21.03.2013 Views

islam%20akaidi

islam%20akaidi

islam%20akaidi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

174<br />

İSLAM AKAİDİ<br />

Bunun için mü'min bir halk topluluğuna sahip olan ve sırf Allah için sevilen<br />

başkanlar, kendilerine uyulan insanlar, ne kadar mutludurlar. Şüphe yok ki bu<br />

bahtiyarlığa kavuşmak da hakkıyla tek Allah'a inanan bir mü 'min olmaya, her<br />

şeyden, hatta kendinden önce Allah'ı sevip, Allah'ın kullarına da Allah için<br />

muamele etmeye ve Allah için sevgi dağıtmaya bağlıdır. Başka türlü aşırı<br />

gidenler veya ihmal edenler, zulümden kurtulamazlar. Allah’a karşı başkalarını<br />

endad, yani eş ve ortak tutmak, onları Allah’ı sever gibi sevmek ve Allah'a<br />

karşılık onları bizzat kendilerine uyulacak varlıklar edinerek emirlerine itaat<br />

etmek, özellikle Allah'ın hakkı olan ilahlık sıfatına ve ma'budluğuna başkalarını<br />

da ortak etmek, en büyük zulümdür. “Şüphe yok ki şirk, büyük bir zulümdür.”<br />

(Lokman, 13) Bunu yapanlar son derece zalimdirler. Çünkü göklerin ve yerin<br />

yaratıcısı, kainat saltanatının mutlak hakimi olan Allah Teala'nın hakkına<br />

tecavüz etmek cür'etinde bulunanlar, hangi zulümden sakınırlar? Allah'ın<br />

kullarına, aciz yaratıklarına ne yapmak istemezler? (Hak Dini Kur'an Dili, c. 1,<br />

s. 472 vd)<br />

"Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sızı sevsin ve<br />

günahlarınızı bağışlasın" (Al-i İmran, 31) Demek ki, Allah'a inanan nezdinde<br />

onu sevmek, asıl fıtratı teşkil eder. Fıtratta olan bu sevgiye hitap olunarak,<br />

Allah'ın da kendilerini sevmesi için uymaları gereken yola, böylece irşad<br />

olunuyorlar. Öte yandan bu ayette "sevmek ve bağışlamak" kavramlarının<br />

münasebete konulmasından anlaşılıyor ki, Allah'ın mağfireti de, kula olan<br />

muhabbetinden ileri gelir. Normal olarak sevmeyen bağışlamaz.<br />

Kur'an, kimi özellikleri imanın gereği sayar ki, bunlar ister istemez sevgiyi<br />

tazammun eder. Bunlardan biri "rıza"dır. Rıza, şunları gerektirir: Kul için en<br />

sevdiği varlık, Allah olacaktır. Çünkü bütün öbür şeyleri sevip sevmemesini<br />

belirleyen kıstas, Allah'ın onları sevip sevmemesidir. Ayrıca kul, Allah'ından<br />

bütün fiilleri, isimleri ve sıfatlarıyla razı olacaktır:<br />

Rab, müdebbir, emredici, yasaklayıcı, Vekil, Veli vb. olarak. Bunlar da,<br />

kendiliğinden O’nu sevmesini gerektirecektir.<br />

Allah ve Rasülü'ne karşı çıkanlara, babaları ve evlatları bile olsa,<br />

mü'minler sevgi beslemezler (bkz. Mücadele, 22; Tevbe, 24). Buralarda insanın<br />

doğal olarak en çok seveceği varlıklar (baba, çocuk, zevce, mal, yakın<br />

akrabalar, yer-yurt), Allah sevgisi ile karşı karşıya konulmakta, eğer Allahlın<br />

rızası başka yerde bulunuyorsa, Allah’a sadakatin baskın gelmesi<br />

istenmektedir. Bunlara olan sevgiyi belirleyen, Allah’a olan sevgidir, O'nun<br />

rızasıdır. Bu ayetler kulun, Allah'a sevgi besleyebileceğini göstermekle kalmaz,<br />

o sevginin ne derece ileri olduğunu da gösterir. (Suat Yıldırım, Kur'an'da<br />

Ulühiyet, s. 159 vd)<br />

"Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve Rasülüne

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!