edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Bildiğimiz gibi Aşk-ı Memnu eserinde yazar, 19. yüzyılın sonunda yaşayan<br />
zengin <strong>ve</strong> aylak bir toplum kesiminin yaşam biçimini; varlıklı, geleneksel Türk<br />
ailesinin batılı yaşama biçiminin etkisi altında çözülüp, altüst oluşunu, yozlaşmasını,<br />
bir toplum katının yaşadığı <strong>ve</strong> eğlendiği yerleri birey olarak bütün somutluklarıyla<br />
aynı toplumun bireylerini, dünyaya <strong>ve</strong> insanlara bakış açılarını 187 anlatmıştır.<br />
Kanal D tarafından yayınlanan 79 bölümlük uyarlama bu tarz bir eleştiriden<br />
ziyade ticari kaygılarla fazlasıyla uzatılmış, tekrara düşmüş <strong>ve</strong> bu nedenle de kimi<br />
zaman mantıksızlaşmış bir yapımdır. Dizide bir şehir olarak İstanbul’un da hakkı<br />
<strong>ve</strong>rilmiş, dış mekânlarda geçen sahnelerde şehrin güzelliği iyi değerlendirilmiş bu<br />
konuda dizi eserin çok ötesine geçmiştir. Dizi Uşaklıgil’in gerçekçi eserini bir nevi<br />
masalsılığa sürüklemiştir. 188 Doğu-Batı tartışmasına yönelik üstü kapalı bir sentez<br />
öneren romanın <strong>ve</strong> onun bire bir uyarlaması olan Halit Refiğ imzalı ilk dizinin aksine<br />
yeni dizi bambaşka bir formattadır. Bu yeni dizinin özelliği, öyküdeki yüzeysel<br />
çelişkileri takip ederken, bir taraftan da yazarın batılılaşma konusundaki fikirlerinin<br />
tüketim toplumuna uyarlanmış halidir. 189<br />
Dizi ile roman arasındaki temel <strong>anlatım</strong> farklılıklarına bakacak olursak;<br />
Romanın temelinde Adnan Bey <strong>ve</strong> Nihal vasıtasıyla batı tarzı bir yaşam süren,<br />
eğitime önem <strong>ve</strong>ren, sanattan hoşlanan, dünyayı takip eden, bunun yanında da kendi<br />
toplumunun geleneksel değerlerini unutmayan <strong>ve</strong> bunlara fazlasıyla bağlı kalan bir<br />
aile önerisinde bulunur. Melih Bey <strong>ve</strong> ailesinin sürdürdüğü yaşam ise batının<br />
yozlaşmış bir <strong>ve</strong>rsiyonudur. Yalnızca tüketen, geleneksel örf <strong>ve</strong> adetleri hiçe sayan,<br />
ahlaki olarak düşkün bir görünümü olan manevi yönü eksik bir hayattır. Aileler<br />
arasındaki bu fark romanda açık bir şekilde ele alınmaktadır. Romandaki bu durum<br />
dizide izleyiciye, Adnan Bey’in ailesini düşünen, onların başına bir kötülük gelmesini<br />
istemeyen iyi bir baba, Melih Bey’in ise entrikacı bir şahıs, kötü bir aile babası olarak<br />
karakterize edilmektedir. Bunun dışında aileler arasında dünyaya bakışlarında<br />
herhangi bir fark yoktur.<br />
187<br />
Fethi Naci, Yüz yılın 100 Türk Romanı, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2007, s.10.<br />
188<br />
Sevilay Çelenk, 2010, s.27.<br />
189<br />
Zeynep Özen, “Aşk-ı Memnu:Tüketim Aşkının Yasak Lezzeti”, Birikim Dergisi, İstanbul, 2010,<br />
Sayı:256-7, s.58.<br />
96