Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
SEZAİ KARAKOÇ’UN “HATIRALAR”INDA İSTANBUL KAHVELERİ / Cem SÖKMEN<br />
1960’lardan günümüze ellinin üzerinde edebiyat ve düşünce<br />
eseriyle Türk okuyucusuna seslenen Sezai Karakoç,<br />
hatıralarını 1988-92 yılları arasında Diriliş dergisinde<br />
“Hatıralar” başlığı altında kaleme almıştır. Yayınlanması<br />
beş yıllık bir sürece yayılan hatıralarda insanlar, şehirler<br />
ve mekânlar ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Çocukluğu ve ilk<br />
eğitim yılları Ergani, Maraş ve Gaziantep’te, üniversite yılları<br />
Ankara’da geçer. 1955’ten sonraki dönemi ise iş gereği<br />
yapılan seyahatler haricinde büyük ölçüde İstanbul<br />
merkezlidir.<br />
İstanbul yılları Sezai Karakoç’un şiiri, gazete yazıları, Diriliş<br />
dergisi ve tanıdığı insanlarla birlikte okur-yazar çevrelerce<br />
bilinen bazı mekânları da içerir. Bu mekânların arasında<br />
Aksaray’da Bulvar Pastahanesi, Beyazıt’ta Bahar Pastahanesi,<br />
Acem’in Kahvesi, Marmara Kıraathanesi, Babıali’de<br />
Meserret Kıraathanesi ve Beyoğlu’nda Eftalikus Kahvesi ile<br />
Baylan Pastanahesi’ni saymak mümkündür. Sezai Karakoç,<br />
1955’lerden 1990’lara kadar uzanan bir zaman diliminde<br />
saydığımız mekânlarda farklı çevrelerden insanlarla bir<br />
araya gelir. Eğer sohbet halkası henüz oluşmamışsa hangi<br />
mekânda olursa olsun Sezai Karakoç’un usulü bellidir: “…<br />
akşam daireden çıkmadan önce ya da öğle vakitleri sanat<br />
edebiyat çevreleriyle temaslarım oluyordu. Çok defa pastanelerde<br />
1-2 saatlik edebiyat çalışması yapıyordum. Dergilere<br />
bakmak, kitap karıştırmak, şiir yazmak, bir yazının<br />
müsveddesiyle uğraşmak gibi.” 1<br />
Beyazıt’taki Bahar Pastahanesi Sezai Karakoç’un ilk durağı<br />
olur. Burada Ankara yıllarından arkadaşı Ziya Nur Aksun<br />
ile karşılaşır: “Bayazıt’ta ‘Bahar’ isimli bir pastahane keşfetmiştim.<br />
Bazı akşamları da oraya giderdim. Gerek Baylan<br />
gerek Bahar pastahanesi, saat 9-9.30’da kapanırdı. Ondan<br />
sonra ya sinemaya ya eve gitmek mümkündü. Tabii ki ailem<br />
İstanbul’a geldikten sonra çoğu akşam eve gidiyordum.<br />
Bahar Pastahanesinde Ankara’dan arkadaşım Ziya<br />
Nur’u buldum. Yedek subay olarak İstanbul’daymış. Bir de<br />
Necip Fazıl Bey’in bir gün çağırmak için evine gönderdiği<br />
Kamil (Öztürk) O da Ziya’nın arkadaşıydı. Fikirdaş arkadaşlar<br />
böylece buluştuk.” 2<br />
Sezai Karakoç’un Bahar Pastahanesi’nden sonraki uğrağı<br />
Acem’in Kahvesi olur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin<br />
karşısında bulunan bu kahve o yıllarda bir yandan<br />
Laleli sakinlerini bir yandan da üniversitenin hocaları<br />
ve öğrencilerini ağırlar. Sezai Karakoç’un satırlarında buranın<br />
önde gelen simaları Mükrimin Halil Yınanç ve Muzaffer<br />
Ozak olarak belirir: “Beyazıt kahveleri de genellikle<br />
tıklım tıklım olurdu. Bu sebeple Laleli’de Laleli Kahvesine<br />
gidiyorduk arkadaşlarla. Tarihçi Mükrimin Halil bir köşede<br />
otururdu. Bir köşede de 10-15 kadar esnaftan kişi otururdu.<br />
Fötr şapkalı, paltolu, şişman bir zat gelince bunlar<br />
ayağa kalkar, kimi şapkasını, kimi paltosunu alırdı. Sonra<br />
o zat konuşur, öbürleri dinlerdi. Bazan da hafif sesle ilâhi<br />
vb. parçalar söylerlerdi. Sürekli çay gelir, leblebi yenir ve<br />
Sait Faik, Asaf Özdemir ve Sabahattin Eyüboğlu Eftalikus’ta (Fotoğraf: Sabahattin Kömürcüoğlu)<br />
136