20.01.2017 Views

YIL 2016 SAYI 26

1453_sayi_26_web

1453_sayi_26_web

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

EDEBİYATÇILARIN VE GAZETECİLERİN BULUŞTUKLARI MEKÂNLAR / Erdem YÜCEL<br />

İSTANBUL<br />

KÜLTÜR ve SANAT<br />

DERGİSİ<br />

Ünlü yazarlardan Tarık Buğra da bazı<br />

üniversitelere devam etmiş ancak<br />

hiç birisinden mezun olamamıştır.<br />

Bu yüzden de “Ben Küllük’ten mezunum”<br />

demesiyle de tanınmıştır.<br />

Onun bu sözleri Küllük’ün bir bakıma<br />

üniversite niteliğinde olduğunu göstermektedir.<br />

Üstad Dönemeç isimli<br />

eserinde de buradan söz etmiştir.<br />

Beyazıt Meydanı’nın özelliklerini hiçe<br />

sayan çevre düzenlemesinin yapıldığı<br />

1980’li yıllarda Küllük Kahvesi yıkılmıştır.<br />

Buranın müdavimleri ise bir<br />

süre Marmara Kahvesine gitmişlerdir.<br />

Ancak Marmara Sineması ile kahvenin<br />

de yıkılmasıyla edebiyatçıların,<br />

bilimsel kişilerin bir arada olabilme<br />

imkanları da ortadan kalkmıştır.<br />

Marmara Kıraathanesi<br />

Marmara Kıraathanesi Beyazıt’ta<br />

edebiyatçıların bir araya geldiği<br />

mekânlardan birisiydi. Bu kıraathanenin<br />

ne zaman yapıldığı tam olarak<br />

bilinmemekle beraber, Osmanlının<br />

sonlarıyla Cumhuriyetin ilk yarısında<br />

edebiyatçıların, akademisyenlerin<br />

buluşup sohbet ettikleri yer olarak<br />

ünlenmiştir. Kıraathane 1958 yılında<br />

yeniden açılmış, Küllük’ün kapanmasından<br />

sonra oranın müdavimlerinin<br />

toplandıkları yer olmuştur.<br />

Necip Fazıl Emin Efendi Lokantası<br />

Beyazıt Camisi’nin yanı başında, Küllük<br />

ile Çınaraltı’nın yakınında iki katlı<br />

ahşap bir yapı olan lokanta birçok<br />

ünlünün buluştuğu yerlerden birisiydi.<br />

İstanbul’un ünlü lokantalarının<br />

başında isminden söz ettirmiş, yemeklerinin<br />

nefaseti ile tanınmıştır.<br />

Ahmet Haşim bir gün “Bu Emin Efendi<br />

nasıl bir adam ki her gün bütün İstanbul’u<br />

dört başı mamur lezzetlerle<br />

doyuruyor” demiştir.<br />

Ahmet Haşım’i dostları bir gün eve<br />

yemeğe davet etmiş, tıka basa yedikten<br />

sonra “Şimdi Emin Efendi’de olsak<br />

da ağız tadıyla bir yemek yesek”<br />

demiştir.<br />

Kıraathane, lokanta ve<br />

pastanelerde oluşan<br />

edebiyat mahfilleri,<br />

çoğu yazar ve şairlerin<br />

eserlerine konu<br />

olmuştur.<br />

1940’lı yıllarda üniversite hocalarının<br />

yanı sıra Nazi Almanya’sından kaçan<br />

Yahudi Alman öğretim üyeleri de yemeklerini<br />

burada yerlermiş.<br />

Degustasyon<br />

Beyoğlu’nda Çiçek Pasajı’nın yanındaki<br />

Degustasyon’un geçmişi oldukça<br />

eski yıllara inmektedir. İlk defa<br />

İtalyan subaylarından Maurandi tarafından<br />

1920 yılında açılmış, üç yıl<br />

sonra da Edmondo Morrigi’ye devredilmiştir.<br />

Degustasyon 1930-1960 yıllarında<br />

en parlak dönemini yaşamış, Orhan<br />

Veli’ye<br />

Canan ki Degustasyon’a gelmez<br />

Balıkpazarı’na hiç gelmez<br />

dizelerini yazdırmıştır. Bazılarına<br />

göre müdavimlerinden Ahmet Haşim’in<br />

özel bir iskemlesi bile burada<br />

bulunurmuş.<br />

Yahya Kemal, Ercüment Ekrem Talu,<br />

Faruk Nafiz Çamlıbel, Tarık Buğra,<br />

Eşref Şefik ve Sait Faik’in sık sık uğradığı<br />

Degustasyon zamanla eski<br />

havasından uzaklaşmış, 10 Mayıs<br />

1970’te Çiçek Pasajı çökünce diğer<br />

meyhanelerle birlikte kapanmıştır.<br />

Bu isim bir süre Balıkpazarı’ndaki bir<br />

meyhanede kullanılmış ise de eskisiyle<br />

hiçbir alakası bulunmamaktadır.<br />

Meserret Pastahanesi<br />

Sirkeci’de Ankara ile Ebussuut caddelerinin<br />

birleştiği köşede bulunan<br />

Meserret Pastahanesi dönemin ünlü<br />

yazarlarıyla gazetecilerinin sıkça uğradıkları<br />

yerlerden birisiydi. Salah<br />

Birsel Kahveler isimli kitabında Meserret’den<br />

“Meserret Kahvesi tüm<br />

İstanbul’un kahvesidir. Orada hiç değilse<br />

bir kez oturmamış edebiyatçı<br />

da gösterilemez” diye söz etmiştir.<br />

Meserret Pastahanesi 1900’lü yılların<br />

başında açılmış dönemin ünlü yazarlarının<br />

uğradığı yerlerden biri olmuştur.<br />

Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sait<br />

Faik, Edip Cansever, Melih Cevdet<br />

Anday, Muzaffer Buyrukçu, Mehmet<br />

Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Necip Fazıl<br />

gibi edebiyatçılar sık sık burada sohbet<br />

etmişler, yazılarını birbirleriyle<br />

paylaşmışlardır. Orhan Kemal’in bazı<br />

eserlerini burada yazmaya başladığı<br />

söylenmiştir.<br />

İkbal Kahvesi<br />

Cağaloğlu’nda Nuruosmaniye Camisi<br />

ile Kapalıçarşı arasındaki İkbal<br />

Kahvesi 1960’lı yılların sonuna kadar<br />

edebiyatçıların buluşarak sohbet<br />

ettikleri bir yer olma özelliğini<br />

korumuştur. Orhan Kemal ve oranın<br />

müdavimleri olan Yahya Kemal,<br />

Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet<br />

Haşim’in değişiyle “Kahvetül-ikbal”<br />

olarak tanınmıştır. Burada buluşan<br />

edebiyatçılardan Muzaffer Buyrukçu,<br />

Nurer Uğurlu ve Orhan Kemal, Edip<br />

Cansever, Musa Anter, Yaşar Kemal,<br />

Ece Ayhan, Rıfat Ilgaz, Oktay Akbal,<br />

Behçet Necatigil ve Sennur Sezer’in<br />

isimlerini biliyoruz.<br />

Papirus<br />

Beyoğlu sinemalarından Ses’in üzerinde<br />

Kulis Bar’ın garsonlarından Ertuğrul<br />

Bora tarafından 1972 yılında<br />

açılan Papirus 1977 yılında yanıncaya<br />

kadar Yaşar Kemal, Selim İleri, Cemal<br />

Süreyya gibi edebiyatçılara, sanatçılara<br />

hizmet vermiş, bir yönden onları<br />

orada bir araya getirmiştir. Yandıktan<br />

sonra da yakınındaki Ayhan Işık Sokak’ta<br />

Erman Han’da hizmet vermeye<br />

devam etmiştir.<br />

Papirus’un özelliklerinin başında,<br />

müdavimlerinin getirdikleri sinema<br />

ve tiyatro ilanlarıyla duvarlarının bezenmiş<br />

olması gelirdi.<br />

53

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!