öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
gerekirken, tamamen siyasi iktidarın kabul ettiği bir liste kabul edildi ve oraya gelen
kişiler de işte yaptıkları seçimleri görüyorsunuz. Danıştay ve Yargıtaya son 212 tane
üye seçtiler, bu 212 üyenin seçim sistemi şöyle: Adalet bakanının katıldığı toplantılara
evet, 17’ye 5 seçiliyor, katılmadığında da 16’ya 5 seçiliyor. Yüksek yargıya, hem
Danıştaya hem de Yargıtaya üye seçiliyor ve tamamen siyasi iktidarın emrine göre bir
atama yapılıyor. Dolayısıyla hem Yargıtayın statüsünde 150 küsur üyeyi yeni seçtiler,
Danıştayda 155 üyeyi seçtiler. Yargıtay ve Danıştaydaki yüksek hâkim statüsündeki o
kişileri de kendi yandaşlarını atamak suretiyle yargı âdeta siyasi iktidarın paraleline geldi.
Böylece Türkiye’de yargı denilen bir kavram da artık insanların güven duygusunu yok
edecek şekilde teşkilatlandırıldı.
Onun yanında, anayasada bir değişiklik yaptılar, Anayasa Mahkemesini bireysel başvuru
hakkını getirdiler. Ama bireysel başvuruyu öyle bir getirdiler ki, bunların getirdiği
anayasa değişikliğine göre Danıştaydan ve Yargıtaydan çıkan kararlara karşı, Anayasa
Mahkemesine dava açma yolunu açtılar. Ben, tabii Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan
Kuzu var, ben dedim ki, “Sen hangi yerde anayasa profesörü oldun, senin bilimsel
kariyerini bir öğrenelim, senin o tezini bir görelim.”
Gerçekten arkadaşlar, böyle bir şey olur mu Anayasamızın 154. maddesi, “Yargıtay en
yüksek mahkemedir, dolayısıyla adli mahkemelerde verilen kararlara karşı kesin karar
verir” diyor. 155. maddesi, yine Danıştay, alt idare mahkemesi kararlarına karşı, kesin
karar veriyor. O iki madde, orada dururken, bunun yerine getirdi, Anayasa Mahkemesinin
kuruluş ve görevleriyle ilgili bir maddede değişiklik yaptı, o yüksek mahkeme kararlarına
karşı Anayasa Mahkemesine dava açma hakkını tanıdı. Ben sordum Burhan Kuzu’ya,
“Burhan Bey, bu nasıl oluyor Anayasanın 2 tane maddesi, 154 ve 155. maddesi duruyor.
Danıştay ve Yargıtay son kesin karar veren merci olmalarına rağmen ve bu maddeler
yerinde dururken, sen nasıl oluyor da Anayasa Mahkemesinde bunların kararlarına karşı
dava açma hakkını getiriyorsun” “Haklı olabilirsin.” İyi de ortada bir gerçek var.
Bunlar çıkıp diyorlar ki, “Tamam, 12 Eylül darbe anayasası, biz anayasa yapalım.” Anayasa
yapalım, ama hangi kafayla yapacaksınız kardeşim Sende bir defa anayasa hukukunun
gerektirdiği belli bir nosyon yok. Getirdiler bu son 26 maddelik anayasa değişikliğini.
Anayasamızda açık hüküm var, diyor ki, “Hâkimler ve savcıların aylık ve ödenekleri
kanunla düzenlenir.” Getirdiler, anayasada HSYK’ya 30 bin ek gösterge, yani maaşlarında
31 ek gösterge koydular. Çok açık, yani kendilerinin yaptıkları anayasaya çok açık aykırı.
Efendim, Yargıtaydan gelen 2, Danıştaydan gelen 3 üyenin süreleri, daha bazılarının
2 sene, bazılarının 1,5 seneyi doldurdu. Onun yerine yeniden o günden itibaren seçim
yaptılar. Gerçi o 5 üyenin 4’ü istifa etti, bu hükümetin getirdiği şeylere göre, bir tanesi
kaldı. O arkadaşımızın daha süresi, HSYK’daki süresi 2 sene sonra doluyor, onun yerine
bugünden asil üye seçtiler. Bu kadar saçma sapan, mantığa uymayan, hukuka uymayan
böyle çocuk oyuncağı bir değişiklik getirdiler. Yani getirdikleri, başta beğenmedikleri
anayasa metinleri yerine yaptıkları yeni bir anayasada hakikaten akıl, mantık, anayasa
hukukuna uygun bir sistem getirseler, tebrik edeceksiniz. Ama getirdikleri anayasanın
hiçbir maddesi birbirine uymuyor.
THBTK
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
51