You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SÖZ İLE SAZIN REFAKATİ: EDEBİYAT MAHFİLLERİNDE MÛSİKÎ / Prof. Dr. Fazlı ARSLAN<br />
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
Osmanlı döneminde sarayda, konaklarda,<br />
köşklerde, daha sonraları<br />
hususi hanelerde, hatta kıraathanelerde,<br />
otellerde, kitapçılarda ortaya<br />
çıkan bu mahfillerde, edibler, hep<br />
mûsikîşinaslarla beraber olmuş, sanatlarını<br />
birlikte icra etmiş; birlikte<br />
yazmış, birlikte söylemişlerdir. Hulasa<br />
kanaatimce edebiyat mahfillerini<br />
mûsikî mahfilleri gibi düşünmek ve<br />
öyle kabul etmek daha doğru olacaktır.<br />
Çünkü örneklerine baktığımız<br />
zaman mûsikînin icra edilmediği ya<br />
da en azından konuşulmadığı, tartışılmadığı<br />
bir edebi mahfil yok gibidir.<br />
Hatta sadece mûsikî değil diğer<br />
sanat dallarının da konuşulduğu, tartışıldığı<br />
mahfillerdir edebiyat mahfilleri.<br />
Bir yandan şiirler inşad edilirken<br />
diğer yandan bazı mahfillerde piyano<br />
eşliğinde, bazılarında sadece<br />
Türk mûsikîsi sazları ile icralar yapılırdı.<br />
Kısacası mahfillerdeki iki temel<br />
unsur, söz ve mûsikîdir. Mahfillerin<br />
karakterini dikkate aldığımızda, yani<br />
bu mahfiller, meyhaneler, gazinolar,<br />
kahvehaneler, lokantalar, pastaneler<br />
olunca söylenebilir ki mûsikî sözün<br />
de önündedir. Bu defa bu meclislerin<br />
ana unsurunun mûsikî olduğu düşünülebilir.<br />
Recaizade Mahmut Ekrem’in bir portresi<br />
Edebiyat mahfilleri hakkında birçok<br />
yazı bulunmakla beraber son yıllarda<br />
yapılan iki çalışma çok önemlidir:<br />
Şemsettin Şeker’in Ders ile Sohbet<br />
Arasında 8 adlı kitabı ile Turgay<br />
Anar’ın Mekândan Taşan Edebiyat’ı. 9<br />
Bu iki çalışma Osmanlı son dönemini<br />
ve Cumhuriyet dönemi ilim,<br />
sanat ve edebiyat meclislerini derli<br />
toplu sunması bakımından kıymetli<br />
eserlerdir. Bunlara şöyle bir göz attığımız<br />
zaman ilim, kültür ve sanatın<br />
nerelerde temerküz ettiğini, hangi<br />
mekânlarda neşv ü nema bulduğunu<br />
görüyoruz. Şemsettin Şeker, konuya<br />
sadece edebiyat penceresinden bakmamış,<br />
ilim, kültür ve sanatın hayat<br />
bulduğu mekânları ele almıştır. Saray<br />
ve çevresinden başlayarak, camii,<br />
tekke, kütüphane ve meyhaneler gibi<br />
farklı dinî ve ictimaî muhitlerden, vezir,<br />
âlim ve şair konaklarına varıncaya<br />
kadar örnekler vermiştir. Turgay Anar<br />
ise, Tanzimat’tan günümüze kadar<br />
ortaya çıkan edebiyat mahfillerini<br />
kronolojik olarak dokuz başlık altında<br />
toplamıştır. Konaklar, köşkler, yalılar,<br />
evler, kıraathaneler, pastaneler,<br />
kitabevleri, matbaa ve edebiyat dergileri<br />
çevresindeki birliktelikler vb.<br />
Yazımızın devamında edebiyat mahfilleri<br />
ve bu mahfillerin müdavimlerinden<br />
örnekler verirken bu eserlerden<br />
ve İbnülemin’in Hoş Sada’sından<br />
yararlanacağız.<br />
Edebiyatçı ve mûsikîşinası yakınlaştıran<br />
husus, iki sanatın birbirine ünsiyetidir,<br />
dedik. Bu sebeple mahfillere<br />
katılan edebiyatçı ve mûsikîşinaslar<br />
birbirlerini beslemişlerdir. Edebi eserler<br />
okunup mahfile katılanların zevkine<br />
sunulduğu gibi bazı mûsikî eserleri<br />
de mahfillerde ortaya çıkar, hemen<br />
oracıkta ediblerin zevk-i seliminin<br />
Ahmet Mithat Efendi’nin meşhur yalısı<br />
89