21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Monarşiden Anarşiye<br />

Bölüm 4 — Parlayan bir Işık<br />

Papalık egemenliğinin uzun dönemi boyunca, Tanrı ve insan arasında Mesih’i tek aracı<br />

olarak kabul eden gerçek tanıklar vardı. Onlar Kutsal Kitap’ı yaşamın tek yetkisi olarak<br />

kabul ediyordu. Kendilerine ‘sapkınlar’ denildi; yazıları örtbas edildi, çarpıtıldı ya da<br />

bozuldu. Ama onlar her şeye rağmen ayakta kaldılar.<br />

Bu imanlıların tarih sayfalarında fazla bir yeri yoktur. Çünkü Roma, kendisine aykırı<br />

gelen her türlü kişiyi ve yazıyı yok etmeye karar vermiştir. Yalnızca bu insanları değil,<br />

onlara yaptıkları zulmün kayıtlarını da yok ettiler. Matbaanın bulunmasından önce az sayıda<br />

kitap vardı. Dolayısıyla Roma yanlılarını, hedeflerine ulaşmaktan alıkoyacak fazla bir engel<br />

çıkmadı. Papalık güce kavuştuktan kısa bir süre sonra kollarını uzattı ve kendisini<br />

tanımayan herkesi yok etmeye başladı.<br />

Büyük Britanya’da Hıristiyanlık, önceden kök salmış ve Roma sapkınlığından<br />

etkilenmemişti. Putperest imparatorların zulmü, Britanya kiliselerinin Roma’dan aldıkları<br />

ilk armağandı. İngiltere’de zulümden kaçan birçok imanlı İskoçya’ya sığındı. Böylece<br />

gerçek, hem orada hem İrlanda’da yayıldı ve bu ülkeler tarafından hoşnutlukla kabul edildi.<br />

Saksonlar Britanya’yı işgal ettiğinde putperestlik yeniden baskın çıktı. İmanlılar dağlara<br />

çekilmek zorunda kaldılar. Bir yüzyıl sonra ışık, uzaktaki diyarlara yayılmıştı. İrlanda’dan<br />

Columba ve onunla birlikte hizmet edenler çıktı. Bu kişiler ıssız Iona adasını müjdeci<br />

etkinliklerinin merkezi yaptılar. Aralarında Kutsal Kitap’a ait Sept gününü tutan müjdeciler<br />

de vardı. Iona’da bir okul kuruldu. Oradan çıkan müjdeciler İskoçya’ya, İngiltere’ye,<br />

Almanya’ya, İsviçre’ye ve hatta İtalya’ya gittiler.<br />

Roma kutsal kitap inancıyla tanışıyor<br />

Ancak Roma, Britanya’yı kendi egemenliği altına almaya kararlıydı. Altıncı yüzyılda<br />

Roma’dan çıkan görevliler, putperest Saksonları Hıristiyanlığa davet ettiler. Bu çalışmalar<br />

sırasında papalık önderleri sade imanlılarla da karşılaştılar. Onların karakterde, öğretide ve<br />

yaşam biçiminde ne denli yalın, alçakgönüllü ve Kutsal Kitap’a uygun bir görünüm<br />

sergilediğini gördüler. Oysa kendileri papalığın batıl inancını, debdebesini ve kibrini<br />

sergiliyordu. Roma bu imanlı kiliselerin Papayı tanımalarını istedi. Britanyalı imanlılar,<br />

Papanın kiliseler üzerinde bir üstünlüğü olmadığını, ona sadece Mesih’in herhangi bir<br />

izleyicisi gibi davranabileceklerini söylediler. Mesih’ten başka bir efendi tanımıyorlardı.<br />

O zaman papalığın gerçek ruhu ortaya çıktı. Romalı önder şöyle dedi: “Size esenlik<br />

getiren kardeşliği kabul etmezseniz, size savaş getiren düşmanlıkla karşılaşırsınız.”<br />

Britanya kiliseleri Papaya boyun eğdirilene ya da yok edilene kadar savaş ve aldatma<br />

etkinliği sürdürüldü.<br />

Roma’nın yönetimi dışında kalan ülkelerdeki imanlı topluluklar, yüzlerce yıl boyunca<br />

papalığın getirdiği yozlaşmadan özgür bir yaşam sürdüler. Kutsal Kitap’ı imanın tek gereği<br />

23

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!