Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
AHMED GÜNER SAYAR İLE İSTANBUL’UN KÜLTÜR MEKÂNLARI / Müslüm <strong>YIL</strong>MAZ<br />
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
gücünü kaybetti ve tıkanmaya yüz tuttu. İnsanlar birbirleriyle<br />
fikir alışverişi yapıp arayıp bulup, birbirlerinin araştırmalarını<br />
azdırıp, bilgi alışverişini arttıracak coşkuları, ona<br />
kaynaklar sunacak, bilgi verecek durumları kalmadı. Hele<br />
internet ortamı, sohbet yoluyla aktarılan bilginin içine sızan<br />
mistik boyutu, ruhaniyeti yok etti. Bu meyanda, kıraathaneler<br />
kahvehane çatısı altında kumara kapı açtı, okey<br />
oynanan salonlar haline dönüştü. Sahhaflar sarraflaştı.<br />
Netice itibariyle, kişisel çıkar, ya da paranın yaptırım gücü,<br />
sohbete açık insan-insan ilişkilerini de yaraladı.<br />
Osmanlı asırlarının zevk-i selimi, kalb-i selimi yerini Cumhuriyetli<br />
yıllarla beraber ortaya çıkan yarım yamalak rasyonel<br />
iktisadi bireye bıraktı. Diyeceğim şu ki, rasyonelliğin<br />
peşinde koşan insan, sohbet iklimini kaybediyor. Türk kültür<br />
fırını, dünün bereketli ve lezzetli kültür ekmeğini artık<br />
eskisi gibi üretemiyor. Yahya Kemal’in deyimiyle,<br />
Dil var mı kahr-ı dehr ile vîrân edilmedik<br />
Beytü’l-hazen mi kaldı perîşân edilmedik<br />
Bu beyitle Aziz Üstât Yahya Kemâl Bey, bir monarşinin<br />
sahneyi terk etmesiyle birlikte topyekûn bir bitişi noktalıyor.<br />
Bu kültürün ürünü olan insanlara, hamdolsun, yetişip<br />
istifade ettik. Onlar, mahfiyetkâr ve hasbî insanlardı. Meşk<br />
zincirinden gelen insanlar oldukları için çıkar gütmeden<br />
isteyenlere bildiklerini anlatırlardı. Bir neyzen hoca, talebesine<br />
ney üfletecekse talebesinden para almıyordu.<br />
Sohbetler hasbi idi, sohbetten akan bilgi teklifsizdi, dolayısıyla,<br />
bereketliydi. Bu insanlar, sohbetlerini Allah için<br />
yapıyorlardı. Süheyl Ünver Bey’in bir sözü var: “Biz alırız<br />
satarız kâr yapmayız” derdi.<br />
Üzülerek ifade edelim ki, eski kültür mekânlarımız kayboluyor.<br />
Kahvehaneler artık farklı fonksiyonlarda kullanılır hâle<br />
geldi. Sadece çay içilip sohbet yapılan yerlerin de çok az<br />
olsa var olduğunu düşünebiliriz. Ne var ki, bunların günümüzde<br />
sohbet mekânları olarak ortaya çıkmış bir şöhretleri<br />
yok. Bilebildiğim kadarıyla sadece Üsküdar, Altunizâde’de içi<br />
kitap dolu eski bir konak, Kitaplı Kahve adıyla hizmet veriyor.<br />
Bu meyanda, Beyolu’nun birer kültür mekânına dönüşen<br />
ünlü pastaneleri de kabuk değiştirerek kazanç yerleri<br />
haline döndü. Bey-paşa konakları kalmadı. Sahhaflar Çarşısı<br />
da geldiğimiz bu noktanın hazin akıbetinden, kişisel çıkarın<br />
kör kazmasından kendini kurtaramadı, Çarşı’da artık Naima<br />
Tarihi satılmıyor. Bu cins kitaplar nadir eserler olarak müzayede<br />
salonlarında açık artırma ile alıcı buluyor. Günümüzün<br />
Sahhaflar Çarşısı’ndaki dükkânlarda, daha çok üniversite test<br />
kitapları ile turistlere hitap eden objeler var. İktisat okuyan ve<br />
okutan bir insan olarak kişisel çıkarın işlevini reddetmiyorum.<br />
Çıkar esaslı iktisadi faaliyetler hayatın mühim bir parçası. Bu<br />
doğru, fakat, kitap alıp satmak herhangi bir iktisadi meta<br />
satmak gibi bir faaliyet değildir. İnsan, kitap satarken de alırken<br />
de kitaptan lezzet almalı. Kitabın içinde başka şeyler var.<br />
İnsanla Allah arasındaki bağlantının kitap olduğu düşüncesindeyim.<br />
Batılılar bu işin neresindeler onu kestiremiyorum.<br />
A. Süheyl Ünver<br />
33