öğrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI
Tayyip Bey de diyor ki, “Efendim, anayasayı halk yapacak.” Yani bu halk dalkavukluğudur.
Halk ayrı, anayasa bir devletin kurumlarını, kurumlarının işleyişini, bunun belli bir bilgi
ve birikimi olan kişilerin evvela yapması lazım. Yani halk, anayasa hukukunu bilmez ki.
Daha doğrusu tabii Tayyip Bey ne konuştuğunu bilmediği için, her gün işte görüyorsunuz,
gidiyor, Avrupa Konseyinde güya Avrupalılara ders veriyor. Evvela senin derse ihtiyacın
var. Tabii Türkiye Cumhuriyeti Devletini hem küçültüyorlar, hem uluslararası düzeyde
değersiz hale getiriyorlar. Tabii Türkiye’de de aslında halkın dur demesi lazım, demesi
lazım ki, “Sen evvela kendine çekidüzen ver, evvela kendini idare etmesini öğren de ondan
sonra git başkalarına akıl vermeye çalış.” Ama nedense işte bizim vatandaşlarımızın da bir
önyargısı var, “Hırsızlar, ama hiç olmazsa Müslümanlar” diyor. Böyle bir halkımız var,
“Çalıyor, ama Müslüman’dır” diyor yahut “Keyfi hareket ediyor veyahut da milletimizi
uluslararası düzeyde küçük düşürüyor, ama Müslüman’dır” diyor. Yani halkın utanacak
durumlarda dahi maalesef hoşgörü düşüncesi, o utanma duygusunu yok etmeye çalışıyor.
O da tabii hoş bir durum değil.
Değerli arkadaşlar; bu yargı sisteminde yapılan son değişiklikle Türkiye’de, âdeta yargının
bağımsızlığı diye bir bağımsızlık kalmadı. Biliyorsunuz, hepiniz de okuyorsunuz, Kars’ta
Tayyip Erdoğan gitti, bir sanat eserine “Bu ucubedir” dedi. Ondan sonra “Bunu yıkın”
dedi. Düşünebiliyor musunuz, bir devlette başbakanlık makamında oturan bir kişi, gidip
bir heykele karışıyor, “Bu heykeli yıkın” diyor. Oradaki de bunu emir telakki ediyor ve
yıkma kararını veriyor. Yıkma kararına karşı, yürütmenin durdurulması kararını veren
mahkeme başkanını alıyor, üyeliğe atıyor ve o yürütmenin durdurulması kararını kaldıran
hâkimi de getiriyor, oraya başkan atıyor. Böyle bir devlette hangi hâkim tarafsız görev
yapar arkadaşlar.
Ankara’ya gelmiş yerleşmiş hâkimler, savcılar, yargı bağımsız olmayınca, çıkıp da
Tayyip Erdoğan veya onun çevresine açılan davalara karşı, aleyhte karar verebilir mi
Ertesi gün kendisini Doğu, Güneydoğu’da hissedecek. Nitekim Tayyip Bey de hoşuna
gitmeyen bir konuşma yaptı mı, hemen gidiyor, mahkemelerde tazminat davasını
açıyor. Tabii bu tazminat davaları Yargıtaya gidiyordu, geri dönüyordu. Ama orayı da
yavaş yavaş kendine uygun, kendi düşüncesine uygun bir yapıya kavuşturunca, artık
Türkiye’de insanların hiçbirisinin hak arama özgürlüğü, yani siyasi iktidara karşı hak
arama özgürlüğü kalmamıştır. Dolayısıyla Türkiye, böyle bir durumda, karanlık bir dikta
rejimiyle yönetilme yoluna girmiştir.
Bunun karşısında önümüzde bir 12 Haziranda seçim var. İnşallah yine halkımız “Çalsa da
Müslüman’dır, diktatör de olsa Müslüman’dır” demez. Görüyorsunuz işte, Bülent Arınç,
gidiyor, Bursa’da -bunlar böyle ikiyüzlü hareket ediyor- gösteriş için ağlıyor. Peki, Bülent
Bey, bu memlekette o kadar şehit var, o kadar sakat kalan insanlar var. Sen, o gazileri
bir gün gidip ziyaret edip de onlara ağladın mı; yok. Sırf politika olsun diye Bursa’da,
neymiş; Libya’da… Tamam, üzücü bir şey, ama Tayyip Bey’in bir lafı var. Diyor ki, “Ben
gerekirse papazın da cüppesini giyerim.” Dolayısıyla bunlar maksada erişmek için, papaz
elbisesini dahi giyecek şekilde, kendi kişiliklerini maalesef unutup, halk dalkavukluğu
52
13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011
PANELLER
THBTK