14.01.2015 Views

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

62<br />

Aynı şekilde Wayne ve Cecil (1982) de ihtiyaçlar, istekler, dürtüler ve beklentiler<br />

davranışı tetikleyici erkler olduğunu; yetersizlikler ve eksikliklerin bireyde dengesizlik<br />

ve gerilim yaratacağını belirtmektedir. Böyle bir ortamda birey, kendisinde dengesizlik<br />

yaratan duruma karşı belirli davranışları seçerek benimseyecek ve dengesizlik<br />

seviyesini aşağılara çekecektir.<br />

Toplumsal düzeyde önemli bir kavram olarak karşımıza çıkan öğrenilmiş çaresizlik,<br />

bireysel düzeyde kazanılan başarıların açıklanmasında da ele alınabilmektedir<br />

(Cüceloğlu, 2004: 318). Dolayısıyla psikoloji ve eğitim çerçevesinde öğrenilmiş<br />

çaresizliğin öğrencide olumsuz bir davranış örüntüsü meydana getirdiği; güdülenme<br />

düzeyini eksilttiği ve bunun doğal bir sonucu olarak öğrenme yaşantılarının her nasılsa<br />

başarısızlığa uğrayacağı düşüncesinin meydana gelmesine sebep olduğu açıktır.<br />

Öğrenilmiş çaresizlik hipotezine göre kolay sorulardan önce zor sorularla karşılaşan<br />

öğrenciler, yaşadıkları ümitsizlik nedeniyle kolay soruları yapmama, yapamama eğilimi<br />

göstermektedirler (Firmin, Hwang, Copella, & Clark, 2004). Dolayısıyla öğretmenler ve<br />

ölçme uzmanlarının, öğrencilerin başarılarının arttırılması için sınavlarda sorulan<br />

soruların giderek artan bir güçlük derecesine sahip olacak şekilde ayarlamaktadırlar.<br />

Buradaki amaç öğrencilerin ilk yaşantılarından elde ettikleri sonuçların motive edici<br />

olması gerektiği yönündedir.<br />

Slavin (2003: 343)’e göre öğrenilmiş çaresizlik, hata yapmaktan kaçmak için<br />

güdülenmenin en uç formudur ve bireyin, göstereceği çabanın niceliği ne olursa olsun<br />

sonunda başarısızlığa uğrayacağı kanısına inanmasıdır. Buna göre sürekli başarısızlık<br />

yaşayan öğrenciler, kendilerini olumsuz geribildirimlerden koruyabilmek için<br />

‘koruyucu kötümserlik’ (‘defensive pessimism’) olgusu geliştirebilir. Çocuğun<br />

yetiştirilme tarzının, yanı sıra öğretmenlerin tutarsız ve kestirilemeyen bir şekilde ceza<br />

ya da ödül uygulamalarından da kaynaklanabilen öğrenilmiş çaresizlik, bireylerde<br />

başarısızlık duygusunu kronik hale getirebilir.<br />

Bu durumda öğretmenlerin:<br />

• Küçük adımlarda başarıyı ödüllendirmesi,<br />

• Anında geribildirimlerde bulunması,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!