20.01.2017 Views

YIL 2016 SAYI 26

1453_sayi_26_web

1453_sayi_26_web

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EDEBİYATÇILARIN VE GAZETECİLERİN BULUŞTUKLARI MEKÂNLAR / Erdem YÜCEL<br />

İSTANBUL<br />

KÜLTÜR ve SANAT<br />

DERGİSİ<br />

betlerini koyulaştırırlarmış.<br />

Ragıp Sarıca Fransızca gazetelerden<br />

dünya siyaseti<br />

ile ilgili yorumları okur ve<br />

okuduklarını onlara tercüme<br />

edermiş. Haldun Taner<br />

Markiz’in yanı sıra Tepebaşı’nda<br />

bugün yerinde olmayan<br />

Şehir Tiyatrolarının<br />

karşısındaki Pelit’e giderek<br />

Nahit Sırrı Örik, Sadri<br />

Ertem, Ertuğrul Şevket,<br />

Avni Dilligil, Sabri Berkel,<br />

İskender Fikret Akdora,<br />

Nurullah Berk, Salah Birsel,<br />

Kenan Yontuç, Salih<br />

Urallı gibi edebiyatçı ve<br />

sanatçılarla buluşurmuş.<br />

Tokatlıyan Oteli<br />

Çocukluk günlerimden hatırladığım<br />

kadarıyla İstiklal Caddesi ile Kumbaracı<br />

Yokuşu’nun birleştiği yerde<br />

Lebon Pastahanesi, onun karşısında<br />

da Markiz Pastahanesi vardı. Haldun<br />

Taner Markiz’e kitap okumak, notlar<br />

almak için sıkça gidermiş. Orada Abdülhak<br />

Şinasi ve Prof. Ragıp Sarıca<br />

ile karşılaşınca edebiyat üzerine sohüzere<br />

genç edebiyatçıları sohbet etmek<br />

için oraya çağırmışlar. Yemek<br />

sonrası karşılıklı konuşmalar, birbirlerine<br />

atışmalar yapılırken bunların en<br />

güzelini Hamdullah Suphi Tanrıöver<br />

söylermiş. Yahya Kemal, Yakup Kadri,<br />

Sahabettin Süleyman, Halit Fahri de<br />

zaman zaman buraya gelerek akşam<br />

yemeklerini birlikte yerlermiş. Fazıl<br />

Ahmet Aykaç, Celâl Nuri, Abdülhak<br />

Şinasi Hisar, Refik Halit Karay da restoranın<br />

müdavimlerindenmiş. Sohbetlerin<br />

ana noktasını siyasetten çok<br />

edebiyat ve gazetecilik oluştururmuş.<br />

Yahya Kemal’in bu sohbetlerde<br />

her zaman başı çektiği söylenirmiş…<br />

Bazen de birbirlerine sataşırlarmış.<br />

Bir gün Fazıl Ahmet yazdığı bir şiirle<br />

Celâl Nuri’yi yermiştir:<br />

İngiltere kaybolup dumanda<br />

Hikmet Saçıyor Celâl Nuri<br />

Ben esniyorum Tokatlıyan’da<br />

O günlerde Ahmet Rasim’in en sevdiği<br />

yerlerden birisi de Tokatlıyan’ın<br />

küçük bir benzeri olan Central’mış.<br />

Buranın bir özelliği de garsonların<br />

müşterilerle hiç konuşmamasıymış.<br />

Ahmet Rasim buraya her gelişinde<br />

kendisini dilsizler okulunda buldu-<br />

ğunu söylermiş. Ahmet Rasim bazen<br />

de Pappi’de içkisini içermiş. Aslında<br />

Pappi hem meyhane hem de bir<br />

bakkal dükkânıymış. Onun yakınında,<br />

Aznavur Pasajı’nın yakınında yine<br />

bir bakkal-meyhane olan Due Fratelli<br />

varmış. Ahmet Rasim, Yakup Kadri,<br />

Refik Halit ile Tokatlıyan’a gitmedikleri<br />

günlerde veya paraları az olduğu<br />

günlerde burada buluşur, sohbet<br />

ederlermiş.<br />

Yakın zamanlara kadar bakkal-meyhanelere<br />

şehirde sıkça rastlanırdı.<br />

Bakkalın güvendiği kişiler tezgâhın<br />

arkasında, müşterilerin göremeyeceği<br />

yerde küçük iskemlelere oturarak<br />

bakkaldan aldıkları sucuk, pastırma<br />

ve peynirle çilingir sofrası kurarlardı.<br />

Bunlardan bazılarına, özellikle Beşiktaş’ta<br />

olanlardan birine ben de şahit<br />

olmuştum.<br />

Yaşadığım Dönemin<br />

Ünlü Edebiyatçı ve Gazetecileri<br />

Basına ilk adımımı attığım günlerde<br />

teknolojinin henüz girmediği gazetelerin<br />

yazı işleri büroları günümüzdekilerden<br />

oldukça farklıydı. Onlar<br />

günün olaylarının tartışıldığı, edebiyat<br />

ve sanat eleştirilerinin yapıldığı<br />

mekânlardı. Öğleye kadar geçen<br />

saatlerde genel yayın yönetmeni ile<br />

yazı işleri müdürleri gazetenin servis<br />

şeflerini ve köşe yazarlarını toplayarak<br />

ertesi gün hangi haberlerin<br />

yayına verileceğini tartışırlardı. Bunu<br />

izleyen saatlerde köşe yazarları diğer<br />

günlük gazeteleri okuduktan sonra<br />

yazacakları konuları belirlerlerdi. Öğleden<br />

akşama kadar geçen süre içerisinde;<br />

yazarlar yazılarını bitirince o<br />

günün en hareketli ve en zevkli saatleri<br />

başlardı. Bu arada gazete dışındaki<br />

49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!