Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İSTANBUL<br />
KÜLTÜR ve SANAT<br />
DERGİSİ<br />
İSTANBUL’UN YİTİK “HAFIZA MEKÂNLARI" / Turgay ANAR<br />
Bizim kültürümüzde, genelde bir “üstat<br />
önderliğinde” ve “düzenli” olarak<br />
yapılan kültür, sanat ve edebiyat<br />
eksenli toplantılara mahfil adı verilir.<br />
Türkçe sözlükler mahfil kelimesini genel<br />
olarak, “Konuşup görüşmek için bir<br />
araya gelinen yer, toplantı yeri; toplanmış<br />
heyet, meclis; oturulacak yer, görüşülecek<br />
yer” şeklinde açıklar. Öncelikle<br />
mahfil kavramını, “edebiyatçıların buluştuğu”<br />
yerlerle ilişkilendirerek kültür,<br />
sanat ve edebiyat mahfili kavramının<br />
çerçevesini çizebiliriz. Bir mahfilin oluşabilmesi<br />
için birden fazla sanatçı/edebiyatçıya<br />
ihtiyaç vardır. Sanatçı ve edebiyatçılar,<br />
günlük hayat meşgalesinin<br />
dışında veya bununla birlikte, edebiyat<br />
ve sanatla ilişkilendirilebilecek konu,<br />
kavram, eser, şekil, tür vb. üzerinde, bu<br />
türden “toplantı yerlerinde” bir araya<br />
gelerek görüş ve fikir alışverişinde bulunur<br />
ve iletişime geçerler.<br />
Tokatlıyan Oteli<br />
Mahfil, aynı zamanda geniş ve çok çeşitli bir “eleştiri”<br />
odağıdır. Odağın beklenti, ilgi, düşünce, gözlem, tenkit<br />
ve eleştirileri, eser(ler)in henüz yayımlanmamış, “görece”<br />
anlamda tam şeklini bul(a)mamış hali üzerinde daha<br />
iyiye, güzele, kaliteliye doğru düzenleme ve tadilatların<br />
yapıldığı, eser(ler)in bir nevi edebiyatçıların kamuoyuna<br />
sunulmuş, geçer not alıp alamayacağı merak edilen bir<br />
“yoklaması” gibi düşünülebilir.<br />
Mahfillerin kurulmasında, mahfillerde edebiyatçıların bir<br />
araya gelmesinde başka bir faktör daha etkilidir: Üstat<br />
edebiyatçı veya sanat/kâr hamisi. Mahfilleri kuran, mahfillerde<br />
kişiliği ve edebî birikimi yönünden otoritesini herkese<br />
kanıtlamış bu türden üstatlar, mahfillerdeki sistemi<br />
oluşturan ve sistemin düzenini layıkıyla sağlayan varlıklardır.<br />
Özellikle 19. yüzyılda kurulan bu tür mahfillerde, üstadın<br />
evi ve müdavimlerin davet ettiği mekân/lar da çoğunlukla<br />
mahfil olarak bilinir. Cumhuriyet sonrasında çeşitli<br />
sebeplerle “hami” ve “üstatlık” kavramları büyük oranda<br />
değişime uğrarken konak-köşk tipi yapılarda düzenlenen<br />
bu tür etkinlikler ekonomik, siyasi ve sosyo-politik sebeplerle<br />
kamusal alanlarda da yapılır. Bu yüzden 20. yüzyıldan<br />
itibaren eski tip “hami-üstad”ın yerini, “yönetici, toplayıcı,<br />
yönlendirici” gibi sıfatlara sahip olan insanlar alır.<br />
Edebiyat alanındaki sohbetler, mahfil müdavimlerince<br />
ilgiyle takip edilir. Bu yüzden mahfillerdeki bu tür sohbetlere,<br />
bir çeşit “hasbihal olarak edebiyat eleştirisi” de<br />
diyebiliriz. Tenkit, sohbet, dedikodu, muhabbet ve adı her<br />
ne olursa olsun bu türden bir eylem, mahfilin öz niteliğini<br />
ortaya koyar.<br />
Mahfile katılanların görüşleri, fikirleri, itiraz ve beğenileri, burada<br />
bulunanları olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir.<br />
Mahfil, bu yönüyle de toplumun kültür-sanat ve edebiyat<br />
“belleği”, yani unutulmaya karşı direnç gösteren ve geleceğe<br />
çeşitli şekillerde kalmanın imkânlarına sahip olan bir<br />
“hafıza mekânı” kabul edilmelidir. (Anar, Mekândan Taşan<br />
Edebiyat, s. 67-84.)<br />
Mahfiller, süreli yayınların idare merkezlerinde, eski devirlerde<br />
konak, köşk, yalı türünden mekânlarda, 20. yüzyıldan<br />
sonra ise geçmiş mekânlardan daha farklı mekânsal<br />
çeşitlilik gösteren sahaf, kahve, kıraathane, çayhane, lokanta,<br />
meyhane, bar, bahçe, apartman dairesi, otel gibi<br />
çok çeşitli kapalı ve açık mekânlarda kurulur. Bu kültür<br />
sanat ve edebiyat toplantılarını en geniş anlamda düşünerek<br />
öyle her okuryazarın kolayca bilemeyeceği, daha<br />
kıyıda köşede kalmış ama önemi dolayısıyla tekrar hatırlanması<br />
gereken İstanbul’un bazı mahfillerine şimdi odaklanmakta<br />
fayda var:<br />
Cafe Flamme<br />
Beyoğlu’nda Tokatlıyan Oteli’nin karşısında, İngiliz Kanzuk<br />
Eczanesi’nin sırasındaydı. Buranın müdavimleri için<br />
Cafe Flamme’ın çeşitli anlamları vardı. Mekân; amacı birkaç<br />
dost ve ahbabıyla buluşup sohbet etmek veya vakit<br />
geçirmek isteyenler için kahvehane, sanatçı- edebiyatçıların<br />
kolayca buluşmalarına imkân sağladığı ve bir şeyler<br />
okumak veya yazmak isteyenler için kıraathane, sazlı<br />
sözlü eğlence meraklıları için karanlık çökünce hemen<br />
şekil değiştiriverme özelliği dolayısıyla eskilerin deyimiyle<br />
10