20.01.2017 Views

YIL 2016 SAYI 26

1453_sayi_26_web

1453_sayi_26_web

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBUL<br />

KÜLTÜR ve SANAT<br />

DERGİSİ<br />

AMİR ATEŞ: MUSİKİYE ADANMIŞ BİR ÖMÜR / Ayşegül ÜNAL İNAN<br />

Hakkı Özkan hocamız, “Yetiştiğim yere şöyle bir atfı nazar<br />

edeyim; ne halde, ne yapıyorlar…” dediğinde biz de kendisine<br />

dedik ki, “Hocam evet buradan yetiştiniz ve yıllardır<br />

da konservatuvarlara, birçok yere hocalık yapmaktasınız<br />

ama artık buradaki görevinizi yerine getirin; tekrar hocalığınıza<br />

devam edin” diye kendisine teklifte bulunduk. Bu<br />

arada kendisinden konservatuvar tedrisat nazariyat kitabını<br />

rica ettik, o da bizimkini aldı. Bir hafta sonra gelip,<br />

“Burada olan tedrisat konservatuvarda yok, konservatuvarın<br />

eksikleri var buranın yok, onun için beni bağışlayın”<br />

dedi. Şunu da belirtmek gerekir. Musikinin asıl kaynağı<br />

hafızlıktır. İşte gelmiş geçmiş en büyük bestekarlardan<br />

biri Sultan Ahmed Camii imam hatibi Saadeddin Kaynak,<br />

Süleyman Erguner de Yavuz Selim Camii müezzini. Daha<br />

ilerilere gidersek Hafız Post, Hammâmîzâde İsmail Dede<br />

Efendi, Hacı Sadullah Efendi… Bunlar hep müezzin, imam<br />

vs. kişilerdir. Hafız Burhan, Hafız Kemal, Hafız Sami musikinin<br />

en yüksek mertebelerine ulaşan ve oralarda halkı<br />

hazdan hazza koyan değerlerdi. Ben de bu değerlerin ışığı<br />

altında kendim bir şeyler öğrendikten sonra arkadaşlarıma<br />

da yavaş yavaş öğrendiklerimi öğretme gayreti içinde<br />

oldum hep.<br />

Cemiyetteki musiki sohbetlerinizden, hocalarınızla ve<br />

arkadaşlarınızla ilgili anılarınızdan bahsedebilir misiniz?<br />

Üsküdar Musiki Cemiyeti’nden yararlandığı bir vaka. Hocaların<br />

da zaten çoğu, gerek konservatuvarların ilk hocaları,<br />

radyoların saz sanatçıları, birçok ses sanatkarı yine<br />

Üsküdar Musiki Cemiyeti menşelidir. Üsküdar Musiki<br />

Cemiyeti sayılamayacak kadar çok sanatkar ve öğrenci<br />

yetiştirmeye halen devam eden fevkalade bir ilim yuvası<br />

ve bir feyiz menbası deme durumunda olduğumuz bir<br />

kurum ve kuruluştur. Oysaki hiçbir yerden hemen hemen<br />

yardım görmemiş ancak naçizane bizim çabalarımızla devam<br />

eden bir dernek. O bakımdan buranın ulviyet ve kutsiyeti<br />

anlatılamaz. Siyasi, şu, bu gibi şeylere karışmamıştır.<br />

İşi gücü sırf musiki. Musikiye ses sanatçısı, saz sanatçısı,<br />

besteci vs. hoca yetiştiren Üsküdar Musiki Cemiyeti adı<br />

altında devam edegelen bir dernektir.<br />

Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde görev yapan kıymetli<br />

hocaların ekseriyetle yine bu cemiyetten mezun olduklarını<br />

biliyoruz. Bu bağı sağlayan etken nedir?<br />

Evet, hocalarımızın hemen hemen çoğu cemiyetimizin<br />

bünyesinden yetişmiştir. Mesela cemiyetimizden yetişmiş,<br />

konservatuvarın nazariyat hocalığını yapan bir hocamız<br />

emekli oldu oradan ve bizi ziyarete geldi. Rahmetli İsmail<br />

Biraz uzun ama şunu anlatayım: Rahmetli hocam Emin<br />

Ongan sağken onunla bütün gizli aşikar şeyleri konuşabiliyordum.<br />

Takıldığım şeyleri arayıp soruyordum, gün geldi<br />

dasdazlak kaldım böyle ortalıkta. Fakat hocamın zamanında<br />

da ahbabım olan kişiler vardı. Mesela rahmetli Yıldırım<br />

Gürses ile şimdiki tabirle kankaydık. Avni Anıl ile Alaaddin<br />

Yavaşça abimle hocamla, Erol Sayan ile derken en çok içli<br />

dışlı olduğum, mazisi en eskilere dayanan biri vardı: Yesari<br />

Asım Arsoy. Hoca zamanında da onunla gene talebe hoca<br />

ilişkisi değil de ahbaplık, dostluk ilişkisi içindeydik. Rahmetli<br />

Sadettin Kaynak ile pek fazla hoca talebe ilişkisi içinde<br />

olamadık ama çok şeyler öğrendim sohbetinden. Hastaydı<br />

o, felç geçirmişti. Benim de tam çocukluk çağlarıma<br />

rastladığı için pek fazla iletişimim olamadı. Her gün gider<br />

gelirdim. İçecek su götürürdüm Kayışdağı çeşmesinden,<br />

şuradan buradan. Yesari Asım Arsoy ile gece gündüz beraberdik.<br />

İşinden gücünden sonra arar beni, “bekliyorum<br />

neredesin” derdi. Ben de şiirle<br />

Bekliyordun işte geldim<br />

Yollar açtım dağlar deldim<br />

Bir zamanlar ben bir eldim<br />

Bekliyordun işte geldim<br />

falan diye böyle hiç olmamış sözlerden bir şeyler söylerdim,<br />

çok hoşuna giderdi. Bir gün kendisinin göz ameliyatı<br />

olma durumu icap etti ama kimse ikna edemiyor. Seksen<br />

108

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!