Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
VE EDEBİYAT MAHFELLERİ…<br />
Çok büyük nezaketle karşıladılar. Çevrede çalışan ya da<br />
yaşayan orta sınıf insanlarıydı çoğu; Aralarındaki nezaket<br />
ve samimiyet dikkati çekiyordu. Biraz havadan sudan<br />
sohbet sonrası “doktor” diye hitap ettikleri biri bana sordu;<br />
biraz musikiye itirazım olur muydu. Mutlu olacağımı<br />
söyledim. Makam tercihimi sordu; ben fark etmeyeceğini<br />
söyleyince aralarında kısa bir müzakereden sonra Yahya<br />
Kemal ve Münir Nureddin şarkılarında karar kılındı. Giriş<br />
makamı ‘segah2 olacaktı. Ve başladı. Saz yok, sadece insan<br />
sesi! O gece aldığım zevki, çok az yerde aldım, inanın.<br />
Bu gösterişsiz köfteci dükkânı benim ilk musiki mahfelim<br />
olmuştur.<br />
Asmalımescid deyince akla gelen bellidir. Biraz bohem,<br />
çokça tartışma… -Edebi ya da siyasal olması fark etmez,<br />
tartışma olsun yeter!- Bunlara bir okul arkadaşımız da<br />
katkıda bulunmak istemiş, bir yer açmış; açılışına bizi de<br />
davet etmişti, gittik. Okuldan olaylı ayrılmamızdan sonra<br />
kurtuluşu devrimcilikte bulmuş ve epeyce gayret göstermiş<br />
bir arkadaşımızdı. Ne var ki, okul, asker ve cezaevi<br />
arkadaşlıklarının tamamını paylaştığımız için aramızda<br />
siyaset ancak espri konusu kalırdı. O gece de öyle oldu.<br />
Mekânın adı “Intermezzo” idi. Sorduk bizim arkadaşın derin(!)<br />
Türkçesine güvenerek; Ne demek oluyordu bu intermezzo?<br />
Her zamanki rahatlığı ile cevap verdi; ne bilsindi<br />
ne demek olduğunu, dostları öyle istemişler, bizimki de<br />
he demişti.<br />
Onun tarzına uygun tartışma açtık; ne demek oluyordu<br />
bu intermezzo? Akla ziyan düşünce beyanlarından sonra<br />
karar(!) verildi ki, intermezzo, “iki arada bir derede” demek<br />
olup bizim arkadaşı da pek güzel tarif etmektedir.<br />
Sonra duyduk ki, bir ay sonra kapatmış orayı. Sonraki ilk<br />
karşılaşmamızda sordum: “Intermezzo ne demek, öğrenebildin<br />
mi bari?” Her zamanki coşkusuyla cevap verdi:<br />
“He! Öğrendim vallahi!.. Kapitalist müziğinde ara nağmesi<br />
demekmiş.”<br />
Pera’da, Cadde-i Kebir çevresine dağılmış yüzlerce meyhaneden<br />
çoğu sanat erbabı tarafından mahfel olarak<br />
kullanılmış, mekân sahipleri de bu unvanla anılmaktan<br />
memnun, bir hay-huydur gitmiştir. Bunlardan birinde<br />
kümelenmiş olan şair takımı, çekişmeler, kıskançlıklar ve<br />
hazımsızlıklar ile bulundukları mekânı yaşanmaz hale getirmekteyken;<br />
Orhan Veli Kanık ile Celal Sahir Erozan arasında<br />
geçtiği rivayet olunan bir atışma dikkatleri çekerek<br />
dışarı sızmıştır.<br />
Edebi anlayışları farklı olduğu için farklı gruplarla yiyip<br />
içen bu iki şair, bir akşam her nasılsa aynı masaya düşer.<br />
Celal Sahir daha yaşlı ve fiziksel açıdan pek göze hoş gelmediği<br />
için aşk meşk işlerinde çekingen ve içine kapalı<br />
bir zat imiş. Orhan Veli ise aksine pek uçarı bir tip olduğu<br />
için o akşam, edebi açıdan ikna edemediği rakibini belden<br />
aşağı vurmak maksadıyla, tam kapıdan çıkmak üzereyken<br />
arkasından bağırarak şöyle der:<br />
“Sarhoş Sahir, sarhoş Sahir;<br />
Ne anlarsın aşka dair.”<br />
Mekânda bir sessizlik olur. Herkes Celal Sahir’in ne yapacağını<br />
merak ederken, O da aynı tarzda cevap vererek<br />
kapıdan çıkar, gider:<br />
“Halkı aldatmaktan sanık,<br />
Şair Orhan Veli Kanık.”<br />
Eski zamanlarda Beyoğlu