edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sinemacıyı ilgilendiren, etkileyen, okuduğu <strong>edebiyat</strong> ürününün olay<br />
dokusudur. 115 Bu, hikaye içerisinde dramatik bir çatışma da olabilir. Bir tema ya da<br />
karakter de olabilir. Belki de hikayenin, romanın bir bölümü hatta bir cümlesidir.<br />
Kısacası yönetmen için <strong>edebiyat</strong> ürünü, sinema <strong>dili</strong>yle kurmayı tasarladığı özgün<br />
dünyanın çekirdeğidir. Bir yönetmen eline senaryoyu alıp üzerinde çalışmaya<br />
başladığında kaçınılmaz olarak onu değiştirecektir, hem de anlayışı <strong>ve</strong> amacı ne<br />
olursa olsun. 116<br />
Halbuki yazar, yönetmenden doğal olarak eserinin sinemaya eksiksiz bir<br />
biçimde, kendi iç dünyasının da yansıtılmış bir biçimde uygulanmasını ister.<br />
Genellikle de ortaya çıkan filmi ciddi bir biçimde eleştirir. Çünkü yazar, sinema <strong>ve</strong><br />
televizyonun <strong>anlatım</strong> aralarının kelimeler olmadığını, çok farklı bir dil<br />
kullandıklarını, görüntülerin bir araya gelmesinden başka türlü bir yapı oluştuğunu,<br />
her olayın sinemasal olmadığını, kurulan yeni bir yapı içerisinde bazı olayların dışa<br />
düştüğünü, filmin ritmini zedelediğini farkedemeyebilir. Edebiyat eseri ile sinema<br />
ürününün taşıyabilecekleri yoğunluğun, idrak sürelerinin farklı oluşu yazarı ortaya<br />
çıkan yapıtın başarısızlığı konusunda çeşitli kuşkulara yönlendirir.<br />
Bu hususlar göze alındığında taraflardan birinin yapıtından, kendi açısından<br />
taviz <strong>ve</strong>rmesi kaçınılmaz olmakta <strong>ve</strong> süreç bu yönde işlemektedir. 117 Yazar ağır<br />
basarsa film zedelenir, sinema ya da dizi olmaya niyetlenmiş bir <strong>edebiyat</strong> ürünü<br />
olarak kalır. Yönetmen ağır basarsa <strong>edebiyat</strong> ürünü, yazar <strong>ve</strong> okuyucu için bütün<br />
zenginliğiyle, anlatılmak istenen asıl unsurun eksik kalmasıyla sinemaya başarılı bir<br />
biçimde aktarılamamış olur. Bununla birlikte işin içine ticari unsurlar da girdiğinde<br />
filmin içine belki de ne yazarın ne de yönetmenin içselleştiremediği yeni yorumlar<br />
katılmış olur. Bu şekilde genellikle ortaya, yazarın da, yönetmenin de, yapımcının da<br />
tam olarak sahip çıkamadığı, beğenmediği bir ürün ortaya çıkar.<br />
115 a.g.m., s.74.<br />
116 Andrey Tarkovsky, 2008, s.61.<br />
117 John M.Desmond, Adaptation; Studying Film and Literature, McGraw Hill, 2006 s.36.<br />
63