21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

gelenekleri, uygulamaları ve putları kilisenin içine akmaya başladı.”6“Hıristiyan inancı laik<br />

yöneticilerin beğenisini ve desteğini korumaya çalıştı. Kalabalıklar hala ismen bu inancı<br />

taşıyorlardı. Ancak birçokları özde putperest kaldılar; gizlice putlarına tapınmaya devam<br />

ettiler.”<br />

Kendisini Protestan diye adlandıran hemen her kilisede de aynısı olmadı mı? Gerçek<br />

reform ruhuna sahip insanlar geçip gittikten sonra, onların çocukları yeni bir model<br />

oluşturdu. Babalarının kabul ettiği gerçekleri körü körüne reddederek kendini in-kar eden ve<br />

dünyayı yadsıyan bir yaşam biçimine sırt çevirdiler.<br />

En yaygın kiliseler Kutsal Kitap standardından geniş bir şekilde koptular! John Wesley<br />

paradan söz ederken şöyle diyor: “Böyle harika bir yeteneği şatafatlı ve pahalı giysilerle ya<br />

da gereksiz takılarla tüketme. Şatafatlı ve pahalı mobilyalarla evini süsleme; değerli<br />

resimlere ve güzel kumaşlara paranı heba etme. Elbette birçokları senin ince zevkini,<br />

cömertliğini ve konukseverliğini takdir edecektir. Ama sen, Tanrı’dan gelen onurla hoşnut<br />

ol-maya bak.”<br />

Yöneticiler, siyasetçiler, avukatlar, doktorlar, tüccarlar dünyasal çıkarlarını geliştirmek<br />

amacıyla kiliseye katıldılar. Vaftiz olmuş dünyasal kişilerin zenginliğiyle güçlenen kilise<br />

oluşumları, giderek daha büyük bir popülerlik kazandılar. Şatafatlı, görkemli kiliseler<br />

yapıldı. İnsanları eğlendirmek amacıyla yetenekli kilise görevlilerine yüksek maaşlar<br />

ödenmeye başlandı. Vaazların yumuşak ve kulağa hoş gelir olmasına özen gösterildi.<br />

Böylece tanrısallık kisvesi altında benliğe hoş gelen günahlar gizlendi.<br />

New York Independent’in yazarlarından biri Metodist mezhebine ilişkin şöyle yazıyor:<br />

“Dindar insanlarla dindar olmayanlar arasındaki fark giderek kayboluyor; her iki tarafın da<br />

gayretli insanları eylem ve zevk alanındaki farkları en aza indirgiyor.”<br />

İşte zevk peşinde koşturmanın sonucunda, Mesih için özveride bulunma kavramı tümüyle<br />

ortadan kayboldu. Robert Atkins İngiltere’deki ruhsal gerilemeyi şöyle resmediyor: “Her<br />

kilisenin ön kapısına sapkınlık, sapkınlık ve sapkınlık kazınmış durumdadır. Bunu bir<br />

bilseler ve hissetseler, belki bir ümit olurdu. Ama nerede! ‘Zenginim, zenginleştim, hiçbir<br />

şeye ihtiyacım yok’ diyorlar.”<br />

Babil’e yöneltilen en büyük suçlama, ‘azgın ahlaksızlığının şarabını bütün uluslara<br />

içirmiş olmasıydı’. Bu şarap onun dünyayla dostluğunun sonucunda kabul ettiği sahte<br />

öğretileri temsil etmektedir. Böylece, Kutsal Kitap’ın açık sözlerine karşı duran öğretileri<br />

dünyaya sunarak, çürütücü etkisini gözler önüne sermektedir.<br />

Dünya Babil’in şarabıyla sarhoş olmasaydı, Tanrı Sözünün açık gerçekleriyle birçok kişi<br />

ikna olacak ve iman edecekti. Ne var ki dinsel iman o denli karıştırılıp bozuldu ki insanlar<br />

neye inanacaklarını bilemez hale geldiler. Dünyanın tövbesizliğinin günahı kilisenin<br />

kapısında durmaktadır.<br />

149

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!