You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
118<br />
bir başka uygulamada tamamen farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir. Zira, dönem sonuna<br />
dek geçen zaman dilimi içerisinde öğrencilerin okula karşı olan tutum ve inançlarının<br />
çeşitli sebeplerle (kurum, öğretmenler, dersler, sınavlar vb.) değişme olasılığının ihtimal<br />
dâhilinde olduğu düşünülmekte; dönem başında yapılacak olan uygulamada bu<br />
değişkenlerin etkisinin, dönem sonuna göre en alt düzeyde olacağı tahmin edilmektedir.<br />
Bu araştırmada öğrencilerin kaygı düzeylerinin belirlenmesinde Durumluk-Sürekli<br />
Kaygı Envanteri; öğrenilmiş çaresizlik düzeylerinin belirlenmesinde ise Depresif<br />
Yükleme Biçimi Ölçeği kullanılmıştır. Yapılacak benzer araştırmalarda farklı ölçeklerin<br />
kullanılmasının daha farklı yargılara olanak tanıması açısından yararlı olacağı<br />
düşünülmektedir. Buna ek olarak betimsel özellik taşıyan ve genel tarama modelinin<br />
temel alındığı bu araştırmadan farklı olarak deneysel desenlerin (ön-test, son-test vb.)<br />
kullanıldığı araştırmalarda daha detaylı sonuçlar alınabilir.<br />
Evrenin, Yıldız Teknik Üniversitesi, Temel İngilizce Bölümü (Hazırlık) öğrencileri<br />
tarafından oluşturulduğu bu çalışmadan farklı olarak, benzer araştırmaların <strong>bölüm</strong><br />
derslerine devam eden ve mezuniyet aşamasında olan öğrenciler üzerinde yapıldığında<br />
farklı sonuçlar yaratabileceği de ihtimal dâhilindedir.<br />
2. Uygulayıcılar İçin Öneriler<br />
Gerçekleştirilen bu çalışmada Durumluk-Sürekli Kaygı Düzeyi, Öğrenilmiş Çaresizlik<br />
Düzeyi ile İngilizce Akademik Başarı Düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olmadığı<br />
sonucuna ulaşılmasının muhtemel nedenleri arasında Durumluk-Sürekli Kaygı<br />
Envanteri ile Depresif Yükleme Biçimi Ölçeğinin (Öğrenilmiş Çaresizlik) aynı anda<br />
verilmiş olması gösterilebilir. Gerek envanter ve ölçekteki madde sayısının fazlalılığı;<br />
gerekse de madde içeriklerinin birbirine yakın olması böyle bir sonuca ulaşılmasına<br />
neden olmuş olabilir. Bu konuda yapılacak çalışmalarda envanter ve ölçeğin aynı anda<br />
verilmemesi, farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir.<br />
Eğitim-öğretim yılı başlangıcında, özellikle giriş davranışlarında, yapılan sınavlarda,<br />
eksiklik olduğu düşünülen öğrencilerin, kaygı ve öğrenilmiş çaresizlik düzeyleri gibi<br />
duyuşsal niteliklerinin belirlenmesi, eğitimcilerin bu konuda bilgilendirilerek eğitimöğretim<br />
etkinliklerinin bu doğrultuda planlanması akademik başarının arttırılması<br />
yönünde yararlı olabilir.