14.01.2015 Views

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

8<br />

Bilişsel kuramcılar, gözlenebilen davranışlara ek olarak öğrenenin kafasının içinde olup<br />

bitenlerle, yani içsel yapılarla, süreçlerle ilgilenmeye başladı. Buna göre modern bilişsel<br />

öğrenme kuramları, öğrenenin kafasının içinde olup biten süreçleri, bu süreçlerin<br />

özelliklerini, fonksiyonlarını belirleyen ilkeleri, yasaları ortaya koymaya çalıştı<br />

(Senemoğlu, 2002: 269). Bu safhadan itibaren insan davranışlarının uyarıcı ve tepki<br />

arasında sıkışıp kalmadığı, söz konusu sürecin daha karmaşık bir özellik taşıdığı ısrarla<br />

belirtildi.<br />

Bu görüşlere sahip olan psikologlar, öğrenmenin çevremizdeki olay ve durumlara anlam<br />

verme girişimlerimiz sonucunda oluştuğuna ve bu amaçla sahip olduğumuz bütün<br />

zihinsel araçları ve süreçleri kullandığımıza inandılar (Demirel, 2002: 35). Dıştan alınan<br />

uyarımların algılanması, önceki bilgilerle karşılaştırılması, yeni bilgilerin oluşturulması,<br />

elde edilen bilgilerin belleğe depolanması, hatırlanması ile zihinsel ürünlerin kalite ve<br />

mantık yönünden değerlendirilmesi, bilişsel kuramın temelini oluşturdu (Erden, 2001:<br />

114).<br />

Bilişsel yaklaşımın ortaya çıkmasındaki en önemli etkenlerden biri de Alman dilinde<br />

biçim, şekil, küme anlamında kullanılmakta olan ‘Gestalt’ kuramının literatürdeki yerini<br />

almasıydı. Bu kuramda bütün, parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü<br />

parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde algılamaktadır. Dolayısıyla Gestalt<br />

kuramını savunanlar organizmanın dışardan gelen duyumlara kendisinden bir şeyler<br />

katarak, yaşantıyı yeniden örgütlediğine inanmaktaydı. Buna göre bireyler dünyayı bir<br />

bütün olarak algılamakta ve uyarıcıları birbirinden ayrılmış bir şekilde değil de, bir<br />

arada anlamlı bütünler halinde örgütlenmiş bir biçimde görmekteydi (Senemoğlu, 2002:<br />

244). Bu kuramla şekillenen bilişsel yaklaşım, insanın uyarıcıları işleyebilme ve<br />

anlamlandırabilme yeteneği üzerinde önemle durmaya başlamıştır. Bundan dolayı<br />

organizmayı dış uyarıcıların edilgen bir alıcısı değil, davranışların etkin belirleyicisi<br />

olarak görmüştür. Davranışçıların aksine öğrenmeyi, algılama, hatırlama, düşünme ve<br />

akıl yürütme gibi süreçlerle ilişkilendirmiştir.<br />

Bilişsel öğrenme kuramcıları davranışçıların aksine öğrenme eylemini<br />

gerçekleştirenlerin kendilerine sunulan bilgileri alan durağan bireyler olmadığı, ancak<br />

bilgiyi alan, bunu kodlayan, hafızaya kaydeden ve gerektiğinde hafızadan geri çağırıp<br />

kullanan bireyler olduğunu savunmuşlardır. Bu anlayış ile birey ve öğrenilecek içerik

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!