciliği Kemalizmin bir unsuru olarak görüyorlar, Türkiye’deki<br />
THBTK<br />
13. Türkiye <strong>Harita</strong> Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011<br />
PANELLER<br />
187