18.05.2013 Views

edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK

edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK

edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sorgulanabilir. Sadakat eleştirilerine karşı görüş olarak, uyarlamanın otomatik olarak<br />

orijinal eserden farklı olduğu savunulabilir. Çünkü, romanın <strong>ve</strong> sinemanın okura <strong>ve</strong><br />

izleyiciye ulaşmada kullandığı araçlar birbirinden farklıdır.<br />

“Batı Toplumları’nda Roman <strong>ve</strong> Sinema İlişkileri” isimli makalesinde Cemal<br />

Aykın; sadık bir uyarlamanın yazınsal bildiriye, öze <strong>ve</strong> biçime uygun yorum <strong>ve</strong><br />

katkılarla sinema estetiği boyutlarını sağlaması gerektiğini belirtir. Cemal Aykın’a<br />

göre edebi uyarlamada sinema <strong>anlatım</strong>ının yaratacağı boşlukların, kişi, nesnel çevre,<br />

olay öğelerinin birbirinin varlığına bağlı bütünlenişlerini sağlayacak görüntü,<br />

konuşma, gürültü <strong>ve</strong> müzikle, hareket <strong>ve</strong> ruhsal tasvir öğelerinin dolduracağı<br />

yönündedir. 123<br />

Sinema <strong>dili</strong>ni iyi kullanan, aynı zamanda uyarladağı esere saygı <strong>ve</strong> sadakat<br />

gösteren sinemacıların çalışmalarında daha ziyade eski adıyla Sovyet Okulu’nun ön<br />

planda olduğunu görmekteyiz. Rus sinemacıların yaptığı çalışmalarda, olayın geçtiği<br />

çevre <strong>ve</strong> çağ çok iyi incelenir, gerekli dekor <strong>ve</strong> kıyafetler en ince ayrıntısına kadar<br />

araştırılıp en iyi biçimde araştırılır <strong>ve</strong> esere derin bir saygı <strong>ve</strong> bağlılık gösterilir. 124<br />

Bu konuda örnek <strong>ve</strong>rnek gerekirse Amerikan yapımı bir Karamazov<br />

Kardeşler’i, Savaş <strong>ve</strong> Barış’ı, Anna Karenina’yı, aynı konuları işleyen Sovyet<br />

yapımlarıyla yan yana getirdiğimizde hemen görülür ki birinde eserin kişileri<br />

sorumsuzca değiştirilir, olay geçtiği yerle ilgisiz bir dekorda canlandırılır, konu<br />

budanıp yalnızca belli bir bölüm öne çıkarılır. Örnek <strong>ve</strong>rmek gerekirse hikayede<br />

geçen bir çok unsurdan birisi olan aşkın <strong>ve</strong>rilmesi gibi. Diğerinde ise esere satır satır<br />

uyulur, nerdeyse bir sözcük bile atılmaz, konuşmalar nasılsa öyle bırakılır.<br />

Bondarçuk’un Savaş <strong>ve</strong> Barış’ında olduğu gibi filmin 6 saatlik bir uzunlukta olması<br />

bile göze alınır. Sinema kendine özgü kuralları olan bir sanat dalıdır, bu noktada,<br />

romana çok az ödün <strong>ve</strong>rir, çoğu kez buna yanaşmaz bile. Romanın, sinema tarihinde<br />

dilediğince bir ödünü sinemadan alması, ilk kez Bondarçuk'un arkasında koskoca<br />

devlet olanakları ile Tolstoy'un Savaş <strong>ve</strong> Barış’ını sayfa sayfa çekmesiyle<br />

123 Cemal Aykın, 1983, s.495.<br />

124 Kemal Özer, “Sinema Edebiyat İlişkisi”, Yedinci Sanat Dergisi, Mayıs 1973 s.12.<br />

66

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!