Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
TÜRK EDEBİYATININ KÜLLÜK DEVRİ / Beşir AYVAZOĞLU<br />
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
man ordularının sınırlarımıza dayandığı<br />
gerçeği göz ardı edilirse…<br />
Küllük Kahvesi’nin Son Demleri<br />
Küllük Kahvesi’nin gazeteci müdavimlerinden<br />
Bedii Faik de hatıratında<br />
bu kahvenin Demokrat Parti kurulduktan<br />
sonraki havasını tasvir eder.<br />
O yıllarda bazıları için okudukları<br />
fakültelerden bile daha önemli olan<br />
Küllük’te 1946’dan sonra neredeyse<br />
sadece politika konuşulduğunu söyleyen<br />
bu ünlü gazetecinin anlattığına<br />
göre, pişpirikçiler kâğıtlarını “Al<br />
bu da CHP’nin canına!” diye bağırarak<br />
masalara çarpmaya, bezikçiler vidolarını<br />
“Celal Bayar için ikinci, üçüncü”<br />
diyerek çekmeye başlamışlardı.<br />
Sohbet gruplarında ise heyecanlı<br />
siyasî tartışmalar cereyan ediyordu.<br />
1946 seçimlerini sonuçların İstanbul’da<br />
CHP lehine ayarlayan Cevdet<br />
Kerim İncedayı hakkında söylenen<br />
“Rızk için Allah Kerim, fısk için Cevdet<br />
Kerim” sözü Küllük’ten yayılmıştı.<br />
O zamana kadar Edebiyat Fakültesi<br />
dedikodularını Küllük’e taşıyan ve<br />
önüne gelene Abdülkadir Karahan’la<br />
Ahmet Caferoğlu hakkında<br />
yazdığı ince hicviyeleri<br />
okuyan Kasım<br />
Küfrevî bile değişmiş,<br />
Karahan’dan çok Şükrü Saraçoğlu’nu<br />
hicvetmeye, Ahmet Caferoğlu aleyhinde<br />
konuşmak yerine de doğuda<br />
Celal Bayar’a desteğin nasıl çığ gibi<br />
büyüdüğünü anlatmaya başlamıştı.<br />
Ahmet Hamdi Tanpınar da Küllük’te<br />
artık daha fazla görünüyor, edebiyat<br />
ve felsefeden değil politikadan söz<br />
ediyordu.<br />
Demokrat Parti, iktidara gelmeden<br />
atmosferini etkilemeye başladığı<br />
Küllük Kahvesi’ni, iktidara geldikten<br />
sonra başlattığı imar hareketlerinin<br />
önemli bir safhası olarak Beyazıt<br />
Meydanı’da yaptırdığı düzenleme<br />
çalışmaları sırasında ortadan kaldırdı.<br />
Civardaki kahvelere dağılan müdavimlerin<br />
Küllük’teki havayı bir daha<br />
bulamadıkları biliniyor. Uzun süre<br />
lezzetli hatıralarıyla müdavimlerinin<br />
hafızalarında yaşan Küllük, şimdi ise<br />
hatırat kitaplarında nefes alıp veriyor.<br />
Kaynakça<br />
Akı, Niyazi, “Bir Zamanlar Beyazıt Meydanı”,<br />
Yeditepe, nr. 164, Aralık 1969.<br />
Akozan, Sıtkı: Küllüknâme, İstanbul<br />
1936.<br />
Ataç, Nurullah: “Küllük’te Saatler”,<br />
Haber, Temmuz 1937.<br />
Ayvazoğlu, Beşir, Divanyolu: Bir Caddenin<br />
Hikâyesi, Kapı yayınları, İstanbul<br />
2010.<br />
Ayvazoğlu, Beşir, Kahveniz Nasıl Olsun,<br />
Kapı Yayınları, İstanbul 2011.<br />
Ayvazoğlu, Beşir, Üçüncü Tepede<br />
Hayat, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul<br />
2012.<br />
Birinci, Ali, “Kesriyeli M. Sıtkı ve Küllükname’si”,<br />
Müteferrika, nr. 19, Yaz<br />
2001-1.<br />
Birsel, Salah, Kahveler Kitabı, Koza<br />
Yayınları, İstanbul 1975.<br />
Buğra, Tarık, “Küllük”, Tercüman, 6<br />
Ekim 1974.<br />
Buğra, Tarık, Yarın Diye Bir Şey Yoktur,<br />
Yenilik Yayınevi, İstanbul 1952.<br />
Büyükşekerci, Hilmi, “Küllük Kahvesi”,<br />
Adam Sanat, Mart 1987.<br />
Büyükşekerci, Hilmi, “Marmara Kahvesi”,<br />
Adam Sanat, Nisan 1989.<br />
Dinamo, Hasan İzzettin, İkinci Dünya<br />
Savaşı’nda Edebiyat Anıları, İstanbul<br />
1984.<br />
Dino, Güzin, Gel Zaman, Git Zaman,<br />
Can Yayınları, İstanbul 1991.<br />
23<br />
Küllük Kahvesi