14.01.2015 Views

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

bölüm ıı - Prof.Dr. Seval Fer

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

61<br />

bireysel çaresizlik ayırımının kendisini benlik saygısı noktasında gösterdiğini<br />

belirtmektedirler. Önemle üzerinde durulması gereken nokta ise, hem orijinal model,<br />

hem de yeniden formüle edilmiş çaresizlik modeli evrensel ve bireysel çaresizlik<br />

yaşantısının ikisinde de bilişsel ve motivasyonla ilgili sorunların ortaya çıkacağını<br />

vurgulamaktadırlar. Öğrenilmiş çaresizlik belirtileri bireyin, davranışın sonucunu<br />

kontrol edememek konusundaki inancının doğru olması veya olmamasından ve kontrol<br />

edilmesi gereken durumun özelliklerinden bağımsız olarak ortaya çıkmaktadır.<br />

McAuliffe ve Liepke (1992) karşılaşılan olağanüstü durumlarda başarısızlığı kabullenen<br />

ve sorunlara yenik düşen bireylerle, başarısızlığa meydan okuyanların ayrıldığı noktaları<br />

araştıran Seligman’ın, insanların hayatlarındaki iyi ve kötü olayları nasıl anlattığı<br />

konusuna yoğunlaştığını ileri sürerken; mutsuzluklardan sıyrılabilen insanların,<br />

genellikle aldatıcı unsurlar taşıyan iyimser açıklama tarzlarına sahip olduklarını; cazibe,<br />

yetenek ve sonuca giden becerilerini abarttıklarını, yaşadıkları başarısızlık ve<br />

kayıplardan dolayı sorumluluklarını en aza indirgediklerini söylemektedir. Buna karşın<br />

umutsuzluğa eğilimli olan bireyler olayları görece daha kötümser ve acımasız bir<br />

gerçeklikle şekillenen açıklama tarzına sahiptirler.<br />

Öğrenilmiş çaresizlik ve sınav kaygısının başarı motivasyonunda önemli iki kişisel<br />

farklılık olduğunu ileri süren Fincham, Hodoka ve Sanders (1989), başarısızlığı<br />

gösterilen çabadan ziyade özellikle dışsal faktörlere bağlayan öğrenilmiş çaresizlik<br />

yaşayan çocukların başaramama duygusuna daha eğilimli olduklarını belirtmektedir.<br />

Aynı şekilde daha önceki sınavlardan olumsuz duygusal yaşantılar geçiren çocukların,<br />

sonraki sınavlarda, olumsuz duygusal yaşantı geçirmeyen çocuklara göre daha düşük<br />

performans geçirdikleri görülmektedir. Gösterdiği çabayla sonucu kontrol<br />

edemeyeceğini ya da değiştiremeyeceğini öğrenen birey, benzer diğer bir olayla karşı<br />

karşıya kaldığında problemi çözme konusunda herhangi bir çaba göstermemekte ve bu<br />

konuda istekli olmamaktadır. Güdülenmede görülen bu eksiklik istenilen davranışın<br />

gösterilememesi ya da sonucun elde edilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.<br />

Firmin, Hwang, Copella ve Clark (2004)’a göre insanlar öğrenilmiş çaresizlik<br />

sonucunda karşılaştıkları engellerden kolaylıkla kaçınma ve kabullenme; ayrıca görece<br />

kolay olan işlere yönelme eğilimi göstermekte ve söz konusu durum genellikle<br />

başarısızlığın kontrol edilemeyeceği durumlarda ortaya çıkmaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!