21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

Bölüm 13 — Hollanda ve Iskandinavya<br />

Hollanda’da papalık zulmü çok önceden protesto edilmişti. Luther’den yedi yüzyıl kadar<br />

önce bir görev için Roma’ya gön-derilen ve orada papalığın gerçek niteliğini gören iki<br />

piskopos, Papaya korkusuzca meydan okudular; “Siz Tanrı’nın tapınağında kendinizi<br />

yüceltiyorsunuz. Koyunlara çobanlık yapmak yerine kurt gibi yaklaşıyorsunuz. Sizin<br />

hizmetkarların hizmetkarı olmanız gerekmez mi? Oysa siz efendilerin efendisi gibi<br />

yaşıyorsunuz. Tanrı’nın buyruklarının hor görülmesine neden oluyorsunuz.”<br />

Bu protestoyu dile getirmek amacıyla yüzyıllar boyunca ayağa kalkan başka insanlar da<br />

oldu. Valdenslilerin dilindeki Kutsal Kitap Hollanda diline çevrildi. Kutsal Kitap’ta,<br />

‘uyduruk masalların ve göz boyamanın değil, gerçeğin bulunduğu’ ilan edildi. On ikinci<br />

yüzyılda yaşamış olan eski imanın dostları gerçeği işte böyle duyurdular.<br />

Roma’nın zulmü orada da patlak vermeye başladı. Ancak imanlılar, çoğalmaya ve Kutsal<br />

Kitap’ın tek iman yetkisi olduğunu duyurmaya devam ettiler. “Kimsenin zorlanmaması<br />

gerektiğini, insanların Rab’be gerçeğin ilanıyla kazanılabileceğini” söylüyorlardı.<br />

Luther’in öğretişleri, Hollanda’da müjdeyi duyurmak için ciddi ve sadık insanları buldu.<br />

Eğitimli bir Katolik olarak rahipliğe atanmış olan Menno Simons, sapkınlık korkusuyla<br />

Kutsal Kitap’ı okuyamıyordu. İçinde yazılanlardan tümüyle habersizdi. Kendisini benliğin<br />

işlerine vererek vicdanını susturmaya çalıştı. Ama çabaları boşa çıktı. Bir süre sonra İncil’i<br />

okuma fırsatı buldu. Ona ek olarak Luther’in yazılarını da okuyarak Reform inancını kabul<br />

etti.<br />

Kısa süre sonra, bir adamın vaftiz olduğu için nasıl öldürüldüğüne tanık oldu. Bu olay<br />

onu çocuk vaftizi konusunda Kutsal Kitap’ı incelemeye yönlendirdi. Vaftiz olmak için tövbe<br />

ve imanın gerekliliğini gördü.<br />

Menno, Katolik kilisesinden uzaklaşarak kendi öğrendiği gerçekleri öğretmeye adadı.<br />

Almanya ve Hollanda’da fanatiklerden oluşan bir sınıf çıkmış, her türlü kurala ve düzene<br />

karşı koymaya başlamıştı. Neredeyse büyük bir ayaklanma olacaktı. Menno onların yalan<br />

yanlış öğretilerine ve düzenlerine karşı direndi. Yirmi beş yıl boyunca Hollanda’yı ve kuzey<br />

Almanya’yı dolaştı. Öğrettiği ilkeleri yaşamıyla örneklemesi çok etkili oluyordu. Dürüst,<br />

alçakgönüllü, içten ve ciddi bir kişiydi. Menno’nun emekleriyle büyük kalabalıklar iman<br />

etti.<br />

Almanya’da V. Charles, Reformu yasaklamıştı. Ama prensler onun baskısına karşı engel<br />

oluşturdular. Hollanda’da onun gücü daha etkindi. Birbiri ardına zulüm kararları alınıyordu.<br />

Kutsal Kitap’ı okumak, dinlemek ya da vaaz etmek, Tanrı’ya gizlice dua etmek, mezmurları<br />

söylemek ve kutsal resimlere eğilmemek, ölümle cezalandırılmaya başlandı. Charles ve II.<br />

Philip’in yönetimi altında binlerce kişi mahvoldu.<br />

92

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!