öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
öÄrenci oturumu - Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TMMOB<br />
HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
OTURUM BAŞKANI- Teşekkürler.<br />
Buyurun.<br />
EFTAL DÖNMEZ- Emeğin 1980’lerden, Sovyet Blokunun gerilemesinden sonra<br />
bir gerilemesinden bahsedildi. Fakat kapitalizmin bir de en büyük bunalımı, talep<br />
sorunundan kaynaklanan 1930’lardaki bunalımdı. Emek bu kadar gerilerken, sermaye<br />
karşılaşabileceği bir talep sorununu nasıl çözmeyi düşünüyor acaba Korkut Hocam da<br />
bu soruyu cevaplayabilir, Sayın Müftüoğlu da.<br />
OTURUM BAŞKANI- Başka soru yok herhalde.<br />
Buyurun Hocam.<br />
Prof. Dr. KORKUT BORATAV- Teşekkürler.<br />
Son soru bana yönelikti, ona değineyim, bir iki cümle daha eklemek istiyorum.<br />
Kapitalizmin talep sorununu çözme problemi, kronik bir problemdir <strong>ve</strong> sürekli olarak<br />
sistemin sürüklendiği krizlerin nedenlerinden de biridir. Amerika, bu krize sürüklenen,<br />
sonunda kendisini krize sürükleyen dönemi bir anlamda talep sorununu çözme çabasıyla<br />
yarattı. Şöyle yarattı: Amerikan toplumu <strong>ve</strong> emekçi sınıfları, ücretleri bastırılırken<br />
tüketimlerini artırabilecek bir mekanizma geliştirdiler, yani borçlanarak, âdeta sınırsız<br />
borçlanarak Amerikan emekçi sınıfları ücretlerinin üzerinde, gelirlerinin üzerinde<br />
tüketim imkânına kavuşturuldular. Ama bunun da sınırlarına ulaşıldı, sürdürülemez bir<br />
süreç olduğu ortaya çıktı. Borçlanma mekanizmasının er <strong>ve</strong>ya geç finansal sistemi bir<br />
balon gibi önce şişireceği, sonra da patlatacağı, dolayısıyla çözülmeyen bir sorun olarak<br />
karşımızdadır. Amerikalılar son 20-30 yıldan beri ilk defa tasarruf etmenin de bir hayat<br />
tarzı olduğunu öğrenmeye başladılar, sıfır tasarruf oranlarından pozitif tasarruf oranlarına<br />
geçtiler.<br />
AKP dönemiyle ilgili belki değerli meslektaşımın da konusuna giriyorum, ama şöyle bir<br />
iki cümle söyleyip tamamlayayım: Efendim, bu Arap dünyasındaki çalkantıları herkes<br />
izliyor, farklı değerlendirmeler de yapıyor. Şöyle bir ilginç gözlem, söyleyeceklerime<br />
taban oluşturdu: Muhalif hareketler, özellikle İslamcı olan muhalif hareketler, yani<br />
Müslüman Kardeşler kanadını temsil eden hareketler, sistematik olarak Türkiye’yi<br />
bir örnek olarak gördüklerini söylediler. Gerçekten de ben biraz öyle düşünüyorum;<br />
Arap dünyasındaki İslamcı akımların, yani Mısır’da, Tunus’ta, şu anda Suriye’de <strong>ve</strong><br />
muhtemelen Libya’daki İslamcı akımların Türkiye’yi, yani AKP iktidarını bir örnek<br />
olarak gördüklerini sanıyorum. Çünkü bu iktidar birçok şeyi birden başardı, öyle bir<br />
mekanizmanın kendilerine de sağlanabileceği ümidinde <strong>ve</strong> mücadelesi içindedirler.<br />
Şunu yaptı AKP: Bir kere belli bir parlamenter sistem içinde -ki bunu başkanlığa<br />
dönüştürmek istiyor- iktidarının istikrarlı <strong>ve</strong> kalıcı olabileceğini kanıtladı. Yani<br />
parlamenter seçimler <strong>ve</strong> çok partili bir sistemin İslamcı bir akımın kalıcı olarak iktidarda<br />
kalabileceğinin mümkün olduğunu gösterdi. İkincisi, bu sisteme, bu kalıcılığa muhalif olan<br />
çevrelerin, etkili çevrelerin felce uğratılabileceğini de kanıtladı. Üçüncüsü, sermayenin<br />
190<br />
13. Türkiye <strong>Harita</strong> Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kurultayı / 18-22 Nisan 2011<br />
PANELLER<br />
THBTK