edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
edebiyat eserlerinin tv'ye uyarlanması ve değişen anlatım dili - RTÜK
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
halkının utancının sorgulanmasının bir şekliydi <strong>ve</strong> örtülü olarak Hitler<br />
propagandistliğine hizmet edecekti. Amiyane tabirle Alman halkının acılı yaşamı<br />
adeta bir film olmuştu.<br />
Aynı dönemde SSCB ajitasyon <strong>ve</strong> propaganda amacıyla dünyanın ilk sinema<br />
okulu VGİK’i kurdu. İlk etapta çekilen filmler kıt olanaklar sebebiyle çarlık<br />
döneminde çekilen filmlerin yeniden düzenlenerek Komünist propagandaya uygun<br />
hale getirilmesiyle oluşturuldu. VGİK’nin yetiştirdiği sinemacılar Sinema Tarihi’ne<br />
geçecek örnekler <strong>ve</strong>rmeye başladıklarında artık sinema Avrupa’da salt bir<br />
propaganda aracına dönüşmeye başlamıştı.<br />
Bu dönemde savaştan yara almadan çıkan Amerika’da sinema klasik Amerikan<br />
liberalizminin gölgesinde gelişirken özellikle komedi revaçtaydı. Hâlâ filmleri çok<br />
izlenen <strong>ve</strong> bir efsane haline gelmiş Charlie Chaplin bu sürecin bir ürünüydü <strong>ve</strong> aynı<br />
dönemde bir haftada otuz milyondan fazla Amerikan sinemaya uğruyordu.<br />
Liberalizmin özgürcü rahatlığıyla, maddeciliğin <strong>ve</strong> cinsel serbestinin kendini<br />
göstermeye başlaması muhafazakâr kişi <strong>ve</strong> kurumlarca filmlerin kontrolü<br />
konusundaki talepleri doğurdu. Almanya <strong>ve</strong> SSCB’de bizatihi etkin kurumlarca<br />
ortaya konan muhafazakârlık, ABD’de halk tepkisiyle sinemada özgürcülüğün<br />
hareket alanını kısıtlamaya çalışıyordu.<br />
İkinci Dünya Savaşı öncesinde “sese” kavuşan sinema izleyici oranını<br />
olağanüstü ölçüde artırdı. Kurgu, görüntü <strong>ve</strong> sesle asıl niteliklerine ulaşan sinema<br />
daha da belirginleştirdiği gerçeklik duygusuyla yalın toplumsal gerçeklikleri konu<br />
edinen yapımların yolunu açtı. Kent argosunun <strong>ve</strong> çatışma sahnelerinin gerçeğe<br />
uygun biçimleriyle kullanıldığı aksiyon filmleri, biyografi filmleri <strong>ve</strong> hareketi temel<br />
alan komediden ziyade etkileyiciliğini diyaloglarla sağlamaya çalışan söze dayalı<br />
komediler ileri derecede ilgi gördü.<br />
İkinci Dünya Savaşının ardından derinleşen toplumsal krizler, evrensel<br />
depresyon <strong>ve</strong> iki kutup alan dünyada sinema insan gerçekliğine fazlasıyla eğilme<br />
fırsatı buldu. Amerika’da antikomünist tutumlar yüzünden birçok yapımcı <strong>ve</strong><br />
yönetmen istedikleri gibi çalışıp üretme şansından mahrum kaldılar. Ekonomik<br />
olanakların azalıp, televizyonun hayata girmesiyle yapımcılar siyah beyaz, küçük<br />
18