13.07.2015 Views

6cbc9aa6358d9e0bc066ff8f1dd68d217439c29b

6cbc9aa6358d9e0bc066ff8f1dd68d217439c29b

6cbc9aa6358d9e0bc066ff8f1dd68d217439c29b

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

111«Hayretle baktım ona. Bir pandomima kumpanyasındankaçmış gibi, gözalıcı, hevesli, rengarenk duruyordukarşımda. Varlığı bile olasının dışında, açıklanmaz,şaşırtıcı bir şeydi. Çözülmesi olanaksız bir sorundu.Nasıl yaşayabildiği, buraya kadar nasıl geldiği, nasılkaldığı - nasıl hemen yok olmadığı - akıl almazşeylerdi. 'Biraz daha ileri gittim,' dedi, 'sonra biraz daha- sonunda öylesine uzaklaştım ki, nasıl döneceğimibilemedim. Her neyse. Vakit çok. Bulurum bir yolunu.Siz Kurtz'u götürün çabuk -çabuk, anlıyor musunuz !'Rengarenk paçavralarını, yoksulluğunu, yalnızlığını,boş gezginliğinin temelindeki o çoraklığı, gençliğinin çekiciliğisarıyordu. Aylardır - yıllardır - yaşamının birgünlük bile değeri yoktu. Ama o, göründüğü kadarıyla,yaşının gençliği ve coşkun ataklığı sayesinde, güzel vedüşüncesiz bir yaşam sürüyordu. Hayranlık ya da imrenmegibi bir duygu uyandırdı bende. Onu· güden, yarasızberesiz kalmasını sağlayan, çekiciliğiydi. Doğadantüm istediği, soluk alacak ve ilerleyebilecek kadar biryerdi. Tüm gereksinmesi, varolmak, en büyük tehlikelerin,en büyük yoklukların içinde ilerlemekti. Eğer insandatemiz, art düşüncesiz, zorluklarla dolu bir serüventutkusu varolmuşsa, bu yamalı gençte varolmuştu.85

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!