You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
DOĞAN HIZLAN İLE İSTANBUL'UN ESKİ MEKÂNLARI / Betül EREN<br />
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
olduğunu ve Başbakan’la görüşmek istediğini söylemiş.<br />
Adnan Menderes de kendisini kabul etmiş. Muzaffer Bey<br />
makama çıkıp meseleyi anlatmış. Menderes, yanlış hatırlamıyorsam<br />
Emin Kalafat’ı çağırmış ve “Müdüre verin o binayı”<br />
demiş. Kütüphane ondan sonra gelişmeye başlamış.<br />
Bu sebeplerle Çınaraltı’nın bizde ayrı önemi vardır. Üniversiteden,<br />
kütüphaneden çıkınca orada toplanır, birbirimizle<br />
konuşurduk. Akşit Göktürk, Turan Oflazoğlu, Onat<br />
Kutlar, Ergin Ertem, Demir Özlü, Sina Akşin, Önay Sözer,<br />
Kemal Özer... Hepsi Çınaraltı’nda toplanırdı. Sahaflar Çarşısı’ndan<br />
da Babıali’ye giderdik.<br />
Hem arkadaşlarınızla hem de dönemin<br />
entelektüelleriyle buluşup sohbet ettiğiniz başka<br />
mekânlar var mıydı?<br />
Çınaraltı’ndan başka yerler de vardı tabii ama bizim kuşak<br />
oraya giderdi. Belki başkaları da gelirdi oraya ama biz<br />
en çok kendimizle meşgul olurduk. Sahaflar Çarşısı’nda<br />
Arslan Kaynardağ’ın felsefeci dükkânı vardı, oraya uğrardık.<br />
Ali Ertan vardı, Yeşil Hoca vardı. Oradan Kapalıçarşı’ya,<br />
Kapalıçarşı’dan Nuruosmaniye’ye çıkardık. Nuruosmaniye’den<br />
kitapçılara, dağıtımcılara ve dergilere giderdik.<br />
Bunun dışında arkadaşlarımızla toplandığımız, a dergisi<br />
üzerine konuştuğumuz Yenikapı’da Kemal Bey’in kahvesi<br />
vardı.<br />
a dergisi orada mı kuruldu?<br />
Evet, Kemal (Özer) Bey’in kahvesinde kuruldu. Tabii bütün<br />
gençliğimde sadece oralarda oturmadık. Diğer bir ekip de<br />
Baylan’da otururdu, ben Baylan’a da giderdim. Bir sevdiğim<br />
yer de Park Otel’in balkonuydu. Çok güzel bir yerdi.<br />
Park Otel’in balkonunda oturur, akşamleyin belli saatte<br />
evimize giderdik. Sonrasında evime gider, kitap okur, müzik<br />
dinlerdim. Bizim a kuşağı hep böyle, elli kuşağı daha<br />
doğrusu.<br />
Elli kuşağı birbirini tutan, birbirini seven, birbirini destekleyen<br />
bir kuşaktır. Çoğu, kitaplarını 1959’da çıkardı. Rahmetli<br />
Onat Kutlar, İshak kitabıyla ödül almıştı. Elli sene<br />
sonra, Ferit Edgü “Hepimiz ilk kitabımızın ellinci yılını çıkaralım<br />
ve başına da Doğan bir önsöz yazsın” dedi. Bütün<br />
kitaplar benim önsözümle çıktı. Sebahattin Karakurt da<br />
bizim antika bir otomobilde fotoğrafımızı çekti.<br />
Benim çok hoşuma gitti. Bir yazı yazdım, bütün kitapların<br />
başında o geldi. İlk defa yapılan bir şey oldu. Ondan sonra<br />
hepimiz ayrı ayrı yerlerde de bulunduk ama a birleşikliğimizi<br />
devam ettirdik. a kuşağının tek eleştirmeni ben olduğum<br />
için, eleştirmen olarak beni önemsiyorlardı, beni öne<br />
çıkarttılar. 50 kuşağının hikâyecisi var, romancısı var, şairi<br />
var ama tek eleştirmeni benim.<br />
Kendi kuşağınızın dışında da pek çok kıymetli yazar<br />
ve şairle de vakit geçirmişsiniz. Kemal Tahir’in<br />
evine gidip gelecek samimiyetiniz varmış. Nasıl<br />
tanışmıştınız?<br />
Evet, çok sık gider gelirdim. Kemal Tahir ile ben, bir yazıdan<br />
sonra ahbap olduk. Yorgun Savaşçı için bir yazı yazmıştım,<br />
onun üzerine beni aradı. Ölünceye kadar da büyük<br />
dostluğumuz devam etti. Dergide yazmazken benim<br />
yönettiğim Yeni Edebiyat’ta yazı yazdı. Belli adamlar vardı<br />
hayatında, Kemal Tahir onlarla idare ederdi. Benim de evine<br />
gittiğim insanlar, Kemal Tahir ve Behçet Necatigil’dir.<br />
Bir de rahmetli Mehmet Seyda’ya giderdim. Ben ev ziyaretlerinden<br />
hoşlanmam. Bana ev ziyareti yapılmasından<br />
da hoşlanmam.<br />
İstanbul'da doğmuş ve bilfiil burada yaşayan biri<br />
olarak şehirdeki buluşma mekânlarının uğradığı<br />
değişimi, belki teknolojinin de etkisiyle, nasıl<br />
görüyorsunuz?<br />
Benim bütün ailem, baba tarafım, İstanbullu. Onun için<br />
de İstanbul’u çok severim ve İstanbul’un her yerini bilirim.<br />
Ada’sından Balat’a Fener’e kadar, Samatya’ya kadar…<br />
Nereye gitsem İstanbul’u arıyorum. Buradayken kızıyorum,<br />
yahu bu kalabalık ne olacak, bu trafik ne olacak, diye ama<br />
gittiğimde de iki gün üç gece kalınca İstanbul’a dönmeyi<br />
istiyorum.<br />
59