14.01.2015 Views

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

77<br />

Johnson (1981, Akt., Yüksel, 2003: 25)’ın, okulda başarısız olan çocuklarda öğrenilmiş<br />

çaresizliğin davranışsal sonuçlarını araştırdığı çalışmasında; öğrenilmiş çaresizliğin<br />

okul başarısı ve benlik kavramıyla olan bağlantısını incelenmiştir. Araştırmada,<br />

öğrenilmiş çaresizlik düzeyi yüksek olan öğrencilerin benlik tasarımlarının düşük<br />

olduğu; okulda gösterdikleri akademik performanslarının diğer öğrencilere göre daha<br />

zayıf olduğu bulunmuştur.<br />

Gardner, Smythe, Clement ve Gliksman (1979, Akt., Antikacıoğlu, 1980: 46)’ın<br />

Kanada’da lise öğrencileriyle gerçekleştirdikleri bir çalışmada sınıfta duyulan<br />

endişenin, öğrencilerin Fransızca konuşma yeteneğini etkilediği gözlenmiş; endişe<br />

seviyesi düşük olan öğrencilerin, yüksek olanlara göre konuşma becerisinde daha<br />

başarılı oldukları görülmüştür.<br />

Pintrich, Anderman ve Klobucar (1994) tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada,<br />

öğrenme güçlüğü çeken çocuklar ile öğrenme güçlüğü çekmeyen çocukları<br />

birbirlerinden ayırt eden birçok bilişsel ve güdüleyici değişken araştırılmıştır.<br />

Midwest’te beşinci sınıfa devam eden öğrencilerin katıldığı çalışma sonucunda, her ne<br />

kadar öğrenme güçlüğü çeken çocuklar metakognitif becerilerde diğerlerine göre düşük<br />

seviyelerde kalmışlarsa da; öz-benlik ve kaygı gibi değişkenler göz önünde<br />

bulundurulduğunda, öğrenme güçlüğü çekmeyen çocuklardan anlamlı bir farklılık<br />

sergilememişlerdir. Öğrenme güçlüğü çeken çocuklarda her ne kadar başarı ya da<br />

başarısızlığın sebebi dışsal faktörlere daha fazla bağlansa da, söz konusu çalışmada elde<br />

edilen bulgular bunun aksini iddia etmektedir.<br />

Kaygının dil ediniminde olumsuz etkiye sahip olduğunu gösteren bir başka çalışma da<br />

Oller, Baca ve Vigil (1977, Akt., Antikacıoğlu, 1980: 46) tarafından yapılmıştır. Bu<br />

araştırmada Meksika asıllı Amerikalı kadınlar, endişe duydukları zamanların aksine,<br />

genelde ‘sakin’ olduklarında testlerde daha başarılı olduklarını ileri sürmüşlerdir.<br />

Gardner (1991, Akt., Casado & Dershiwsky, 2004)’ın da ifade ettiği şekliyle dil kaygısı,<br />

ikinci dil öğrenimine ve dil performansına olumsuz yönde etki eden bir duygudur. Buna<br />

göre kaygıya neden olan duygular, öğrencilerin dile yeterince hâkim olmadıkları<br />

kanısıyla daha da güçlenebilir. Dolayısıyla herhangi bir eğitim programına dâhil olan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!