21.04.2023 Views

Monarsi cagdan Anarsiye

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

Artık yerleşik ve doğal düzen buydu. Bir-kaç hafta geçmemişti ki yüzyıllardan beri böyleymiş gibi gelmeye başladı. Hele hele keskin dilli bir “Bayan Giyotin” vardı ki, zamanın başlangıcından beri buradaydı sanki. Giyotin konusunda bir sürü şaka yapılıyordu. Baş ağrılarınızı kökünden iyi ediyordu. Saçınızın ağarmasını engelli-yordu. Cildinize olağanüstü bir pembelik veriyordu. Sinek kaydı traş eden ulusal usturaydı. Kim Bayan Giyotin'i öpe-cek olsa, ufak bir pencereden bakıp, sepete hapşırıveriyordu! İnsan soyunun yeniden dirilişinin simgesiydi. Haç'tan daha çok önem taşıyordu. Göğüslerden haçlar çıkarılmış, yerlerine küçük giyotinler takılmıştı. Haç'ı yadsıyanlar Giyotin'e diz kırıyorlardı. Öyle çok kelle uçmuştu ki, toprak iğrenç bir kızıllıktaydı. Genç bir şeytan için düzenlenmiş bozyap gibiydi. Parçala-rına ayrılıyor, gerektiğinde de birleştiriliyordu. Gür sesleri susturuyor; güçlüleri perişan, iyisi ve güzeli yok ediyordu.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Monarşiden Anarşiye<br />

istendi. İmpara-torluk yasağına aldırmayarak yeniden kürsüye çıktı. “Tanrı’nın sözünü<br />

zincire vurmayacağıma söz verdim” dedi, “ve vurmayacagım.”<br />

Luther Worms’tan ayrıldıktan kısa bir süre sonra papalık ta-raftarları imparatora baskı<br />

yaparak ona karşı bir karar aldırdılar. Luther’in, ‘İnsan kılığına ve keşiş giysilerine<br />

bürünmüş Şeytan’in kendisi’ olduğu ilan edildi. Koruma güvencesi sona erer ermez, hiç<br />

kimse ona evini açmayacak, yiyecek ve içecek vermeyecek, sözle ya da eylemle ona<br />

yardımcı olmayacaktı. Yetkililere teslim edilecek, bağlıları tutuklanacak ve mülküne el<br />

konulacaktı. Yazıları yok edilecek ve bu buyruklara uymayanlar da aynı mahkumiyeti<br />

paylaşacaktı. Saksonya valisi ve Luther’e en dostça davranan prensler, Worms’tan<br />

ayrıldılar. İmparatorun buyrukları kurul tarafından kabul edildi. Roma taraftarları büyük bir<br />

sevince kapıldılar. Reformcunun önü kesinlikle kapatılmıştı.<br />

Tanrı saksonyalı frederick’i kullanıyor<br />

Luther’in hareketlerini gözleyen uyanık bir kişi vardı. Doğru ve soylu bir yürek onun<br />

kurtuluşunu görmeye kararlıydı. Tanrı Reformcunun korunması için Saksonyalı Frederick’e<br />

bir tasarı verdi. Evine doğru yolculuk yapan Luther, yanındakilerden koparılıp hızlı bir<br />

şekilde Wartburg’a, ıssız bir dağ kalesine götürüldü. Kaçırılması öyle gizemli oldu ki<br />

Frederick’in kendisi bile başarıya ulaşıp ulaşmadığını bilmiyordu. Bunun bir nedeni vardı;<br />

vali bir şey bilmezse, bir şey açıklayamazdı. Reformcunun güvencede olduğunu öğrenince<br />

hoşnut kaldı.<br />

İlkbahar, yaz ve sonbahar geçti. Kış geldi ve Luther hala tut-saktı. Aleander ve yandaşları<br />

seviniyordu. Müjdenin ışığı sönmek üzereymiş gibi görünüyordu. Ancak reformcunun ışığı<br />

daha büyük bir parlaklıkla yanacaktı.<br />

Wartburg’da güvenlik<br />

Wartburg’un dostça güvenliğinde Luther, mücadelenin sıcak-lığından ve kargaşasından<br />

özgür olmuştu. Ancak etkinlikler ve sert çatışmalarla geçen bir yaşama alışık olduğundan<br />

edilgen olmaya dayanamıyordu. Issızlıkta geçen bu günler boyunca, kilisenin durumunu<br />

düşünüp durdu. Mücadeleden çekildiği için korkaklıkla suçlanmaya çekiniyordu. Pek bir şey<br />

yapamadığı için kendi kendine hayıflanıyordu.<br />

Ne var ki günlük yaşantısında bir kişinin yapabileceğinden fazlasını başarıyordu. Kalemi<br />

asla boş durmuyordu. Düşmanları onun hala etkin oluşunun somut kanıtlarıyla şaşkına<br />

dönüyordu. Elinden çıkan birkaç broşür tüm Almanya’yı dolaşıyordu. Bir yandan da İncil’i<br />

Almanca’ya çeviriyordu. Kendi kayalık Patınos’undan bir yıl boyunca müjdeyi duyurmaya<br />

ve yanılgıları düzeltmeye devam etti.<br />

Tanrı kulunu toplum yaşamının sahnesinden bilerek çekmişti. Dağdaki yalnızlığın ve<br />

belirsizliğin içinde yaşayan Luther, dünyasal desteklerden uzak kalmış ve insanların<br />

65

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!