20.01.2017 Views

YIL 2016 SAYI 26

1453_sayi_26_web

1453_sayi_26_web

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İSTANBUL<br />

KÜLTÜR ve SANAT<br />

DERGİSİ<br />

MÜNİF PAŞA KONAĞI'NIN RENKLİ MİSAFİRLERİ VE BİR SOHBET MECLİSİNDE YAŞANANLAR / Kasım HIZLI<br />

Hasan Fehmi Paşa<br />

kendisiyle görüştüğümde Afrika’nın<br />

istikbali, Amerika’nın haline girip<br />

Avrupalıların oraları taksimiyle zîr ü<br />

zaptlarına geçirmekte olduklarından<br />

ora ahâlî-i asliyyesinin mahv ü mütelâşi<br />

olacaklarını dermeyân eylemesi<br />

üzerine ben dahi cevaben kendisine<br />

Afrika’nın Amerika’ya müşabih<br />

olmadığını ve Afrika ahâlîsi pek çok<br />

ve ehl-i İslâm bulundukları cihetle<br />

hiçbir vechile mütelâşi olmayacakları<br />

gibi din-i mübin-i İslâm’ın dahi<br />

daima bâkî ve mahfuz kalacağını<br />

ifâde eyledim. Münif Paşa da ifâdemi<br />

tasdikiyle kendisini iknâ ve iskâta<br />

çalışmış ise de yine fikr-i evvelinde<br />

ızhâr-ı sebât ve inad eylediğinden<br />

bu adamı hakikaten din ve devlet<br />

düşmanı anlayıp memuriyet istihsâli<br />

zımnında buraya gelmiş iken ricâl-i<br />

devlet muvâcehesinde bile buğz ve<br />

düşmanlığını ketm etmemesinden<br />

taacüpte kaldım. Yine paşa-yı müşârun<br />

ileyhin huzurunda diğer defa<br />

vukûbulan mülâkâtta Liverpool’da<br />

din-i mübin-i İslâm’ı kabûl eden İngilizler’den<br />

bahs eylediğimde kendisinin<br />

çok senelerden beri İngiltere’de<br />

bulunduğunu ve böyle bir haberi<br />

orada işitmemiş olduğu cihetle bunun<br />

yalan ve gayr-ı mümkün idiğini<br />

istiğrâbı mûcib bir cüret ve vekâhatle<br />

söylemişdir. Birkaç günden sonra<br />

Abdullah Gulyâm Efendi 6 burada idi.<br />

Louis Sabuncu ile Hasan Fehmi Paşa’nın<br />

konağında bir kere daha görüşülüp<br />

din ile ilim ve sanayinin ittihadından<br />

bahs edilerek din-i İslâm’ın<br />

ulum ve sanayi-i cedîdenin tahsil<br />

ve takaddümüne mani olduğunu<br />

makâm-ı itirazda iddia eyleyerek<br />

din-i mübini tahkir eylemek istediğinden<br />

din-i İslâm’ın ulûm ve sanayie<br />

hiçbir sûretle mani olmadığını<br />

cevaben kendisine tefhimle dinimize<br />

sarf etmek istediği mâniiyyetin diyânet-i<br />

Nasraniyye’de (Hıristiyanlık)<br />

mevcut bulunduğunu ve hatta Amerikalı<br />

meşhur Doktor (Draper) buna<br />

dâir telif edip (Ahlâku’l-İlm ve’d-Din)<br />

tesmiye eylediği ve tarafımdan lisan-ı<br />

Arabi’ye tercüme edilmiş olan<br />

kitapta diyânet-i Nasraniyye’nin terakkiyât-ı<br />

ilmiyyeye mani olan cihetleriyle<br />

Nasara’nın teehhür-i ulûma<br />

bâis olmuş olan engellerini tarihe<br />

müstenid bast u beyân eylediğini ve<br />

diyânet-i İslâmiye’nin ez her cihet<br />

terakkiyât-ı ilmiyyeye müsâadede<br />

bulunmuş olduğunu mezkûr kitabda<br />

mufassalan ve sarâhaten münderiç<br />

bulunduğunu kendisine söyledim.<br />

Münif Paşa Konağı,<br />

geniş yelpazeden<br />

ilim, sanat ve politika<br />

adamlarının toplanma<br />

yeriydi.<br />

Louis Sabuncu İngiltere’de iken<br />

Ancak kendisi filhakîka dine düşman<br />

bulunduğundan adâvetini ketm edemeyip<br />

Kur’ân’da varid olan Miraç<br />

kaziyyesi, ilm-i tabiiyyet mûcebince<br />

merdûd ve gayr-ı makbûl iken bunu<br />

ilme ne vechile tatbik edeceksin diyerek<br />

din aleyhinde itâle-i lisana<br />

başladığında orada hazır bulunan<br />

Hüseyin Fikri Efendi'yle bana hiddet<br />

gelip Hasan Fehmi Paşa’nın dahi<br />

yüzü kızararak hanesinde bulunduğu<br />

cihetle merkûmu tard edemediğinden<br />

bu mesâilden bahs olunmamasını<br />

emr eylemiş ise de Louis<br />

Sabuncu bu emre kulak vermeyi istemeyerek<br />

itâle-i lisanda devam eylediğinden<br />

Hüseyin Fikri Efendi Hazret-i<br />

Peygamber Efendimizin semâya<br />

urûc edip etmemiş olmasını itikâd<br />

etmekte Müslümanlar muhayyerler<br />

fakat Mescid-i Aksa’ya isrâ olunduğu<br />

Kur’ân’da musarrah bulunduğundan<br />

bu isrânın sıhhatini itikâd eylemek<br />

ferâiz-i diniyyeden demesi üzerine<br />

Louis Sabuncu Nübüvvet-i Muhammediye’nin<br />

kâzib olduğunu söylemeye<br />

cüret etmesine mebnî Hüseyin<br />

Fikri Efendi bunu ikna etmek<br />

için birkaç burhân gösterip ezcümle<br />

eğer keyfiyet dediği gibi olmuş olsa<br />

idi Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali<br />

gibi fuhûl ve ukalâ ve sanâdîd-i ricâl<br />

Hazret-i Muhammed’e (s.a.v) tâbî olmazlar<br />

idi, diyerek merkûmu iskâta<br />

çalışmış ise de kendisi yine sözünde<br />

ısrâr ile Hazret-i İsa’nın vâlidesi<br />

olan Meryem, Kur’ân’da (Meryem<br />

binti İmran) nâmıyla zikrolunup diğer<br />

bir âyette kendisine hitâben (Yâ<br />

üht-i Harun) ibaresi vârid olduğundan<br />

ve İsa’nın vâlidesi olan Meryem<br />

ile İmran ve Harun’un aralarında<br />

kurûn-ı adîde mürûr etmiş olduğundan<br />

gerek Hz. Muhammed’in<br />

128

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!